Neden Memnun Değiliz?

Özden Gökçe Yavuz
Mobillium
Published in
4 min readDec 29, 2022

Son günlerde dünya çapında yaşanan bir çok olumsuzluk nedeni ile insanlar stres ve hoşnutsuzluğun hakim olduğu, negatif bir ruhsal iklimi yaşamaya başlamışlardır. Kimileri bununla mücadele etmede başarılı iken kimileri o kadar da başarılı olamamaktadırlar. Ama kimileri var ki bunu adeta bir fırsat şölenine dönüştürür. Bu yaklaşımın İyi mi kötü mü olduğu bilinmez, çünkü bu yaklaşımı iyi veya kötü olarak nitelendirmek için niyeti bilmek ve kişiyi anlamak gerekir.

Fırsatları değerlendirmek her zaman kötü değildir. Kimi zaman daha ileriye gitmek için gereklidir. Fakat fırsatları gören kötü niyetli kişiler de vardır. Fırsat eşitliğinin nasıl oluşacağını düşünmeyen, önemsemeyen veya anlamayan kişiler sürekli doyumsuzluğun zirvesinde yaşarlar ve sürekli bir değişim arayışındadırlar. İmkanlarında yaşanacak en ufak bir değişiklik, özellikle maddi anlamda bu kişiler için çok cezbedicidir.

Yeterli eğitim, kültür ve adaletin olmadığı ülkelerde yetişen bireylerde, muhakeme yeteneği yeterince gelişmiş olmadığında yaşanan gelecek kaygısı insanı büyük bir rekabete, memnuniyetsizliğe ve aç gözlülüğe sürüklemektedir. Alt ve orta sınıf olarak nitelendirilenlerin yaşam standartlarındaki değişiklikler, maddi yetersizlik endişesi, sürdürülebilirliğe yönelik korku gibi negatif unsurların bütünleşmesi neticesinde, derin bir kaygı duyuyor olmaları normaldir. Fakat önlerine çıkan her fırsatı değerlendirmeyi tek çözüm olarak görüp yerli yersiz, zamanlı zamansız hareket etmekten çekinmedikleri takdirde kendileri için ürettiklerini sandıkları hiç bir çözüm yeterince sağlıklı olmayacaktır.

Hep daha fazlasını istemek, aramak doğal bir durum olsa da özellikle son dönemlerde sık sık tanık olduğumuz; yetersizlik, mutsuzluk, daha fazlasına ulaşmak için kendine veya çevresine acımasız (maddi veya manevi) davranma artık temel bir sorun halini almıştır. Daha iyisini arzu etmek herkesin en doğal hakkı olsa da bu yolda kendimizi kaybettiğimizde yaşadığımız anın, yerin kıymetini ve önemini gözden kaçırmaktayız. Başlangıçta girdiğimiz bu yol olumlu sonuçlar verse de genel anlamda ilerleyen süreçte yorgunluk ve bıkkınlık olarak bize dönmeye başlayacaktır. Daha iyisine ulaşma arzusunu belki de içinde bulunduğumuz durumu veya yeri yeniden değerlendirme, fırsatlar arasında doğru şekilde karşılaştırma yapmak amacı ile kullanabiliriz.

Günümüzde tıpkı sosyal medya içerikleri, spekülasyonlar, hastalıklar gibi sürekli şekilde yayılan memnuniyetsizlik nedeniyle elinde olan hiçbir şey ile yetinemeyen onlarca insana rastlar olduk. İnsanın doğal açlık güdüsünün maddi, görsel ve işitsel yollarla gereğinden fazla uyandırılıp etkinleştirilmesiyle, memnuniyetsizliğe giden yol açılmaktadır. Öncelikle çözümlememiz gereken sorulardan bir tanesi de sorunun asıl kaynağının gerçekten dış dünya olup olmadığıdır. Yani her şey rayında olsaydı ve çok güzel gidiyor olsaydı memnuniyeti de hakkı ile yaşayabilir miydik?

Burada bulmamız gereken yanıt ise hayatın kendisinden ziyade bizim memnun olma durumumuzu etkileyen tutumlarımızın nasıl şekillendiğidir. Bizi memnuniyetsizliğe iten şeylerin neler olduğu, bizde hangi duygular uyandırdığı, gerçekliğe dayanıp dayanmadığını iyi bir şekilde tahlil etmemiz gerekir. Çünkü insan farkında olmadan tamamen içgüdüsel olarak sağlıklı ve mutlu kalabilmek için yaşamla mücadele eder. Genellikle de içinde bulunduğumuz durumda memnun olmadığımız en az bir konu bulunur. Bu kimi zaman imkanların yetersizliğinden, kimi zaman da seçeneklerin fazlalığından ortaya çıkar. Seçenekler fazla olduğunda aranan şey her ne ise daha iyisine ulaşmak için bir arayış ve seçim döngüsüne girilir. Fakat ancak kendimizi ve dış dünyayı doğru değerlendirerek gerçek bir sonuca varabiliriz.

Memnuniyetsizlik bir anda ortaya çıkmaz, yavaş yavaş işleyerek içimizi doygunluğa ulaşacağımız noktaya kadar doldurur. Bahsi geçen küçük parçaların birleşmesinin ardından ise tahammülsüzlüğe doğru devam eder. Gelinen noktada küçük ya da büyük karşılaştığımız her konuda verilebilecek tepkiden daha fazlasını göstermeye başlayarak kendimizi veya karşımızdakini haksız çıkarmaya başlarız. Sürekli haklı olduğumuz fikrinde olup kendi zihnimizde büyüteçlerle öne çıkardığımız şeyler dışındaki hiçbir bilgiden, değişiklikten ve yenilikten memnun olmayız ya da bunlarda hep bir eksik ararız.

Anlamlı bir gelecek inşa edebilmenin en temel adımı iyi bir kültür içerisinde bireylerin haklarının gerçekten korunduğu, eşit ve adil bir düzenin yaratıldığı bir ortamda tüm yönleri ile tatmin edici bir hayata sahip olmak ve tabii günümüzde buna ek olarak tatmin edici bir maddi gelire sahip olmak.

Bunların hepsinin aynı anda sağlanması mümkün olmasa da elimizde olanları doğru değerlendirdiğimizde memnuniyeti yakalamak çok da zor değildir. Burada devreye insanların esneyebilme, muhakeme ve kendinin yeterince farkında olma yetkinlikleri girmektedir. Mesela karşılaştığımız örneklerden yola çıkacak olursak bir iş değişikliğinde yalnızca maaş karşılaştırması yapmamız diğer tüm faydaları göz ardı etmemiz doğru olmayacaktır. Bir işe başladığımızda işyerinin kültürü, çalışanlarına sağladıkları, çalışma ortamındaki diğer insanlar, gelişim olanakları, işlerin yapılış şekli gibi bir çok değişken memnuniyetimizi üst düzeyde etkiler. Bu nedenle artı eksileri yazdığımız bir kağıt kalem veya akıl terazisi bize burada yol göstermek için devreye girer. Bu noktadan sonra verilecek karar, tamamen bireyin kendisini nasıl daha memnun hissedeceğini somutlaştırır.

“Geçmiş hatıralar ve gelecek özlemler yalnızca memnuniyetsizlik yaratır. Zihinsel sükûnete giden yol şu anı gözlemekte ve farkındalığımızdan oluşan nehirde rahatsız edilmeden akıp gitmesine izin vermekte yatar.”

Irvin D. Yalom

Vereceğiniz kararlarda, en sağlıklı olanı yakalayabilmenizi dileriz!

Esen Kalın.

Kaynakça

Toledo, S. D. (t.y.). Hep Daha Fazlasını İstemek. https://www.simapsikoloji.com/hep-daha-fazlasini-istemek/

Ünsal, H. (2016, Nisan 13). Son Moda Ruh Hastalığı: Memnuniyetsizlik. https://indigodergisi.com/2016/04/hayatin-ruh-hastaligi-memnuniyetsizlik/

--

--

Mobillium
Mobillium

Published in Mobillium

We’re a mobile-focused digital product & experience studio. We specialize in transforming product owners’ visions into standout digital products that captivate and engage. With 10 years of experience in mobile development, we have established ourselves as an innovative company.

Özden Gökçe Yavuz
Özden Gökçe Yavuz

Written by Özden Gökçe Yavuz

Psychologist, People&Culture Specialist, Communication Addict, Hardworker