Bir Görüş: Kuşkuculuk II

Ilımlı Kuşkuculuk ve Deneyim-dışı Bilgiye İlişkin Kuşkuculuk

İlter Güvenç
Mozartcultures
2 min readAug 4, 2020

--

Kuşkuculuğun tarihi felsefe tarihi kadar eskidir. Antik Yunan düşünürü olan Pyrrhon’dan, Carneades’e, Descartes ve diğer filozofların öne sürdüğü çokça kuşkucu akımı bulunmaktadır. Kuşkucu akımlarının yanında Pyrrhon ile birlikte öne kuşkuculuğu destekleyici çokça argüman ortaya atılmıştır.

“Sextus Empiricus”

Ilımlı Kuşkuculuk

Ilımlı kuşkuculuk, radikal kuşkuculuktan sonra Carneades tarafından savunulmuştur. Ilımlı kuşkuculuğun, radikal kuşkuculuktan farkı “epokhe” kavramının yok sayılmasıdır. Diğer bir deyişle Carneades, bu kavramın insanı çıkmaz bir yola soktuğunu söylemiştir. Carneades doğrudan deneyimlerimizin bilgisinin dışında hiçbir iddianın kesin olmadığını söylemiştir. Bununla birlikte Carneades, epokhe kavramını yok saymakla yetinmemiş insana hayatta yol gösterecek bir kuram haline getirmiştir. “Carneades izlenimlerin veya duyu-deneyiminin, kesinlikle güvenilir olan bir izlenimi, hiçbir şekilde güvenilir olmayan diğer izlenimlerden ayıracak özelliklere sahip olmadığını; hiçbir izlenimin algılayan özneye, nesnesini olduğu gibi yansıttığını teminatını veremeyeceğini savunuyordu.” (Cevizci, 2018: 47) Bu çerçevede Carneades, izlenimlerin doğru olduğunu veya nesnelerin yanlış olanı yansıttıklarını reddetmek yerine onların doğruyanlış olarak muhtemel ve doğru- yanlış olmalarının olasılık dahilinde olduklarını söylemiştir. Carneades’in öğrenci olduğu Platon’un Akademisinde Carneades tarafından sunulan bu görüşe ılımlı kuşkuculuk adını vermekteyiz.

Deneyim-dışı Bilgiye İlişkin Kuşkuculuk

Bilgi felsefesi çerçevesinde son önemli kuşkuculuk, deneyim-dışı bilgiye ilişkin kuşkuculuktur. Bu kuşkuculuk görüşü bilimsel bilginin mümkün olduğu görüşünde olan filozoflardır. Bu filozoflara örnek Hume gösterilebilir. Hume, kuşkuculuğa karşın görüşlerini “Hume Çatalı” görüşünde öne sürer. “Hume, sahip olabileceğimiz bütün bilgi ya da doğruları “olgu ilişkileriyle ilgili doğrular” ve “ide ilişkileriyle ilgili doğrular” diye ikiye ayırır.” (Cevizci, 2018: 50) Hume bu iki tutum haricinde başka konu hakkında bilgimiz olamayacağından ötürü, metafiziğin de çöpe atılması gerektiğini söylemektedir. Deneyim-dışı bilgiye ilişkin kuşkuculuğun diğer önemli temsilcileri; Auguste Comte ve Immanuel Kant’dır. Comte’un bilgi çerçevesi bilimin bilgisinden ibarettir. Comte, bilgiyle doğallıkla deneysel, bilimsel bilgiyi anlatmak ister. Ona göre bu dönemde bilimsel bilgiler, şeylerin nihai nedenlerini aramaktan vazgeçerek; gözlem ve deney yoluyla olayların nasıl cereyan ettiğini betimlemekle yetinme durumuna gelmiştir.” (Cevizci, 2018: 50)

Kaynakça;

  • Ahmet Cevizci, Felsefeye Giriş.

--

--