Ulaşımda çok “İlkeliz” ama geliyor…

Muzaffer Karataş
MuzafferW3
Published in
3 min readApr 6, 2017

Bi’ düşünün, yerin yüzlerce metre altından çıkardığımız, inanılmaz zararlı fosil yakıtları, sürüngen araçlara koyarak elimizle düzlediğimiz, sonra da üzerine beton döktüğümüz, adına “Yol” denen düzlüklerin üstünden bi’ yerlere ulaşmaya çalışıyoruz. Pehh!

Artık beni çok heyecanlandıran bir yöntem daha mevcut!

Şimdi asıl konuya geçmeden önce biraz teknik bilgi vermek istiyorum.

GPS (Global Positioning System; Küresel Konumlama Sistemi)

ABD Savunma Bakanlığı tarafından projelendirilip hayata geçirilen bir sistem, GPS.

Bu sitem, gezegenimiz yörüngesine yerleştirilen ve bir çeşit radyo frekansı yaymakta olan 24 uydudan oluşuyor.

Yer yüzündeki bu radyo sinyallerini algılayabilen cihazlar, yani GPS alıcısı olan herhangi bir cihaz dört farklı uydudan aldığı sinyalle dünyadaki konumunu belirleyebiliyor. Hatta bazı gelişmiş drone’lar bile GPS üzerinden kontrol edilebiliyor, uydu aracılığıyla belirlenen rotayı dolaşıp istenilen bölgeye iniş gerçekleştirebiliyor.

Günümüzde bütün akıllı telefonlarda GPS alıcısı bulunmakta. Biz ülke olarak ABD ürünü olan GPS’i kullanıyoruz. Bu da demek oluyor ki ülkemizdeki bütün GPS alıcılarının konumu ABD savunma bakanlığı tarafından bilinmekte. Ne yazık ki bu durum ulusumuz adına büyük bir güvenlik açığıdır. Fakat, çok maliyetli ve yüksek teknoloji ürünü olan bu sitemi hayata geçirebilmiş birkaç ülke bulunuyor.

Bunlar: Rus navigasyon sistemi GLONASS, AB tarafından geliştirilen Galileo, Çin tarafından geliştirilen Compass ve Hindistan tarafından geliştirilen IRNSS

Bu teknolojinin kullanımı akıllı telefonların yaygınlaşmasıyla, sivil alanda da çok arttı. En önemlisi bazı dornelar güçlü bir GPS alıcısı barındırıyor, kunumuzun kilit noktası bu.

Dronelar

Son yıllarda çok yaygınlaştılar. Üstelik GPS alıcısı olanlar da var, bu sayede kullanıcısının belirlediği rota için kalkış yapıp rotayı tamaladıktan sonra yine öncenden belirlenen konuma iniş gerçekleştirebiliyorlar. Başka bir deyişle “İstanbul’dan kalk Muğla’ya in” desen yapabilir. Tam bu noktada pil teknolojisine değinmek istiyorum, pil Simya’nın bir dalı olan Kimya’nın alanı. Bu nedenle gelişimi çok yavaş. Pildeki büyük bir gelişme hiç şüphesiz dünyayı değiştirecektir.

Bu droneların insan taşıdığını düşünün, içine girilse “İstanbul’dan kalk Muğla’ya in” desen harika olmaz mı?
Bu gerçekten günümüz teknolojisiyle bile mümkün, pilin yettiği kadarıyla.

Bunun mümkün olduğunu ispatlayan: eHang 184

Bu harika bir buluş! İçine gir, rotayı ve iniş noktasını belirle. GPS aracılığı ile rotayı dolaştırıp seni istediğin yere indirsin. Çok heyecan verici değil mi? Bu gelişme yolları, arabaları, fosil yakıtları tarihe gömebilir. Büyük ihtimalle gömecek.

Biraz detay vermek gerekirse; eHang, Çinli bir firma. Bu insanlı drone çinli mühendisler tarafından geliştirilmiş.

İlk defa, ABD’nin Las Vegas kentinde gerçekleşen dünyanın en büyük tüketici elektroniği fuarı olan CES 2016'da görücüye çıkarılan eHang 184'ün testlerine Dubai’de devam ediliyor.

Saatte 100 km/hız a ulaşabilen bu drone 23 dakika havada kalabiliyor, şarj süresi 2 saat. 100 kilo yük taşıma kapasitesi olan eHang 184 yaklaşık 200 kilo.

Bu videoda eHang 184 detaylıca gösterilmiş

İnsanlı dronelar, gezegenimizdeki ulaşım yöntemlerini tamamen değiştirecek. Günün birinde, belkide çok yakında Ankara’da otururken İzmir’deki işimize her gün evden gidip gelebileceğiz.

Paylaşacaklarım bu kadar.
İçeriği yorumlarınızla zenginleştirebileceğinizi unutmayın.

Bir sonraki yazımda buluşmak üzere…

Muzaffer Karataş

www.netfark.com

--

--

Muzaffer Karataş
MuzafferW3

Full Stack Web Developer, Entrepreneur & Family Man