Kasım’da roman yazmak başkadır

Arkadaşlar, 1 Kasım’dan itibaren roman yazmaya başlıyoruz. Hepimiz! Çünkü dünyanın bizim yazacağımız romanlara ihtiyacı var…

--

Kasım. Ulusal roman yazma ayı. Orijinal adıyla National Novel Writing Month. Kısaca: NaNoWriMo.

Böyle bir etkinlik var. Tıpkı spor müsabakaları gibi her yıl tekrarlanıyor. 1999’dan beri her yıl Kasım ayında binlerce roman yazılıyor. Maraton koşmak gibi. Bacaklarınızla değil aklınızla, hayal gücünüzle koşuyorsunuz.

Adında “Ulusal” geçiyor ama çok kısa bir sürede “Uluslararası” bir kimliğe kavuşmuş. Antarktika dahil tüm kıtalardan ve neredeyse dünyadaki tüm ülkelerden katılım var. Ekim 2015 tarihi itibariyle NaNoWriMo.org web sitesine Türkiye’den kayıtlı 970 üye var. Çok az :(

2014’de tüm dünyadan 81 bini öğrenci olmak üzere toplam 325 bin kişi bu aktiviteye katılmış. Tabi katılan herkes roman yazamıyor ya da yazmaya başlasa da bitiremiyor. Ama bitirenlerden bazıları romanlarını çoktan bastırıp yayınlatmış bile.

Bu aktivitenin kuralları ne? Çok basit. Yazmaya tam 1 Kasım’da başlıyoruz. Ne isterseniz kullanabilirsiniz. Klavye de olur, kalem de… 30 Kasım saat 11:59’da kağıtları kalemleri bırakıyoruz. Yazdığımız metin en az 50.000 kelimelik bir roman olmak zorunda.

Neden 50.000 kelime? Çünkü zor ama ulaşılabilir bir hedef. Bir çalışanın ya da bir öğrencinin gerçekleştirebileceği bir aktivite. Bir ayda 50.000 kelime yazabilmek için günde 1667 kelime uydurmak gerekiyor. Fikir vermek açısındanvideolarımda 1 dakikalık bir konuşmada yaklaşık 100 kelime söylüyorum. Yani hedefimi gerçekleştirmek için 17 dakika boyunca konuşmam ve daha sonra da bunları yazıya geçirmem gerekir. Ya da doğrudan yazmaya başlayabilirsiniz. Yavaş bir yazar saatte 800 kelime yazabilir. Yani günde iki saatinizi bu işe ayırmanız gerekecek. Zaman yönetimi konusunda sıkıntı yaşayanlar benim “tek mi? çift mi?” yöntemimi kullanabilir. Mesela akşam 20:00’de bir saat yazıp, 21:00’de ara verip 22:00’de bir saat daha yazabilir.

En sevdiğim roman yazarlarından biri olan Stephen King’in şöyle bir rutini var. Her sabah 8:00–8:30 gibi masasına oturuyor ve yazmaya başlıyor. 2–3 saat sonra günlük 2000 kelimelik kotasını dolduruyor ve yazmayı bırakıyor. Bu işi yıllardır tatil günleri de dahil olmak üzere her gün yapıyor. Bu rutinle 54 roman 200 hikaye yayınladı. Günde 2–3 saat yazarak…

Romandan ne anlıyoruz? Kurmaca yani uydurduğunuz bir metin. Uzunca. İyi de kim karar veriyor yazdığımın bir roman olup olmadığına? Kendiniz. Eğer roman yazdığınızı düşünüyorsanız, roman yazıyorsunuzdur. Bunu kimse engelleyemez. Üstelik internet sayesinde yazdıklarınızı çok kolay bir şekilde yayınlayarak tüm dünyanın beğenisine sunabilirsiniz, veya yazdıklarınızı tamamen kendinize saklayabilirsiniz.

Yazmak size korkutucu mu geliyor? Ne yazalım? Nasıl hazırlanalım? Kendime de sık sık hatırlattığım en kolay tavsiye şu: “Ne biliyorsan onu anlat!” Samimi ol. Peki roman nasıl yazılır? Nasıl öğrenebilirim? İnternette ve kitapçılarda bununla ilgili pek çok kaynak var. Benim bu konuyla ilgili en çok beğendiğim iki kitaptan biri Stephen King’e ait: “Yazma Sanatı”. Tavsiye ederim. Ama öğrenmenin sonu yok. Başlamak için kendinize engel koymayın! Bir şeyi öğrenmenin en iyi yollarından biri, o işe balıklama dalmaktır.

Yazmak konusunda beğendiğim diğer kitap: “Bir senaryo yazmak”. Evet doğrudan roman yazmakla alakalı değil. Ama çok faydalı. Zaten bu etkinlikten ilham alan bir başka etkinlik de“Zero Draft Thirty”. Bu etkinlikte de Kasım’da roman yerine bir senaryo yazıyorsunuz. İsteyen bunu da deneyebilir.

Sonuçta bu bir meydan okuma! Tıpkı vücut geliştirir gibi sadece beyin kaslarını geliştirmek için bile bu aktiviteye katılabilirsin. Yazma alışkanlığını kazanmak için. Yazarak kendini ve dünyayı keşfetmek için.

Hadi o zaman. Kasım ayında roman ya da senaryo yazıyoruz. Yazmaya başlayacak olanlar, en azından niyet edenler parmak kaldırsın. Sorusu ve yorumu olanlar, yazmaya yorumlar kutusundan hemen başlasın. Gelişmeleri takip etmek isteyenler abone olmayı unutmasın.

--

--