Netflix’in amacı bir tür açık dijital Universalism
Amerikalılar, İngilizler, Ruslar, Türkler, Japonlar, Çinliler veya gelişmekte olan ülkelerde yaşayanlar artık kendilerine öğretilen tarihin, devlet politikalarının ve toplumlarının onlara biçtikleri rollerin de dışında varlıklarını sürdürüyorlar
Aşırı sağın dünya genelinde yükselmesi ve Dünyayı ekonomik bir daralmanın bekliyor olmasının getirdiği göçmen krizleri gerçekliği de yukarıdaki tabloyla taban tabana zıt bir realite olarak karşımızda duruyor.
Alfonso Cuarón’un son filmi Roma’nın Netflix platformuna geldiği gün Sinemada da vizyona girmesi olayına ‘… bu iş planı sinema tarihi için bir Fransız Devrimi etkisidir bekleyin ve görün’ demiştim
Sinema ve Devrim kelimeleri ülkemizde ise Organize İşler Sazan Sarmalı filminin vizyondaki ikinci haftasında Netflix platformuna verilmesi sonrasında gazetelere manşet oldu.
Yaşananlar karşısında Ahmet Hamdi Tanpınar’ın o muhteşem sözleri aklıma geliyor ve; ‘’Seni o kadar iyi anlayabiliyorum ki’’ diyebiliyorum
Solcu gizli, musır ve cahil…
Sağcı, milliyetçi geçinenlerin hepsi cahil ve kupkuru…
Ortadakiler darmadağınık…
Hemen hepsi zevksiz ve tahammülü güç.
Biraz zevki ve anlayışı olanlar kıskanç.
Yarabbi ne kadar yalnızım.
Konumuz Sinema ve Devrim !
Roma yazısında bahsettiğim Devrim aslında böylesi bir ortamda bu filmin çekilebiliyor olmasıydı. Netflix’in bu filmin günümüz dünyasında, zamanın ruhunda deli cesaretiyle elini değil adeta gövdesini taşın altına koymasıydı.
New York Times’da Farhad Manjoo ‘Netflix Is the Most Intoxicating Portal to Planet Earth’ başlığıyla kaleme aldığı makalede ilginç tespitlere yer veriyor.
Makalenin spotunda ; ‘Netflix, Amerikan fikirlerini yabancı bir kitleye satmaya çalışmak yerine, uluslararası fikirleri küresel bir kitleye satmayı hedefliyor’ diyor
Aslında yazıda da bahsedildiği üzere
Netflix, bir tür açık dijital kozmopolitizm(Evrendeşcilik) planlıyor.
Netflix’in en çok izlenen ve en kültürel açıdan en önemli prodüksiyonlarının bir listesi Birleşmiş Milletler Modeline benziyor
Japonya Tidying Up with Marie Kondo
Avustralya Hannah Gadsby: Nanette
İngiltere Sex Education |
İspanya La casa de papel |
Türkiye Hakan: Muhafız |
İtalya Baby |
Son olarak da ülkemizde epey tartışılan Organize İşler Sazan Sarmalı filminin 190 ülkeyle paylaşılma hikayesi…
Silikon Vadisi’nde büyüyen teknoloji şirketlerinin CEO’larının ağızlarından düşürmediği bir sakız vardır herkesin malumu;
‘Gezegeni daha iyi bir yer yapmak için çalışıyoruz!’
Trump’ın seçimlerini nasıl kazandığını Mark Zuckerberg’e,
Toplumların nasıl bir öfke sarmalı içinde trollerle mücadele ettiğini de Jack Dorsey’e sorabiliriz aslında ; ‘Gezegen yaptıklarınızdan dolayı ne halde?’
Bir teknoloji şirketi dünyayı daha da yakınlaştırmak istiyor mu?
Sosyal ağların, dünya genelinde yanlış bilgilendirme ve popülist tutku yaratmaya yardımcı olduğundan zerre şüphemiz yok!
Reklamlardan değil de abonelikten para kazanan Netflix’in ayrıldığı nokta tam olarak burası belki de…
‘Gezegeni daha iyi bir yer yapmak için çalışıyoruz!’ demiyorlar
Hatta açık açık bizim rakibimiz insanların uykusu diyerek de gayet şeffaf bir politika izlediklerini haykırıyorlar.
Netflix CEO’su Reed Hastings’in her yeni müşteriyi memnun etmekten başka bir derdi var gibi görünüyor.
Bu derdi anlamak için her yeni dizi için 26 dilde altyazılara ve 10 dilde yüksek kaliteli, uygun şekilde dudak senkronize ses dublajına bakabilirsiniz aslında.
Birbirinden uzaklaştıkça popülist demagogların kucağına düşen insanlara bak Koreli’yle ne kadar da benzer bir hikayen var demek istiyor. Bir Türk’ün evlilik çağına gelmiş kızıyla olan babalık ilişkisini New York’a izletmenin derdinde!
Netflix’in bu amacı kazalara da neden olmuyor değil!
Netflix, Suudi Arabistan’ın talebi üzerine “Hasan Minhaj ile Vatanseverlik Yasası” isimli komedi programının bir bölümünü, Suudi Arabistan platformundan kaldırdı.
Haber-komedi programının ekrandan çekilen bölümünde, Suudi Arabistan’ın İstanbul Başkonsolosluğu’nda öldürülen muhalif gazeteci Cemal Kaşıkçı cinayeti eleştiriliyordu. İlk defa Ekim ayında ABD’de yayımlanan bölümünde Minhaj, ‘’Müslüman ve Amerikalı biri olarak söylüyorum, Suudi Arabistan’la ilişkilerimizi gözden geçirmek için iyi bir zaman olabilir’’ demişti.
Programda ayrıca Suudi krallığı otokratik olarak tanımlanmış ve Yemen’deki savaşa müdahalesi nedeniyle eleştirilmişti.
Ancak bu kazalara rağmen diğer sosyal ağlara nazaran şirket insanları ortak duygular etrafında toplamayı amaçlıyor.
En azından bunun mücadelesi içinde olduğu aşikar.
Yoksa nasıl olur 31 senedir yaşadığım ülkemdeki hiç bir politikacı, hiçbir gazeteciye söylemediğim şeyi David Letterman için söyleyebilirim ki…
Yeri gelmişken dile getireyim yine;
31 Yaşındaki bir gazeteci olarak Letterman’ın dünya görüşüne, politik perspektifine koşulsuz şartsız imzamı atarım
Netflix kültürel sınırları zorluyor ve tüm dünyada yeni tartışmalar başlatıyor
Ve Netflix bir tür açık dijital Universalism etrafında vicdanlı insanları bir araya topluyor. . .
