Ari Barokas | Lafıma Gücenme (2018)

Bu Albümün Nesi Güzel?
nedenozel
Published in
8 min readJan 27, 2023

Ari Barokas’ın ilk stüdyo albümü Lafıma Gücenme, farklı hissiyatları ortak bir anlatım tarzı ve olgunlukla ifade etmesi ile kısa zamanda kült haline geldi. Albümü özel kılan detayları anlatmaya çalıştım.

Erkin Can SEYHAN | erkin@nedenozel.com

Hafızam beni yanıltmıyorsa güncel albüm yazılarına konu olan çalışmalar haricinde an itibariyle en genç albümü konuşmaya başlıyoruz. Çünkü, geçtiğimiz günlerde ustalara saygı niteliğindeki stüdyo albümünü yayınlayan Ari Barokas’ın kendi bestelerinden oluşan ilk albümü Lafıma Gücenme, henüz beş yıl gibi bir süre önce yayınlanmış olmasına rağmen memleketin hızla değerlenen kült albümlerinden biri haline geliyor. Buradaki değerlenmekten kastım tabii ki kitlelere ulaşmak ve hemen her şarkısı ezbere bilinir hale gelmek. Nasıl ki Bülent Ortaçgil’in Benimle Oynar Mısın albümünden konuştuğumuz sırada albümün gördüğü kıymetin periyodik olarak büyüdüğüne vurgu yaptıysak Lafıma Gücenme de böyle bir albüm olarak bizim çağımızın şansı, doğal olarak da bizim şansımız olarak her parçası ile dillerde dolanmaya devam ediyor. Çıktığı günden beri Yaşıyorum Sil Baştan ve Salaksın başta olmak üzere pek çok şarkının müzikseverler tarafından sevildiğini gözlemliyorduk ama özellikle son bir yılda albüme çevremdeki herkesin geniş bir ilgi gösterdiğini gözlemliyorum ve bu bir müziksever olarak beni mutlu ediyor.

Aslına bakılırsa daha birkaç hafta evvel yeni bir albüm çıkarmış Ari Barokas’ın güncel çalışması hakkında konuşmak daha uygun olabilirdi ama Ari Barokas’ın solo kariyerinin başlangıcı niteliğinde olan Lafıma Gücenme, Barokas’ın söz yazarlığını ve besteciliğini konuşturduğu bir albüm olarak bir hayli kıymetli. Şu sıralar Ari Barokas’tan bahsederken güncel bir albüm yazısı yerine kült albüm olgusu üzerinden konuşmak daha çok içimden geldi. Tabii ki yeri gelmişken son albüme de kısaca değinmek gerek. “Bu Toprak Senin” ismini taşıyan albüm, bizi yetiştiren bu topraklardaki kültürel dünyaya eserleriyle katkı sağlamış şairler ve ozanların eserlerini bir araya getiriyor. Ari Barokas’ın yine Lafıma Gücenme’deki gibi bir sound ile icra ettiği albümde, Türk halk müziğinin klasikleşmiş eserleri Gel Gizli Gizli, Yolcu, Şifa İstemem Balından gibi türküler yer alıyor. Ayrıca, albümün giriş parçası ise Aşık Veysel’in pek bilmediğimiz, hatta itiraf etmeliyim ki benim Ari Barokas sayesinde keşfettiğim Seksen Yıllık Yolu Biraz Düşünek / Nasihat adlı eseri. Bu türkünün yorumu, albümün ikinci parçası Felekten Saadet Çalınmaz ve bir Özdemir Erdoğan eseri olan Kadehler ile birlikte benim için albümün en iyi parçaları. Ari Barokas’ın Lafıma Gücenme albümü gibi Bu Toprak Senin albümünü de ilk fırsatta dinlemenizde yarar var. Ancak, bugünkü konumuz Lafıma Gücenme. İlk olarak albümün şarkı listesine bakalım:

1. Yaşıyorum Sil Baştan

2. Salaksın

3. Yalnızlık Kanında Var

4. Gavurlar

5. Yalan

6. Beyni Yok

7. Nafile

8. Ömrümüz Yine Geçiyor

9. Yangın Var

10. Egotango

Yazıyı okurken albümü dinlemek için şöyle buyurun lütfen…

Albümün Kısa Hikâyesi

Ari Barokas | Lafıma Gücenme (2018, Garaj Müzik)

Her şeyden önce Lafıma Gücenme, Ari Barokas’ın ilk solo albümü olduğu için Ari Barokas’ın bu albüme kadar sürdürdüğü yolculuğu gruplar üzerinden incelemekte yarar var. Barokas, hepimizin bildiği üzere ülkenin en önemli rock gruplarından Duman’ın bas gitaristi. Ancak tabii ki sanatçının ilk stüdyo çalışması Duman ile de değil. Ari Barokas, sonraki yıllarda bir başka önemli pop rock gruplarımızdan Yüksek Sadakat döneminde yakından tanıyacağımız Kenan Vural ile birlikte 1997 yılında Serüven adlı bir grup olarak yine aynı ismi taşıyan bir albüm çalışması gerçekleştiriyor. Raks’tan kaset olarak çıkan albümden kısa bir süre sonra Ari Barokas, Duman’a dahil oluyor ve buradan sonraki süreci hepimiz biliyoruz. 2000’li yıllara dönüp baktığımızda Türkçe sözlü rock müziğe mor ve ötesi, Kurban ve Athena gibi gruplarla birlikte damga vuran Duman, halihazırda her geçen gün olgunlaşmaya ve artık yıllanmışlık bakımından “baba gruplar” klasmanına doğru emin adımlarla ilerlemeye devam ediyor. Tabii ki Duman’ın bu yolculuğunu birçoğumuz için en değerli kılan unsur, sound olarak olgunlaşan grup müziğinin yanı sıra, aslında ilk albümlerden beri görülen ama grubun son albümü Darmaduman’ın en temel unsuru olan politik anlatım. Özellikle son 20 yıllık politik iklim ile müzik dünyamızdaki yolculukları geniş ölçüde örtüşen Duman, Darmaduman’ın yayınlandığı zamanlarda ODTÜ ve Gezi Parkı’nda zorbalığa direnmiş olan yurttaşlara Eyvallah gibi müthiş bir şarkı armağan etmişti. Ayrıca pek çok gazetecinin ve fikir insanının tutuklandığı, operasyonların yoğun olarak yaşandığı dönemlerin peşine Gözleri Kanlı gibi kıymetli bir şarkıyla kulaklarımızın pasını silmeleri unutulmazdı. O dönemden beri henüz yeni bir albüm çalışması yayınlamayan fakat konserlerine devam eden Duman’ın üyeleri, solo albüm çalışmalarıyla karşımıza çıkarken Kaan Tangöze’nin ve Ari Barokas’ın çalışmaları, benim şahsi ilgi alanıma dahil oldukları için dinleyip benimsediğim albümler oldular. İşte Lafıma Gücenme, bu dönüm noktasında Ari Barokas’ın yayınladığı solo albüm olarak hayatımıza girdi ve Duman’ın son albümünde belirginleşmiş olan politik hassasiyeti, bilge mizacı ve iyice olgunlaşmış müzikaliteyi Ari Barokas’ın solo kariyerindeki tarzında farklı ve özel bir noktaya taşıdı.

Albümü Özel Kılan Detaylar

Lafıma Gücenme’nin albüm kapağını incelediğimizde pastel turuncu tonlarıyla renklendirilmiş, Ari Barokas’ı ve yerde duran gitarını ise adeta bir silüete dönüştürerek ters ışıkta bırakmış bir görsel görüyoruz. Genelde progresif ya da saykedelik rock albümlerinin kapaklarındaki komplike detaylara hayran kalan biri olarak o tür albüm kapaklarını daha çok severim ama Lafıma Gücenme’nin kapağı, albümü o kadar iyi tarif ediyor ki başlığa dair ilk cümlelerimi, albüme yönelik ilk izlenimi sunan detay üzerine kurmak istedim. Bu albüm, Türkiye’nin popüler rock gruplarından birine süreklilikle katkı sağlamış üyelerinden birinin tek başına çıktığı alternatif bir yolculuğun ilk adımı. Albüm kapağındaki fotoğraf da bu yolculuğa yalnızca elindeki gitarıyla çıkan bir insanı yansıtıyor. Tabii ki albüme ve Ari Barokas’ın solo projesine emek veren diğer isimlere değineceğiz ama buradaki bireysel imaj, yıllarca grup müziği ile tanıdığımız bir müzisyenin, grubu ile eş zamanlı olarak sürdürdüğü solo kariyerine atılan ilk adımı çok net bir şekilde ifade ediyor. Çünkü albümü dinleyince aynı sadeliği, duruluğu ve bilgeliği duyduklarımızda da hissediyoruz. Bu albümde hem politize olmuş bireylerin içini soğutan hem de içe dönük duygularıyla yüzleşirken dermanını müzikten bulan insanlara yönelik parçalar var. İki farklı duyguyu ortak kılan şey ise albümdeki dingin sound ve felsefi altyapısı derin sözler.

Kabul etmek gerekir ki Türkiye’de yaşadığımız son yirmi yıl, kafasını kuma gömmeyen herkes için politik bir hassasiyet yarattı. İlkokula giden çocukların bile ekonomi, siyaset, memleket konuştukları bir evren yarattığımız ortada. Şimdilerde ise bu yirmi yılda canı yanmış, yaşananlardan bıkmış pek çok insan bu dönemin sonuna geldiğimizi söylüyor. Benim dikkatimi çeken şey ise ilk on yılı ve sonrasında Gezi süreci ile bu dönemi anlatan sanatsal eserlerde, özellikle de rock albümlerinde, ön plana çıkan eleştirel duyguların sert ve protest bir tavırla sunulması iken son birkaç yılda ise eleştirel duyguların, haykırışlardan ve çığlıklardan, olgunluğa ve birikimli düşüncelere taşınmış olması. Geleceğe dair endişe ve stresin yerini yakın geçmişin yarattığı yorgunluk aldı. Geleceğin nasıl olacağı halen belli değilken bir geçiş süreci olduğu hissedilen şu dönemlerde yakın geçmişimizdeki duyguları bize bilgelikle anlatan eserlerin önemi büyük. Lafıma Gücenme, bu anlamda değerli bir anlatım sunan kıymetli albümlerden biri. Örneğin Salaksın’ı dinlediğimizde, sözde diyaloglarımızın yüzeyselliği; Nafile’yi dinlediğimizde ise sözde diyaloglarımızın samimiyete dönüşmesinin güçlükleri ile yüzleşiyoruz. Nispeten daha satirik ve sert bir parça olarak tanımlayabileceğimiz Gavurlar; güçlü fonetiği, eleştirel ve hak edene alaycı tavrı ve harika melodisiyle duygularımıza tercüman oluyor. Bütün bu şarkılardan esasında toplumun geniş kesimlerinin, yurttaşlarının geri bıraktırılmasına yönelik çabanın faillerine yönelik bir eleştiri okumamız gerektiği aşikar. Zira Ari Barokas da Gazete Oksijen’de Alper Bahçekapılı’ya verdiği söyleşide ülkenin temel problemini “Ülkemizin temel problemini birkaç satıra sığdırmak mümkün değil tabii. Belki ‘iç içe geçmiş problemler yumağı’ tabirini kullanmak daha mı uygun olur, bilemiyorum. Yine de egemenliği yeniden kayıtsız şartsız millete geri vermek isabetli bir başlangıç olur diye düşünüyorum.”[1] cümlelerini kullanmıştı.

Albüm, kendisini kapak görseli ile olduğu gibi ismi ile de çok iyi ifade ediyor. “Lafıma gücenme” sözünü “dost acı söyler” hissiyatı ile algılamamız için sanatçıdan bir samimiyet görmemiz gerekir. Gökçen Sena Duman, o samimiyeti BacktotheSound’da yazdığı yazıda bu samimiyeti harika biçimde tarif etmişti: “Albüm boyunca gerçekleri birer birer yüzümüze vurduğunda lafına gücenmeyeceğimiz kadar sıkı bir dostumuz oluyor Ari Barokas. Yeri geldiğinde bizi karşısına alıp konuşuyor, bazen de yanımızda hayatın akışı yönünde eşlik ediyor bize. Samimiyetinden bir an bile şüphe duymuyorsunuz.”[2]

Diyebilirsiniz ki müzik zaten duygu yüklü bir olgu olarak samimi olmalıdır ama yakın geçmişimizde kazandığı ivmeyle her geçen gün daha da güçlenen piyasacı ortamda bir sanat eserinde dahi samimiyeti mumla aramak hakkımız. Ari Barokas, yıllardır Duman grubu ile olduğu gibi solo projesinde de memleketteki müzik dinleyicilerinin kadim dostu gibi bir hissi samimiyetle paylaşıyor. Ne sesinde ne de gitarının tınısında bir yabancılık hissetmiyoruz, hepimizle dostluğu olan ama milyonlarca müziksevere hitap ettiği için doğal olarak hepimizle tek tek kadeh tokuşturmaya zamanı olmayacağını anlayışla karşıladığımız bir dostumuz, ağabeyimiz gibi hissediyoruz, onun bu samimiyetini ve dobralığını benimsiyoruz. Bu, müziğin daha güçlü bir söylem taşıdığı dönemlerde belki daha alışılageldik bir durumdu ama bugünkü ortamda çok daha kıymetli ve belki de nadir bir oldu.

Emeğe Saygı Köşesi

Bir solo albüm olarak albümün anlatımını ve içeriğini Ari Barokas özelinde konuştuk ama albümün müzikalitesini, sound’unu ortaya çıkaran kıymetli ekibe de saygılarımızı sunmamız icap ediyor.

7 Şubat 2018’de Garaj Müzik etiketiyle yayınlanan albümün söz ve müziklerinde imzası olan Ari Barokas, akustik gitar ve vokalleri icra ederken davulda Mehmet Demirdelen, kontrbasta Ekin Bilgin, akustik gitarda Utku İnan ve geri vokallerde Gülin Kılıçay ile Dilara Sakpınar imzalarını görüyoruz. Bu kıymetli albümün canlı olarak gerçekleştirilen kayıtları İstanbul Pür Stüdyoları’nda sürdürülürken miks ve mastering süreçleri ise İrlanda’da gerçekleştirildi. Albümde emeği geçen kıymetli müzisyenlere ve emekçilere çok teşekkür ederiz. Ari Barokas ve solo projesinde birlikte çalıştığı ekip, pandemide dinleyicilere bir hediye sunarak Lafıma Gücenme’yi stüdyo konseri olarak tekrar kaydetmişlerdi. O kayıtlar da aynı şekilde Spotify üzerinden dinlenebilir.

Okuma Önerileri

Murat Beşer’in Cumhuriyet’teki “Vitrindeki Albümler” köşesinden (25.02.2018, Sayfa 15)

Bu başlığı bu sitede ilk defa gördünüz, bundan sonra da belki nadiren de olsa yine görebilirsiniz ama çok sevdiğim bir albüm hakkında çok sevdiğim, örnek aldığım müzik yazarlarının çoğunluğunun yazı yazdığını gördüğüm için onları burada liste halinde paylaşmak istiyorum. Üzerimde büyük ilhamı ve hatrı olan Murat Beşer’in yazısını bu başlığın hemen altında görsel olarak paylaştıktan sonra Murat Meriç’in Gazete Duvar’daki yazısında kendinden emin bir biçimde 2018’in en iyi işi[3] olarak tanımladığı Lafıma Gücenme hakkındaki bazı yazıların linklerini şöyle bırakıyorum:

Bu kıymetli yazılar için ismi geçen müzik insanlarının hepsine teşekkürler, saygılar…

Kapanış

Ülkemizde singer-songwriter olarak bildiğimiz müzisyenlerin birçoğu için kent ozanı tabirini de kullanıyoruz. Çünkü Barokas’ın ikinci albümünün ismi “Bu Toprak Senin” cümlesi dahi, bu tanımla ifade ettiğimiz sanatçıların çoğunluğu için tanımlayıcı bir nokta. Her ne kadar ikinci albümde halk müziği ağırlıklı bir bütünlük yaratmış olsa da Ari Barokas memleketin köklerinden beslendiğini ilk albümde de gösteriyor. Gavurlar’ın ve Beyni Yok’un melodik gitar tınılarını bağlama ile duysak yadırgamayız mesela. Albüm bu anlamda da memleket dinleyicisinin gönlünü kazanıyor. Yani herhangi bir isimle özdeşleştirmek, Ari Barokas’ın ve Lafıma Gücenme albümüne emek veren müzisyenlerin alanını sınırlamak gibi olur ama bu albümü dinleyince, 1970’lerin başlarında Fikret Kızılok 45’liklerini dinleyerek büyüyen gençliği kıskanmaktan bir nebze vazgeçiyorum. İnsan yaşı ilerledikçe, ki neyse ki henüz 27 yaşındayım, kendi döneminin kent ozanlarını, efsanelerini içselleştirmeye başlıyor. Hayıflanmamız, geçmişe saplanmamız, yerini her geçen gün on yıllar arası etkileşime kafa yormanın güzelliğine bırakıyor. Geleceğe ilham olana da geçmiş kuşaklardan beslenene de saygımız çok büyük. Ari Barokas ise bizim çağımızın, gençliğimizin şanslarından biri.

Bu Albümün Nesi Güzel’den bu haftalık bu kadar. Eğer beğendiyseniz Medium hesabımızı takip etmenin yanı sıra podcastimizi takip etmek için Spotify, sosyal medya hesaplarımızı takip etmek için ise Twitter ve Instagram hesaplarımızı da takibe alabilirsiniz. Paylaştığımız çalma listelerine ulaşabileceğiniz Spotify profiline de buradan ulaşabilirsiniz. Yazımızı okuduğunuz için çok teşekkürler. Tekrar görüşmek üzere!

Dipnotlar

[1] https://gazeteoksijen.com/yazarlar/alper-bahcekapili/ari-barokastan-her-donemin-albumu-18482 (Erişim tarihi: 28.01.2023)

[2] https://www.backtothesound.com/ari-barokas-lafima-gucenme/ (Erişim tarihi: 28.01.2023)

[3] https://www.gazeteduvar.com.tr/yazarlar/2018/12/30/bir-bilanco-2018den-kalanlar (Erişim tarihi: 28.01.2023)

--

--

Bu Albümün Nesi Güzel?
nedenozel

Hayatımıza girdiğinden beri güncelliğini ve kıymetini her zaman korumuş, müzik hafızamızın derinliklerine işlenmiş kült albümleri inceliyoruz.