İş Stresi ve Yönetimi

Merve Kalfa
4 min readNov 23, 2022

--

Çalışma Yaşamı ve Stres Kavramı

Çalışma ortamındaki stres ve iş ile bağlantılı stres, günümüzde giderek yaygınlaşan bir problem haline gelmektedir. Birçok çalışan şirketlerdeki küçülmelerden, yüksek iş yükünden ve uzun çalışma saatlerinden stresi oldukça yoğun yaşıyor. Her ne kadar basit gibi gözükse de stres, bireyin özel yaşamını, sağlığını ve iş verimliliğini olumsuz yönde etkileyebilecek önemli bir unsurdur.

Stres, bireyin arzu ettiği şeylerle ilgili bir fırsat, talep veya kaynakla karşılaştığı ve elde edeceği sonucun hem belirsiz hem de önemli olduğunu algılamadığı dinamik bir durumdur. Örgütsel anlamda ise stresin tanımı şu şekildedir, kişi ve örgüt arasındaki ilişkilerden kaynaklanan, kişilere göre değişiklik gösteren ve kişinin normal fonksiyonlarından uzaklaşmasını sağlayan bir durum olarak değerlendirilmektedir.

Örgütsel anlamda biri olumlu sayılabilecek iki çeşit stresten bahsedilebilir;

  1. Teşvik edici stres kaynakları
  2. Engelleyici stres kaynakları

Teşvik edici stres kaynakları, iş yükü, görevleri tamamlama baskısı ve zaman aciliyeti ile ilgili stres kaynaklarıdır. Bu stres çeşidi aslında masum sayılabilir çünkü kişinin performansını artıracak ve örgüte olumlu yönde katkı sağlamasını kolaylaştıracaktır. Engelleyici stres kaynakları ise kişiyi amaçlarından uzaklaştıran stres kaynağıdır. Örneğin, kötü yönetilen iş yeri politikaları, sorumluluk karmaşası v.b.

Stresin Aşamaları

Hans Selye, vücudun stres tepkisinin belirli bir zaman içerisinde gerçekleştiğini belirterek, ortaya çıkan tüm fizyolojik değişimleri kapsayan mekanizmaya Genel Uyum Sendromu adını vermiştir. Selye’ye göre, Genel Uyum Sendromu, stres ve stresle baş etme sürecini tetkik etme yoludur ve üç aşamadan oluşmaktadır.

A) Alarm Aşaması

B) Direnç Aşaması

C) Tükenmişlik Aşaması

Alarm aşamasında dış stres kaynağı organizmada çeşitli tepkilere neden olmaktadır. Bu aşamada, nefes alıp vermede, kalp atışı, kan basıncı ve hormon salgılanmasında artışlar gibi fizyolojik ve kimyasal birtakım reaksiyonlar ortaya çıkmaktadır. Stres kaynağı etkisini devam ettirirse, genel uyum süreci direnç aşamasına geçmektedir. Alarm aşamasında birey, stresi algılamaktadır ve onunla karşılaşmaktadır. Birey, alarm aşamasında stresle baş etme yöntemini de seçebilir, stresten kaçmayı da seçebilir. Alarm aşamasını, “uyum” ya da “direnme aşaması” izlemektedir. Stres kaynağına uyum sağlanırsa her şey normale dönmektedir. Bu aşamada kaybedilen enerji, yeniden kazanılmaya ve bedendeki tahribat giderilmeye çalışılmaktadır. Direnme aşamasında birey, strese karşı koymak için elinden gelen tüm gayreti ortaya koymakta ve stresli bir insanın davranışlarını göstermektedir. Belirli bir süre bireyin davranışlarında ve yaşantısında bu durum gözlenebilmektedir. Dışarıdan normal görülen birey fiziksel olarak normal değildir. Bu evrede uzun süre kalınması bireyin, peptik ülser, yüksek kan basıncı, kardiyovasküler bozukluklara yakalanma riskini arttırmaktadır. Son olarak, stres verici olan olay çok ciddi ve etkisi uzun süreliyse, organizma için tükenme basamağına gelinir. Strese yenik düşen birey, hayatın çekilemez olduğu kanısına varabilmektedir. Çaresizlik, yalnızlık, şüphecilik gibi durumlar kendisini gösterebilir. Birey tükenme aşamasında oldukça yıpranabilir.

Stres Yönetimi

Stresle başa çıkmak ve yaşam kalitesini artırmak amacıyla, durumu ya da duruma verilen tepkileri değiştirmeye stres yönetimi denmektedir. Stresle beraber duygusal tükenme, duyarsızlaşma ve düşük kişisel başarı hissinin doğurduğu tükenmişlik durumu ile başa çıkma yöntemleri bulunmaktadır. Stres yönetimine dair hem bireysel hem de örgütsel yaklaşımlar bulunmaktadır.

  1. Bireysel Yaklaşımlar: Zaman yönetimi teknikleri, fiziksel egzersizler, gevşeme ve nefes teknikleri ve sosyal destekler stresi azaltmada önemli rol oynar. Çoğu insan zamanı kötü yönetir bu yüzden stresi oldukça yoğun yaşar. Planlı çalışanlar ise oluşabilecek gerginliklerle daha iyi mücadele ederler. Örneğin yapılacak faaliyetlerin günlük listesini oluşturmak, önem ve aciliyete göre sıralamak ve kendini bu listeye göre programlamak kişiyi stres ve kaygıdan uzak tutacaktır. Fiziksel egzersizler ise (aerobik, yoga, hafif tempolu yürüme v.b.) kalp kapasitesini artımada ve kalp atış oranını düşürmede önemli rol oynadığından kişinin stres sürecindeki aşamalarından biri olarak kabul edilen alarm aşamasını daha kolay atlatmasına yardımcı olacaktır. Eğer kişi zaman yönetimi teknikleri ve fiziksel egzersizlere rağmen stres seviyesini düşüremiyorsa, sosyal destek (psikolog, psikiyatrist) almalıdır.

2. Örgütsel Yaklaşımlar: Strese sebep olan faktörler, görev ve rol talepleri yönetim tarafından kontrol edilmektedir. Böylece tekrardan gözden geçirilebilir veya değiştirilebilir. Personel seçimi ve iş yerleştirme, eğitim, gerçekçi hedef belirleme, çalışanın katılımını artırma, örgütsel iletişimi geliştirme, ücretli izin ve kurumsal iyileştirme programları göz önüne alınması gereken stratejilerdir.

--

--