İş-Yaşam Dengenizi Nasıl Ayarlayabilirsiniz?
İş - Yaşam dengesi, kişinin kariyerinin taleplerine ve kişisel hayatının taleplerine eşit derecede öncelik verdiği denge durumudur. Pek çok insan iş-yaşam dengesini arar ancak bunu başarmak her zaman kolay değildir. İş-yaşam dengesinin zayıf olmasına yol açan yaygın nedenlerden bazıları şunlardır:
İşyerinde artan sorumluluklar
Daha uzun saatler çalışmak
Evdeki sorumlulukların artması
Çocuk sahibi olmak
Kişisel ve mesleki yaşamınız arasında sağlıklı bir dengeye ulaşmak ve bu dengeyi sürdürmek için çalışmak önemlidir.
İşte daha iyi bir iş-yaşam dengesi oluşturmak için sekiz ipucu.
1. ‘Mükemmel’ bir iş-yaşam dengesi olmadığını kabul edin.
“İş-yaşam dengesi” ifadesini duyduğunuzda, muhtemelen işyerinde son derece verimli bir gün geçirdiğinizi ve günün diğer yarısını arkadaşlarınız ve ailenizle geçirmek için erkenden ayrıldığınızı hayal edersiniz. Bu ideal gibi görünse de her zaman mümkün değildir.
Mükemmel program için çabalamayın; gerçekçi bir tane için çabalayın. Bazı günler işinize daha çok odaklanabilirsiniz, bazı günler ise hobilerinize ya da sevdiklerinizle vakit geçirmeye daha fazla zamanınız ve enerjiniz olabilir. Denge her gün değil zamanla sağlanır.
2. Sevdiğiniz bir iş bulun.
Her ne kadar iş beklenen bir toplumsal norm olsa da kariyeriniz berbat olmamalı. Yaptığınız işten nefret ediyorsanız mutlu, sade ve basit olamazsınız. İşinizin her yönünü sevmenize gerek yok ama her sabah yataktan kalkmaktan korkmayacak kadar heyecanlı olması gerekiyor.
3. Sağlığınıza öncelik verin.
Genel fiziksel, duygusal ve zihinsel sağlığınız birincil önceliğiniz olmalıdır. Anksiyete ya da depresyonla mücadele ediyorsanız ve terapinin size fayda sağlayacağını düşünüyorsanız, işten erken ayrılmak zorunda kalsanız ya da akşam egzersiz dersinden vazgeçmeniz gerekse bile bu seansları programınıza uyarlayın. Kronik bir hastalıkla mücadele ediyorsanız, zor günlerde hasta olduğunu bildirmekten korkmayın. Kendinizi fazla çalıştırmak, daha iyi olmanızı engeller ve muhtemelen gelecekte daha fazla izin almanıza neden olur.
4. Fişi prizden çekmekten korkmayın.
Zaman zaman dış dünyayla bağlarımızı kesmek haftalık stresten kurtulmamızı sağlar ve bize başka düşünce ve fikirlerin ortaya çıkması için alan açar. Fişi kesmek, iş e-postalarını kontrol etmek yerine günlük işe gidip gelirken toplu taşıma meditasyonu yapmak gibi basit bir şey anlamına gelebilir.
5. Tatile çıkın.
Bazen, gerçekten fişi çekmek, tatile zaman ayırmak ve işi bir süreliğine tamamen kapatmak anlamına gelir. Tatiliniz ister bir günlük bir konaklamadan, ister iki haftalık bir Bali gezisinden oluşsun, fiziksel ve zihinsel olarak yeniden şarj olmak için zaman ayırmanız önemlidir.
6. Kendinize ve sevdiklerinize zaman ayırın.
İşiniz önemli olsa da tüm hayatınız olmamalıdır. Bu göreve gelmeden önce bir bireydiniz ve sizi mutlu eden aktivitelere veya hobilere öncelik vermelisiniz. Chancey, iş-yaşam dengesini sağlamanın bilinçli eylem gerektirdiğini söyledi.
7. Sınırları ve çalışma saatlerini belirleyin.
Tükenmişliği önlemek için kendinize ve meslektaşlarınıza sınırlar koyun. Ofisten ayrıldığınızda yaklaşan projeleri düşünmekten veya şirket e-postalarını yanıtlamaktan kaçının. İşiniz için ayrı bir bilgisayar veya telefon bulundurmayı düşünün, böylece mesainiz bittiğinde onu kapatabilirsiniz. Bu mümkün değilse iş ve kişisel platformlarınız için ayrı tarayıcılar, e-postalar veya filtreler kullanın.
8. Hedefleri ve öncelikleri belirleyin (ve onlara bağlı kalın).
Zaman yönetimi stratejilerini uygulayarak, yapılacaklar listenizi analiz ederek ve çok daha az önemli olan görevler için çabalamadan ulaşılabilir hedefler belirleyin.
En verimli çalışma zamanınızın ne zaman olduğuna dikkat edin ve bu zamanı işle ilgili en önemli faaliyetlerinize ayırın. E-postalarınızı ve telefonunuzu birkaç dakikada bir kontrol etmekten kaçının; bunlar, dikkatinizi ve üretkenliğinizi bozan, zaman kaybına neden olan önemli görevlerdir. Gününüzü yapılandırmak işteki üretkenliği artırabilir, bu da iş dışında dinlenmek için daha fazla boş zamanın oluşmasına neden olabilir.
