Konfor Alanının Dışında Bizi Neler Bekliyor ?

Sıkça duyduğumuz bir söz var: “Konfor alanınızın dışına çıkın.”

Peki konfor alanı nedir?

Konfor alanı; kişinin kendini güvende ve rahat hissettiği, her şeyi kontrol edebildiği yanılgısına düştüğü bir alan ve davranış kalıbıdır. Davranışlar ve aktiviteler kişinin farkındalığı ve kontrolü dışında belirli bir kalıba girmeye eğilimlidir. Bunun nedeni bilinçaltı seviyesinde çalışan egonun kişiyi korumak istemesidir. Tekrar edilen bu kalıplar bilinçaltımız tarafından güvenli ve bilindik olarak kaydedilir.

Kalıplarımızın dışına çıkmaya başladıkça daha önce deneyimlemediği bir durumla karşı karşıya kalan bilinçaltı risk hissetmeye başlar. Ne olacağını ve ne yapması gerektiğini bilmeyen bilinçaltı, beynin panik haline geçmesini ve stres hormonlarını salgılanmasına neden olur.

Stres günümüzde her ne kadar negatif bir anlam kazanmış olsa da aslında sağlıklı bir ölçüde kişiye sınırlarını genişletmesi ve gelişmesi için gerekli motivasyonu sağlar. Bu sağlıklı stresle baş etmek ve olumlu bir yöne yönlendirmek kişinin kararlılığı ile doğru orantılıdır. Kişi konfor alanından çıkmaya başladıkça kendinde yeni şeyler keşfetmeye başlar. Rutinin ötesinde gerçek isteklerini fark eder ve onları hedefleri haline getirir. Böylece konfor alanı kişinin yeni düşünceler, deneyimler, beceriler edinmesiyle genişlemeye başlar.

Peki neden konfor alanının dışına çıkmalıyız?

• Kendimizi daha çok tanıma fırsatı yakalamak,
• Potansiyelimizi gerçekleştirebilmek,
• Kişisel gelişimimizi desteklemek,
• Gerçekçi hedeflerimize ulaşabilmek,
• Hayata dair büyük resmimizi gerçekleştirebilmek,
• En önemlisi hayatı seyreden değil de, seyir eden olabilmek için…

Konfor alanından dışarı çıkabilirsek ne ile karşılaşırız?

Konfor alanının dışına çıkabilirsek ilk olarak korku alanımızla karşılaşmaya başlarız. Bir sonraki adımı kestiremediğimiz, belirsizlikler, kaygılarımızın olduğu bir alan. Bu alanda rahatlığı bırakmanın korkusu, kendine güvenememe, bir takım eski deneyimlerimizden kalan yargılarımız, başkalarının bizi etkilemesi gibi faktörler vardır.

Bu faktörlerin kişiyi atalete sürüklememesi için önemli olan o ilk adımı atabilmektir. Küçük adımlarla bilinçaltının kaygılarını biraz olsun geride bırakmaya başlarız. Kişi güvenli bölgesinden çıkar ve yenilikleri deneyimlemeye başlar. İlk adım atıldığında aslında bu kaygı ve korkuların düşündüğümüz kadar kötü olmadığını görerek kişinin kendine güveni artar ve yeni adımlar için cesaret tohumunu ekmeye başlar.

Artık kişi farkındalıklar, merak, yenilikler, değişim, dönüşüm, deneme, azim, büyüme, gelişim, tatmin, fırsatlar ile karşılaşma yolculuğuna çıkar.

Konfor alanından çıkmak için öncelikle;

• Bir şeylerin değişeceğine inan
• Düşünce ve bakış açını değiştirmek için adım at
• Değişimi kabul et
• Günlük rutinlerinde değişiklik yapmaya başla
• Hayatında önemli bir değişim için adım at

Konfor alanımızın dışına çıkmak için uzmanlarda birtakım öneriler veriyor:

Kontrol analizi yapmak: Bir kağıt kalem alıp bu süreçte kontrol edebileceğiniz ve edemeyeceğiniz unsurların listesini yaparak bir farkındalık yaratmanız faydalı olabilir. Böyle bir ayrım yapmak zihinlerdeki karmaşayı azaltabilir.

Kendini dinlemek: Hepimizin kendini iyi dinlemesi ve tanıması gerekiyor. Geçmiş hayatlarımızdaki rutinleri gözden geçirip bunları yeni yaşamımıza nasıl entegre edebileceğimizi düşünmemiz, konfor alanlarımızı yeniden tesis edebilmemiz için önemli bir adım.

Yeni rutinler yaratmak: Pandemi döneminde eski alışkanlıklarımızın hepsini evdeki hayatlarımıza dahil edebilmemiz mümkün olmayabilir. Ancak yeni rutinler yaratmak mümkün.

Gündem takibini sadeleştirmek: Bugün özellikle pandemi konusunda inanılmaz yoğun bir bilgi akışı var. Elbette bu süreci yakından izlemeliyiz ancak konuyla ilgili haberlerin beyinlerimizi ciddi şekilde uyardığını unutmamakta fayda var. Bu noktada, gelişmeleri izlemek açısından kendimize özel bir sistematik yaratmak stres oranlarımızı düşürebilir.

Telefonlarımızı iş dışında sevdiklerimizle iletişime geçmek için kullanmak: Sosyal medyada haberlere ne kadar zaman harcadığınızı not edin. Bu süreyi, sevdiğiniz bir insanla görüntülü olarak yaptığınız, eski günleri yad edip, geleceğe dair ortak hayallerinizi konuştuğunuz bir aktiviteyle doldurmaya çalışın.

Gelişime zaman ayırmak: İnsan temelde gelişime açık bir zihne sahiptir. Bu ihtiyacımızı karşılamak olumlu hormonlarımızı çalıştırabilmemiz için güzel bir fırsat yaratır. Bu nedenle, kendimizi geliştirmek adına belirli bir zaman harcamak ve bunu rutine çevirmek konfor alanlarımızı yeniden güçlendirmek ve sonrasında harekete geçiş süreçlerimizi kolaylaştırmak konusunda bizlere destek olabilir.