Yoga ve Elementlerin Hayatımıza Etkileri

Sibel Acar
Neyasis Technology
Published in
4 min readDec 14, 2022

Kadim bilgiler evreni ve varoluşu dört element ile tanımlıyor: Toprak, Su, Ateş ve Hava. Bazı kaynaklara göre de görüp dokunamadığımız bir element daha var: Eter (boşluk)

Beş elementi anlamak ve özümsemek için önce doğayı anlamak ve gözlemlemek gerekiyor. Şehir hayatında hızlı bir yaşam ağında fiziki olarak doğadan uzaklaşmış olsak da içsel dünyamız aslında doğa ile bir. Hayatımızın içinde yoga ve elementler farkındalığı oluşturmak bizi kendimize yaklaştıracak önemli bir adım olabilir.

Doğanın dengesini anladığımızda, elementlerin fiziksel dünyamız için temel oluşturduğunu görebiliyoruz. Çünkü orada gördüğümüz her şey aslında özümüzde mevcut.

Yoga ve elementler pratiği elementlerle eşleşen asanaları uygulayarak, her elementin içerdiği içsel güç ve yeteneği keşfetme sürecini içeriyor. Yoga gibi beden farkındalığıyla yapılan tüm çalışmalar, kişinin elementler üzerindeki enerji eksikliğini ve/veya duygu dünyasındaki etkilerine dair çok fazla ipucu verir. Yoga işte bu nedenle şifalıdır.

Yoga ve Toprak

Bedendeki toprak elementi, vücudumuz için ham elementlerin geldiği yer olan dünya ile bağlantımızı simgeler. Dünya ile ilişkimizin derinleşmesiyle, denge duruşlarında, sabitliğimizi daha rahat sağlarız. Toprak elementi bedende kök çakra ile temsil edilir.

‘’ Halletmem gereken işler var ama bir türlü kalkamıyorum, harekete geçemiyorum.’’.

‘’Attığım adımlardan emin olamıyorum’’ benzeri cümleleri sık sık kullanıyorsanız toprak elementinde eksiklik yaşıyor olabilirsiniz.

Kök çakra ile ilişkili toprak elementi yaşamdaki varlığımızı temsil eder. Yoga pratiğindeki ifadesi, öncelikle beden ve zeminle olan temasa odaklanmaktır. Zemin doğru ve sağlam kurulduğunda, zihin ve beden bütünlüğü ile ilerlenebilir. “Sithiram Sukham Asanam” yani bedendeki hislere göre pozları uyumlama, konforlu hissetme hali olarak tanımlanır. Sağlam bir temel üzerine inşa edilen yapıların güçlü duruşları gibi merkezde ve dengede kalabildiğimizde, gündelik hayatta da aynı duruşu sergileyebiliriz. Bizi merkezimizden uzaklaştıran stres ve kaygı yaratan durumlarla başa çıkma kapasitemiz artar. Güven duygusu geliştiririz.

Dipnot : Yoga element serilerine başlamak isterseniz toprak doğru başlangıç olacaktır. Ancak tavsiye edilen eksik olan elementiniz üzerinden devam etmek veya başlamaktır.

Yoga ve Su

Yeni yaşamın üretildiği alan olan sakral çakra ile temsil edilir.

‘’Sürekli kontrol etme ihtiyacı hissediyorum, kontrolü elden bırakamıyorum.’’ benzeri cümleleri sık sık kullanıyorsanız su elementinde eksiklik yaşıyor olabilirsiniz.

Su elementi bedende hissedildiği yer itibariyle (pelvis bölgesi ve kalçalar) hareketin ve değişimin merkezi olarak tanımlanır. Suyun akışkan niteliği beden üzerinde doğal ve kendiliğinden gelişen hareket kabiliyetini temsil eder. Nasıl ki değişmek, dönüşmek ve zırhları bırakmak için dinamik enerji akışını serbest bırakmak gerekliyse, su elementi dengede olduğunda hareket ve değişimi zarifçe kabul edebiliriz.

Eş zamanlı olarak tutma ve verme dengesini keşfederiz. Peki bunu yoga pratiği içerisinde nasıl gözlemliyoruz?

En basit tanımla pratik içerisinde nefesin hareketi desteklediği yerde çalışma başlar. Senkronize geçişlerle hareket ve nefesi uyumlamaya çalışırız. Bütünlük hissi yavaşça bizi içine almaya başlar ve zaman su gibi akma zamanıdır.

Yoga ve Ateş

Ateş, solar pleksus çakrayı temsil eden elementtir.

‘’Harekete geçecek motivasyonu ve enerjiyi bulamıyorum, güçsüz hissediyorum.’’ benzeri cümleleri sık sık kullanıyorsanız ateş elementinde eksiklik yaşıyor olabilirsiniz.

Pratiğinizde ateş elementi ile bağlantı kurmak için kendinizi terletmeyi deneyebilirsiniz. Plank, Navasana ve Adho Mukha Vrksasana gibi yorucu pozlar biraz cesaret ve adanmışlık ile birlikte core bölgenizi aktifleştirecektir. En üst düzeyde gelişmeyi temsil eden ateş elementi hem güven hem cesaret verir. Çünkü harekete geçirir.

Bedende sindirim sistemi ve iç ısı üretimi ile ilişkili karın bölgesinde hissedilir. Burası aynı zamanda güç, sezgi ve özgürlük merkezimizdir.

Bu alanda bulunan merkez kasların kullanımı bizi içimizdeki kıvılcımla buluşturur ve enerji kilitlerini aktive etmek bu bağlamda içsel ateşi alevlendirmemizi sağlar. Ateş elementini yükseltmek için bedene ısı ve kuvvet getiren daha yoğun bir seri çalışılır.

Yoga ve Hava

Hava elementi kalp çakrayı temsil eder.

“Hareket, genişlik belki hafiflik hissetmek.” cümlesi size yabancı gelmiyor ve düşüncelerinizi karşılıyorsa hava elementinde eksiklik yaşıyor olabilirsiniz.

Yoga pratiği içerisinde dış dünya ile iç dünyamız arasındaki köprü olan nefes ve farkındalığı ile bedende güç ve hafifliğin dengesini araştırırız. Hava elementi bize hareketler içerisinde ritim ve zerafetle fiziksel ve zihinsel açıklık hissi verir.

Pratikte nefesin bedeni ve zihni nasıl etkilediğine dikkat veririz. Pranayama (nefes kontrolü veya nefes çalışması olarak da tanımlanır) bedenin gözle görülmeyen kanallarına ulaşmak ve dokunmak için harika bir yoldur.

Aranılan ve bulunduğunda bırakılmak istenmeyen o büyülü şey, bedendeki hafiflik ve açıklık hissidir. Yani hava elementi pratiğinde nefes farkındalığı ile kendimize alan yaratır. Bu sayede açılan boşlukta öz sevgi ve şefkat duygularını yükseltiriz.

Yoga ve Eter (Boşluk)

Eter elementi boğaz çakrayı temsil eder.

Pratiklerde oturarak meditasyon ya da savasana, yogilerin kendilerinin dışında olan ve güç olarak algılanan bir şeye restorative bir yolla dokunmalarına yardımcı olur. Hareket açısından bakıldığında, boğaz kısmına ulaşan ya da o bölgeyi açan herhangi bir poz eter elementi için yararlı olur. Ustrasana, Matsyasana ya da Camatkarasana gibi pek çok duruş bu amaca hizmet edebilir.

Boşluk yoksa hareket de yok. Boşluk (Eter), eski metinlerde tüm elementler için kaynak olarak geçer. Boşluk elementi tüm elementleri içerisinde barındırdığı için yoga pratiğinin hem nedeni hem de sonucu olarak tanımlanır.

Nasıl ki hareket edebilmek için bir alana ihtiyaç varsa, bu alanı yaratmak için de boşluğa ihtiyacımız var. Boşluk alan açarak dönüşümü destekler.

Zihne düşmeden tüm benliğinle sadece anda olmaya odaklı bir pratiğe erişmek amaçlanır. Boşluk hep aranır, en kıymetli olandır.

--

--