Fenerbahçe’nin problemi ne?
Ve nereden başlasak, nasıl anlatsak değişimi.
(9 Mayıs 2016'da Başakşehir mağlubiyeti ile yitirilen şampiyonluk umutlarından sonra yazılmış ve bugün ilk kez paylaşılmıştır.)
Böyle günlerde öfke ile umutsuzluk harman olur ve kokusu sarar dört bir yanı. Oysa bizim her daim akla ihtiyacımız var, aynı kokuya bir daha maruz kalmamak için.
Düşünelim öyleyse. Fenerbahçe’nin problemi ne? Kötü hoca, yanlış transferler ve benzeri yönetim hataları mı? Yani şampiyon olsaydık cennette miydik? Keşke şampiyon olsaydık ama Fenerbahçe’nin yaşayan en büyük problemi düşeş veya yek atması değil, bilakis zar atması.
Fenerbahçe istikametini kaybetti, yönünü arıyor, bulamayıp noktaları birbirine bağlayamadıkça aynı çukurlara düşüp duruyor. Tam 10 yıldır acı çekerek aynı kısır döngüyü izliyoruz. Kimse dur demiyor, herkes işin kolayını bulmuş, o gitsin, bu kalsın diyor. Biri gidiyor, biri geliyor ama film değişmiyor. Ama bugün ama yarın Aziz Yıldırım da gidecek ama meselenin can damarına kan gitmediği sürece değişen hiçbir şey olmayacak. Noktalar birleşmeyecek ve başka aktörlerin rol aldığı aynı ekşi filmleri izleyip yaşlanacağız.
Peki nedir bu noktalar? Fenerbahçe’nin mayası. Fenerbahçe’nin rotası. Fenerbahçe’nin anayasası.
Vizyon. Politika. Plan. Hedef.
Maslow’un hiyerarşisi gibi, aşağıdan yukarıya, yaşam zinciri. Fenerbahçe’nin omurgasını oluşturan bu noktaları tarif etmeye çalışalım şimdi.
Vizyon: Fenerbahçe Spor Kulübü; Fenerbahçe aklına geldiğinde heyecanlanan tüm dünya vatandaşlarını sportif başarılarıyla gururlandıran, coşkusuyla neşelendiren, spor alanlarına kattığı değer ile spor ve sporcunun gelişimine destek olan bir spor organizasyonudur.
Politika: Fenerbahçe yukarıda tarif edilen vizyonuna nasıl bir politika ile ulaşmayı hedefler? Vizyonu doğrultusunda birbirine paralel, iç içe geçmiş ve hedef birliği olan spor, iletişim, ekonomi ve büyüme politikaları ile. Her biri ayrı bir tez konusu bu politikalar, Fenerbahçe’nin genetiğinde var. Yapılması gereken şey önce ters giden şeyin kişilerde veya gündelik konularda olmadığını fark edip, kafayı yukarı kaldırmak ve tüm noktaları uyumlu bir şekilde baştan yazmak, tasarlamak. Asıl Fenerbahçe’nin yeni bir anayasaya ihtiyacı var.
Plan: Spor, iletişim, ekonomi ve büyüme politikaları çerçevesinde vizyonuna doğru ilerlemek için her politika başlığı altında kısa-orta-uzun vade planlara ihtiyacı var Fenerbahçe’nin.
Hedef: Vizyonu yönünde ilerlemek için başvurduğu politikaların her biri için ölçülebilir hedefler koyması ve sıkı takipçisi olması gerekiyor Fenerbahçe’nin. Yukarıdaki tarifler tek başına birşey anlatmıyor olabilir. Altını birkaç örnekle dolduralım dilerseniz. İletişim politikası ile başlayalım. 4 saç ayağı içerisinde Fenerbahçe’nin bugünkü en büyük sorunu olan iletişim. Peki kiminle?
- Taraftarla iletişim
- Medya ile iletişim
- Kurumlarla iletişim
- Kulüplerle iletişim
- Fenerbahçeli olmayanlarla iletişim
- Uluslararası spor kamuoyu ile iletişim
- Fenerbahçeli sporcularla iletişim
- Kongre üyeleri ile iletişim
- Kulüp çalışanları ile iletişim
- Sponsorlarla iletişim
- Yatırımcılarla iletişim
- Ve en önemlisi; çocuklarla iletişim
Yukarıda 12 başlık var. Bu 12 başlık Fenerbahçe gemisinin her biri farklı güç noktaları. Ancak Fenerbahçe’nin hali hazırda bu 12 başlık için ortak bir iletişim politikası yok. Hatta diyebilirim ki hiçbiri için plan ve hedefleri olan bir gelişim politikası yok Fenerbahçe’nin. Tamamı rastlantısal, gelişigüzel ve özensizce idare ediliyor. En çok gol yediğimiz pozisyondan, biri/leri dur demezse ömür boyu gol yemeye devam edeceğiz korkarım. Ama umut var.
Yukarıdan aşağı örneklerle devam edelim. Medya iletişimini ele alalım. Ne yapıyoruz uzun yıllardır şikayet ettiğimiz medya iletişimini geliştirmek için? Bulduğumuz en iyi çözüm tesislere muhabir almamak oluyor çoğu zaman. E sonucu ortada. Fenerbahçe’nin medya iletişimini gelecek on yıllara başarıyla taşımak için köklü bir Medya Yönetim Sistemi’ne ihtiyacı var. İşe ölçerek başlayacak, Türk spor medyasının demografik yapısını araştırmakla başlayıp, her haberi bir bilgi sistemine kaydedip, tahlil edecek, teşhisi bulup kısa-orta-uzun vadeli planlarla tedavi edecek bu sistem. Vizyonundan ve vizyonu yolunda belirlediği politikalardan asla taviz vermeyecek ama. İzleyecek, ölçecek, plan yapıp önleyici tedbirler alacak bir sistem. Fenerbahçe kayrılmak istemez. Medyadan beklentimiz bu olamaz. Biz vizyonumuz renginde fotoğraf verirken, renklerimizle oynamamasını bekleriz medyadan. Biz değerlerimizle başarılı olmak ve neşe saçmak isterken, coşkumuzu paylaşmasını isteriz medyadan. Vizyonumuza şahitlik edip, dünya ile iletişimimize en steril şekilde aracılık etmesini isteriz medyadan. MYS bunu kökten çözebilir.
Ve daha bir çok geliştirmeye ihtiyacı var Fenerbahçe’nin. Sadece birkaç örnek;
- Maç günü etkinlikleri: Hedef sadece kombine satmak olamaz. O ekonomik hedeflerden biridir sadece. Doluluk ise iletişim, spor ve ekonomi politikalarının tamamına hizmet edecektir. Örneğin hedef her yıl artarak, %95 doluluk seviyesi üzerine çıkmak olabilir pekala. Maç günü etkinlikleri sadece bir örnek, başka alanlarda da yapılacak doğru işlerle Fenerbahçe tribünlerindeki turnikelerin 774.934 kez dönmesi hayal olmaz.
- Sosyal projeler: İletişim politikalarını destekleyici, sosyal birliğe katkı sağlayacak ve Fenerbahçe’yi köklerine, Anadolu’ya açacak sosyal projeler ile yeni nesillerin elinden tutabilir Fenerbahçe.
- Veritabanı çalışmaları: İstatistik merakıyla değil, iletişimi geliştirmeyi planladığımız 12 başlığı daha yakından tanımak için mevcut veritabanlarını iyi okumak ve iletişim, ekonomi ve büyüme politikalarına hizmet edecek bir mekanizmaya dönüştürmek gerekecek.
- Bağlılık geliştirme projeleri: Fenerbahçe bileşenlerini, yelkenleri daima dolu tutan bir rüzgar gibi tek bir yönde toplamak ve bu yolla kenetlenmelerini sağlayarak spor, iletişim, ekonomi ve büyüme politikalarının tamamına hizmet etmek.
- Katılım geliştirme projeleri: Mutluluk, bazen değerlere bağlı kalmak pahasına gelen mutsuzluk, bağlılığı perçinliyor. Fenerbahçe’yi rakiplerinden ayıran en büyük özelliği olan bağlılığı her alanda katılıma dönüştürerek spor, ekonomi, iletişim ve büyüme politikalarının tamamına hizmet etmek.
- Gelir yaratma projeleri: Yukarıda örneklendirilen ve tasarlanacak birçok proje ile gelir yaratarak spor, ekonomi ve büyüme politikalarına hizmet etmek.
Görüldüğü gibi şu sıralarda Fenerbahçe’nin en büyük sorunu gibi seslendirilen birçok konu ve kişi, yukarıda sadece bir kısmı paylaşılan büyük resimde çakıl taşı kalıyor.
Fenerbahçe’nin çok işi var ve -artık- bir yerden, en derinden başlamak gerekiyor. Yukarıda özetini paylaştığım çalışmaları ve dahasını en ince ayrıntısına kadar üretecek ve hayata geçirecek kaynak Fenerbahçe’de var.
Umut var.