Haftalık #1

Önce maça bakalım

Herkesin dilinde, zorlu fikstür öncesi kötü puan kaybı. Maça iyi başlamışken hem de. Takım çalışarak ve takviye ile mutlaka bundan daha iyi olacaktır ama bilhassa Eylül sonuna kadar yapılacak maçlardan hasarsız çıkmak, bir şampiyonluk hedefi varsa, en kritik nokta şu anda. Üstüne koyarak gidebilirsin, ama kazanamadan gidersen ana yemeği kaçırırsın.

Yorumlar aynı noktada kümeleniyor. Dünkü -eksik- Fenerbahçe Valbuena hariç üretemiyor. Geçen hafta belirttiğim gibi, herkesin dilinde 10 numara ama takım stoperlerden top alıp olgun atak geliştiremiyor. Aykut Hoca belki güvenemedi Ozan ile Salih’e ve Topal v Josef başladı ama Alper ve Dirar’ın atak geliştirme konusunda yetersiz kalması ve van Persie’nin hiçbir şey yapamaması ile 2 stoper gibi göründüler yine sahada. Hoca daha önceki açıklamalarında geçiş sürecinde bazı eski pratiklerden yararlanacağını ama bunun ana plan olmayacağını söylemişti, bilhassa Topal v Josef sorusuna verdiği cevapta. Aslında beklerin oyuna katıldığı ve ilerideki 4'lünün (Valbuena, Guilano, Dirar, Soldado) akıcı hücum zenginliği yaratabildiği bir senaryoda bu kadar sırıtan bir ikili olmazdı ama yetenek ortalaması düşükken adeta el frenine dönüştükleri bir gerçek artık.

Volkan umarım ve sanırım dünkü görüntüsünden sonra bir süre dinlenir ve kale Kameni’ye emanet edilir. Ancak kariyerine baktığımda onun da istikrarından şüphelerim var. Çizgide yapabileceklerinin yanı sıra belki de oyunu başlatmakta fark yaratabilir Kameni. Umarım formayı alır ve bırakmaz. Zira iyi bir kaleci performansı olmadan şampiyonluktan söz etmek hayalcilik olur. Ve ben bu performansı artık Volkan’dan bekleyemiyorum.

Neustadter’i orta sahada çok az kullandık. Başarılı olduğu yıllarda Schalke orta sahasının vazgeçilmez oyuncusuydu. Pas görüşü iyi olan bir futbolcu. Ancak bence Fenerbahçe ilk 11'inde stoper olabilecek sertlikte değil. Orta saha rotasyonunda da ihtiyacımız olmadığına göre paraya çevirmekte yarar olduğunu düşünüyorum. Bir transfer zaten yapılacak oraya ve Topal hiç değilse yedeği olabilir o bölgenin.

van Persie için söylenebilecek tek söz, bir an önce maaşından kurtulmak olur sanırım. Varlığı acı veriyor artık. Böyle olmasaydı keşke diyeceğim ama doktor raporlarını görünce aksiyon almazsan sana ancak müstehak derler. Sen “Kandırıldım” demeye devam et.

Guilano

Transfer fetişisti Mancini olmasa hala Lucas Lima, Ben Arfa türküleri dinliyorduk muhtemelen. Düşeş gibi görünüyor ama Fenerbahçe kulübünün bu şekilde transfer yapması ve düşeş beklemesi bana acı veriyor. Geçen sene Lens ve Sow son dakikada attığımız düşeşlerdi ve onlar olmasa belki 8. olacaktık. Şimdi de başka bohçalarda maden ararken ansızın Guilano’ya seviniyoruz. Burada birşey yanlış.

Taraftarın artık ağıtlar yaktığı bir eksik, belki Valbuena’nın da orada kullanabileceği düşünülerek, bir şekilde Ağustos ortasına kalıyor ve sen peşinden koştuğun adamlar yerine, bir fırsata yelken açıyorsun.

Ukalalık yapmak istemem. Eminim göründüğü kadar kolay değildir bu işler. Ama bu kadar zor olabileceğini de düşünmüyorum. Tabii sen sadece menajerlerin bohçalarından alışveriş yaparsan, elinde parayla sana sunulan içinden seçim yapmak zorunda kalırsın. Aykut Hoca eminim bunu zaman içerisinde geliştirir ama Fenerbahçe gibi bir kulübün oyuncu ve yetenek takibi yapmaktan bu kadar uzak olması başka bir dert konusu.

Günün sonunda ortaya peleriniyle bir fırsat çıkar ve Trabzonspor ile didişmek zorunda kalırsın. Tabii bunda yöneticilerin suçu yok ama bohçacıların eline düşünce, herkes komisyonunun derdinde ve bakın bu yıl kullanabileceğimiz 6 milyon €’yu düşeşi kaptırmamak adına peşin ödemek zorunda kaldık. Belki bu yüzden 1 forvet daha alamayacağız.

Guilano’nun çok büyük bir açığı kapatacağına inanıyorum bu arada. En büyük sorunumuz olan ceza sahasına girme sayısını dramatik olarak artıracaktır. Oyuncuyu sadece 1 kez izledim, diğer bildiklerim adı geçince eşelediklerimden ama en fazla dikkatimi çeken şey, gol/asistleri neredeyse hep ceza sahası içinde. Hemşehrisi Alex gibi, bir anda gol noktasında bitenlerden.

Ama geriden oyun kurma, atak yaratma, olgunlaştırma konusunda çekincelerim var. Dilerim Valbuena, Guilano, Dirar 3'lüsü bu görevi kollektif olarak yapabilirler. Ve tekraren, bekler hücuma katkı sağlarsa ortaya çıkacak organizasyondan umudum var.

Soldado

Açık konuşmak gerekirse beklenti daha yüksekti. 32 yaşında, geri dönse de geçen yıl ağır bir sakatlık geçirmiş, istatistiklerinin düşüşte ve hatta dipte olduğu bir dönemde ve bizim ihtiyacımız had safhada iken, 4 küsür milyon € harcayarak almak tepki oluşturdu. Ama aynı hastalığın sonucu bu: Bohçacılardan alışveriş yapmak.

İyi tarafından bakarsak; yorumlayabilecek kadar izlediğim Soldado; çalışkan, oyun görüşü olan, pas alışverişine katkı sağlayan, moda deyimle duvar olabilen bir golcü. Ayrıca takımla bütünleşebilecek bir karakter. Çok hızlı ve güçlü olduğu söylenemez. Eskiden çok gol atardı ve bize şimdi lazım. İyi senaryoda, arkasında oynayacak futbolcularla uyum yakalar ve iyi başlayıp güven toplarsa yararlı olabilir. Ancak sezon sırtına kalırsa taşıyamayacağından endişeliyim. O yüzden Soldado’nun ilk 11 ya da yedekten katkı vermesi için mutlaka bir golcü daha alınması gerektiğini düşünüyorum. van Persie gider ve genç, güçlü bir forvet gelirse, değişimin geç ama başarılı olduğunu söyleyebilirim.

Eksikler

Malum. Sol bek ve stoper konuşulanlar ama yukarıda da değindiğim gibi 1 -gezen- forvet daha lazım takıma.

Aboubakar speküle ediliyor. Cuk olur. Keşke ama nakdimizin yeteceğini sanmıyorum. Malum, bohçacılar yüzünden 6 milyon € kasadan erken çıktı.

Stoper alınacağı aşikar, umarım Neustadter’i paraya çevirerek yaparız bu hamleyi.

Sol bek için de Layun’u şahsen çok beğenir ve isterim ama sanmıyorum onu da alabilecek nakdimiz olsun. Dileyelim oraya mevcut 2 alternatiften her anlamda daha iyi bir oyuncu gelsin ve Valbuena’nın da katkısını artırsın.

Lig başladı, transfer yine bitmedi

Yukarıda çokça eleştiri yaptım ama bu konuda empati besliyorum. Genel olarak transferin yalnızca bohçacılardan yapılmasına itiraz etsem ve planlamanın daha iyi olması gerektiğini düşünsem de, işin diğer tarafında, yani mali boyutta, satmadan alamamak, bence bizi yavaşlatan temel sebepti.

Ama dönüyor dolaşıyor aynı yere geliyoruz. Oyuncu takip ve değerlendirme havuzun olmadığı sürece, edilgen olmaya ve risk almaya mecbursun. Bu yaklaşım umarım bir gün değişir. Ancak bunun değişmesi için daha büyük değişimler olması gerektiği açık. Ki onu da konuşacağız.

İyi pazarlar!