“Hoyrat olma”

noavas
[noavasblog]
Published in
2 min readSep 25, 2015

Lütfen, hakikaten, önce bir sonuna kadar dinleyin Tarkan’ın “Beni Anlama” şarkısını. Sevgiliye yazılmış dizeler elbette ama siz Fenerbahçe sevginize uyarlayın, ölçeklendirin, olduğu kadar. Bir düşünün üzerinde hiç değilse, olmaz mı? Okumadan önce, lütfen şarkıyı dinleyin.

Kimse bir başkasına Fenerbahçeliliği öğretemez, anlatamaz, üzerinden yargılayamaz, sorgulayamaz. Milyon tane yürek, farklı yer ve zamanlarda yaşıyor sevdasını. Yaradılışı, sevgisi, bunu göstermesi, herşeyi farklı. Bunları çok iyi anlıyorum. 34 yıllık yaşantısının 29 yılı Ankara, 5 yılı İstanbul’da geçmiş bir Fenerbahçeli olarak; uzaktan sevmenin de, yürüyerek maça gitmenin de tadını almış, bu doğrultuda birçok farklı hikayeye tanık olmuş biriyim, kuşkunuz olmasın. Ben sadece sitem edeceğim.

Herkesin dimağı, vizyonu ve hedefleri farklı. Ayrıca; herkesin Fenerbahçe’yi koyduğu yer de birbirinden farklı. En iyisine layık görüp, hayallerinin gerisinde kaldığı için hayıflanan da var; hayali, çubuklu formayı görüp, onu her hal ve şartta koruyup kutsamak olan da. Ve bu iki farklı yaklaşımın Fenerbahçe sevgileri -ölçülemez de- birbirinden farklı değil. Odaya farklı pencerelerden giren ılık rüzgar gibi, tutkunun sıcaklığını taşıyorlar.

Şahsımın Fenerbahçe’ye karşı daha çok koruyucu olduğu doğrudur. Kıyamam. Fenerbahçe’ye, ona bir şekilde faydası olmuş insanlara, çatısının altındaki herşeye. Küfretmediğim ve bela okumadığım için eleştiriden saymazlar da, ben de herkes gibi Fenerbahçe için en iyisini istiyorum ve bunun için sayısız eleştiri ve -naçizane- uyarım oldu 6 yılda. Okuyan, takip eden bilir. Fazla korumacılık zaafların üstünü örtebilir ve tehlikelidir. Sevgiden uzak yaklaşımlar da çatıya köklü tahribatlar verebilir. Uçlarda yaşamak zorunda değiliz ya, dengesi var bunun, Tarkan söylüyor işte: Hoyrat olma!

Aklını seveyim, Fenerbahçe için düşündüğün saniye kadar ömrün uzasın, yaşa, varol. Eleştir, öner, protesto/şikayet et. Yetmezse istifaya davet et. En doğal hakkın. Bir gram zoruma gitmez. Ama çocuğuna sevgisini göstermeyen babalar gibi, hatasında sopayı gösterirken, hevesini kursağında bırakma yavrucağın. Kötüyü yerdiğin kadar/gibi, iyiyi öv ki; hem seni tutarlı bilelim, hem de Fenerbahçe için aklını ve yüreğini koyanları teşvik edelim. Tarkan söylüyor işte: Hoyrat olma!

Lütfen yanlış anlamayın. Ben şaşırıyorum. Sövmek, küçük görmek, aşağılamak, dalga geçmek, üst perdeden egosantrik giyotinler indirmek ve türevi tavırlar; anlık kişisel tatminler dışında kime ne yarar sağlıyor? Tüm bu tavırların neresi Fenerbahçe’ye iyi gelecek?

Oysa pekala eleştirebilirsin. “Öyle olmaz, böyle olur” diyebilirsin. Dağarcığını Fenerbahçe lehine paylaşabilirsin. Yukarıda saydığım gibi; eleştiri, şikayet, protesto, öneri, hepsi en temel hakkın. Sana ve Fenerbahçe’ye yakışır şekilde, en sert eleştiriyi bile. Nüansı anlatabiliyor muyum? Şahsen zorlanıyorum. Anlıyorsunuz umarım. Tarkan söylüyor işte: Hoyrat olma!

Bir de insan doğasını anlamak lazım. Coca Cola’nın formülü elinde olsa, bu hoyrat halinle alıcı bulamazsın. Oysa -belki- Fenerbahçe’nin geleceğini kurtaracak bir fikrin var ama küfürlerinin içinde -hafif tabirle- görmezlikten gelinip karbonmonoksit oluyorlar. Yani aslında zihnindeki, Fenerbahçe’ye fayda sağlayabilecek bilgiyi, bir iletişim hatasıyla aktaramıyorsun. Kızdın, köy yolunda hoyratça kullandın traktörü ama bir tane sağlam karpuz götüremedin eve, sorumsuzluk desem kızar mısın?

İyi bayramlar Fenerbahçeli din kardeşlerim.

--

--

noavas
[noavasblog]

Fenerbahçe neşe verir, can katar, iyi gelir.