Bir Ressam Tiyatroyu Tuvaline Nasıl Yansıtır?

zeynep sude ileri
Not Tutuyoruz
Published in
6 min readJul 14, 2024

Bu yazıda John Everit Millalis’in Ophelia adlı eserini konu alacağız. Ressamın Shakespeare’in Hamlet tiyatrosundaki Ophelia’nın hikâyesini nasıl tasvir ettiğini inceleyeceğiz. Yazımda Öncelikle bir ressamın tiyatroyu tuvaline nasıl yansıttığınına değineceğim. ‘Ardından John Everit Millalis’in Kimdir?’ sorusunu ele alacağız. Makalenin ana konusu, bu oyundaki Ophelia ve çevresinin resimde nasıl ve neyle tasvir edildiğini görmek. Ayrıca tasvir edilen doğal güzelliklerin anlamlarına da değineceğim. Yazım son olarak Ophelia’nın hayat hikayesine ve yaşadıklarına odaklanıyor. Keyifli okumalar :)

John Everett Millais — Ophelia

Bir Ressam Tiyatroyu Tuvaline Nasıl Yansıtır?

“Ophelia”, John Everett Millais tarafından 1851 ve 1852 yılları arasında yapılan bir tuval üzerine yağlı boya tablodur. Bu tabloda, William Shakespeare’in “Hamlet” oyunundaki Ophelia karakteri tasvir edilmiştir. Resimde, Hamlet’in Ophelia’nın babasını öldürdükten sonra Ophelia’nın aklını kaybedip intihar ettiği sahne betimlenmiştir. Bu makalede, Ophelia resminin ressamından bahsedeceğiz, Ophelia resminin kompozisyonuna göz atacağız ve resmi analiz edeceğiz.

John Everett Millais Kimdir?

İngiliz ressam John Everett Millais, 8 Haziran 1829'da Southampton, Hampshire, İngiltere’de doğdu. Pre-Raphaelite sanatsal hareketinin kurucu üyelerinden biridir. Millais, sanat kariyerine çok genç yaşlarda başlamış ve kısa sürede dikkat çekmeyi başarmıştır. On yaşında Kraliyet Sanat Akademisi’ne kabul edilen en genç öğrenci olmuştur.

Millais’in kariyeri boyunca birçok önemli eseri olmasına rağmen, en çok “Ophelia” adlı eseriyle tanınmaktadır. Pre-Raphaelite hareketinin estetik değerlerini ve prensiplerini yansıtan bu eser, doğanın gerçekçi ve detaylı tasviri, canlı renkler ve duygusal derinliği ile öne çıkmaktadır.

John Everett Millais

Ophelia Resminde Çevre Nasıl Betimlenmiştir?

Bu resimde, Shakespeare’in eserinde tarif ettiği gibi, Ophelia çiçeklerle kaplı bir nehirde söğüt dalları altında tasvir edilmiştir. Doğa, tabloda büyük bir detayla betimlenmiştir. Çiçekler, Ophelia’nın elbisesindeki su yansımaları ve çevresindeki doğal unsurlar oldukça gerçekçi bir şekilde resmedilmiştir. Resmin parlak ve canlı görünümü, tabloya tekrar tekrar bakma isteği uyandırmaktadır.

Resimde, suyun içinde Ophelia’nın üzerinde güzel bir gümüş işlemeli elbise, elbisenin üzerinde ve çevresinde çeşitli çiçekler ve yapraklar görüyoruz. Bu, tabloya rüya gibi, dünyevi olmayan bir görünüm kazandırmaktadır. Resimde birçok bitki ve çiçek bulunmaktadır. Bu çiçekler arasında gelincikler, papatyalar, menekşeler ve güller yer almaktadır. Her bir çiçeğin bir anlamı vardır. Gelincikler uyku ve ölümü, papatyalar masumiyet ve saflığı, menekşeler sadakati, güller ise aşk ve tutkuyu temsil eder.

Pre-Raphaelite hareketinde ressamlar, klasik hareketin dışına çıkarak doğayı tüm doğallığıyla idealize etmeden resmetmişlerdir. Ophelia, bu hareketin en önemli örneklerinden biridir. John Everett Millais, Pre-Raphaelite hareketinin öncülerinden biri olarak kabul edilmektedir. Dönemin diğer ressamlarından farklı olarak, soğuk ve koyu arka planlar ve renkler yerine daha parlak ve canlı renkler kullanmıştır.

Millais’in tablosunda, Ophelia’nın başının bir kısmı suya batmış ve boynuna mor menekşeler toplanmıştır. Menekşe sadakati simgeler. Saçının bir kısmı suyun etrafına dağılmıştır. Yüz ifadesi üzüntülü ve melankoliktir. Yüzündeki üzüntü ve hayal kırıklığı izleri belirgindir. Gözlerinde belirsiz ve boş bir ifade vardır. Ophelia’nın bakışları ve yüzündeki solgun ifade, karakterin ruhsal çöküşünü anlatmaktadır.

Millais, bu tabloyu yaratırken doğadan ilham almış ve doğanın detaylarını büyük bir titizlikle işlemiştir. Nehrin kenarındaki bitki örtüsü, suyun akışı ve çiçeklerin doğal dağılımı, tablonun gerçekçiliğini ve derinliğini artırmaktadır. Millais’in doğayı bu denli detaylı ve canlı bir şekilde resmetmesi, Pre-Raphaelite hareketinin temel prensiplerinden biri olan doğaya sadakat ilkesini yansıtmaktadır.

Ophelia’nın Hikayesi Nedir?

Bu tablonun hikayesinden biraz bahsetmek istiyorum. Hamlet’in hikayesinde Ophelia, Prens Hamlet’in aşık olduğu genç bir kadındır. Ophelia, Polonius’un kızıdır ve ailesi tarafından Hamlet’in ilgisini çekmek için kullanılır. Ophelia, Hamlet’in aşkına karşılık vermez ve duygularını ondan gizler. Ancak, Hamlet’in babasının ölümünün ardından depresyona girmesi ve tuhaf davranışlar sergilemesi, ilişkilerini karmaşık hale getirir.

Hamlet’in duygusal dalgalanmaları ve kararsızlığı, Ophelia’yı derinden etkiler. Hamlet, Ophelia’ya olan duygularını reddeder. Hamlet’in Ophelia’ya yönelik küçük düşürücü ve saldırgan davranışları, Ophelia’yı yıpratır. Bu sürekli reddedilme ve kötü muamele, Ophelia’nın özsaygısını kaybetmesine ve çaresiz hissetmesine neden olur.

Hamlet’in, Ophelia’nın babasını öldürmesinin ardından yaşadıkları nedeniyle Ophelia, büyük bir umutsuzluk ve hayal kırıklığı yaşar ve sonucunda aklını kaybeder. Aklını kaybeden Ophelia, sonunda daha fazla dayanamaz ve kendini soğuk nehir sularına atarak intihar eder. Ophelia’nın hikayesi, aşk, ihanet, kayıp ve psikolojik çöküntünün bir resmidir. Bu hayali tablodan ilham alan ressam, ünlü eseri “Ophelia”yı yaratmıştır.

Ophelia’nın hikayesi, Shakespeare’in en trajik karakterlerinden biri olarak kabul edilir. Onun aşkı, ihaneti ve trajedisi, izleyicilere derin bir duygusal etki bırakır. Millais’in tablosu, bu trajediyi ve Ophelia’nın ruh halini büyük bir ustalıkla yansıtır. Ophelia’nın suya batmış bedeninin yanı sıra, çevresindeki doğa da onun içsel dünyasını ve duygusal çöküşünü simgeler.

Bu tabloya ilk baktığımda, Ophelia’nın saf güzelliğinin altındaki trajediyi hissediyorum. Güzel bir elbise içindeki güzel bir kız, güzel bir ortamda ve korkmuş gözleri, beni derin düşüncelere sevk ediyor. Ophelia’nın yüzündeki kayıtsızlık, resmin diğer detaylarıyla neredeyse bütünleşmiş durumda. Sanki doğa kendini bırakmış, büyümüş ve yeşermiş, söğüt ağacının dalları nehre doğru uzanmış, birçok çiçek ve ot bölgeyi kaplamış.

Millais’in bu tablosu, doğanın güzelliği ve insan ruhunun karmaşıklığı arasında bir denge kurar. Ophelia’nın trajedisi, onun çevresindeki doğanın canlılığı ve renkleri ile tezat oluşturur. Bu tezat, tablonun duygusal etkisini artırır ve izleyiciyi derin düşüncelere sevk eder. Ophelia’nın hikayesi ve bu hikayenin Millais tarafından nasıl yansıtıldığı, sanatın gücünü ve derinliğini bir kez daha gözler önüne serer.

Ophelia’nın yüzündeki ifade, onun içsel dünyasını ve yaşadığı duygusal çöküşü yansıtır. Millais, bu ifadeyi büyük bir ustalıkla resmederek, izleyiciyi Ophelia’nın ruh haline ortak eder. Onun gözlerindeki belirsizlik ve yüzündeki hüzün, izleyiciyi derin düşüncelere sevk eder ve Ophelia’nın trajedisini daha da vurgular.

Millais’in “Ophelia” tablosu, sadece bir sanat eseri değil, aynı zamanda insan ruhunun karmaşıklığını ve doğanın güzelliğini yansıtan bir başyapıttır. Bu tablo, izleyiciyi derin düşüncelere sevk eder ve Ophelia’nın trajik hikayesini daha da derinleştirir.

--

--