Drop Chair/Tasarıma bak
Herkese merhabalar…
Bu yazımda tasarıma bak serisini devam ettiriyoruz. Tatilde güzel gidecek bir seri olacağını düşünüyorum. Umarım herkesin keyfi yerindedir. Keyfi yerinde olmayanlar varsa da zamanın ve durumun sabit olmadığını hatırlatmak isterim. Tatilde düşülen o boşluğu çok iyi bilirim. Koca bir dönem proje, ders, etkinlik peşinde koşarken bir anda hayatımıza giren tatille saçma bir boşluğa düşeriz. Şimdi ben ne yapacağım? Diye kendimizi sorgularız. İşte o zaman benim yazdıklarım devreye giriyor.
Beni takip edip yazılarımla yaz tatilinizde bile mimarlığı elden bırakmıyorsunuz. :) Eveeet şimdi konumuza geçelim. Bu yazımızdaki tasarım hikayesi Drop Chair ‘dır. SANAA’ya ait olan bu tasarım 2005 yılında tasarlanmıştır. Tasarımcılarının ismini vermeden de geçmeyelim. Tasarımcılarımız Kazuyo Sejima ve Ryue Nishizawa’dır. Adlarından da anlaşılacağı gibi bir Japon mimarlık ofisidir. Üstelik Pritzker ödüllü bir ofistir. Bu ofis 1995 yılında kurulmuştur ve farklılık yaratan tasarımlarla dikkat çekmeyi başarmışlardır. Doğa ile farklı bir bakış açılarına sahip olan SANAA tasarımlarına da bu bu bakış açılarını yansıtmaktadırlar. Kazuyo Sejima bir kadın tasarımcı olarak da favori mimarlarımdandır. Detaylara boğarak sıkıcı bir yazı olsun istemiyorum ama siz bu hanımefendinin aldığı ödüllere ve çalıştığı kişilere baktığınızda sizin de favori kişiniz olacağını biliyorum. :)
Not Tutuyoruz, üniversite öğrencilerinin ve mezunlarının öğrenim gördükleri bölümler hakkında içerik ürettikleri bir topluluktur. Kişisel deneyimler, üniversite hakkında bilgilendirici içerikler, ilgi alanları ve daha birçok konuyu kapsayacak şekilde içerik üreten bir topluluğuz.
Not Tutuyoruz Kasım 2021'de aktif hale gelerek günden güne değişmeye devam ediyor, siz de bu aileye katılmaktan çekinmeyin!
Şimdi sıra Drop sandalyemizin hikayesini inceleme vakti. Ölçülerinden ve malzemesinden bahsedecek olursak boyutları bazı sitelerde farklılık gösterse de benim göz oranıma uygun düşen ölçüyü size bahsedeyim. 50x58x61 cm boyutlarında ve dökme-cilalı alüminyumdan üretilmiştir ve doğadan ilham alınarak tasarlandığı belirtilmektedir. Tam olarak ilham kaynağını belirtmeden fotoğrafa bakarak size neyi çağrıştırdığını sormak istiyorum? Sizce bu fotoğraf size hangi başka bir tasarımı çağrıştırıyor?
Siz tahmin ederken ben kendi cevabımı söyleyeyim. Ben sandalyeyi gördüğüm zaman istemsizce telefonumu ters çevirerek bakma ihtiyacı duydum. Amerika’da bulunan Chicago heykeline benzetmiştim. Belki aranızda benimle aynı fikirde olanlar vardır.
Çelik borudan yapılmış üç ince ayakla desteklenen bu sandalye yağmur damlasından etkilenerek tasarlanmış. Aslında bu sandalye yağmur damlasının suya düştükten sonra geçirdiği saniyelik bir anın tasviridir. Açıkçası neden yağmur damlası diye kendime sordum. Yağmur damlasının bir hikayesi ya da özel bir anlamı olup olmadığını merak ettim. Pek bir şey bulabildiğimi söyleyemem. Daha çok yağmur ile ilgili ritüeller ve hikayelere denk geldim. Bu sebeple kendi düşüncemi sizinle paylaşayım. Bence yağmur harekettir aynı zamanda heyecan uyandıran koşuşturmalara sebep olan bir doğa olayıdır. Kalabalığın veya yeryüzünün herhangi bir yerine düştüğü an o heyecan başlar çünkü toprağın canlanması için bir ihtiyaç ve insan için bir kurtuluştur. Bence sandalyenin estetik değerini bir kenara bıraktığımızda yağmur damlasının bile hayatımızdaki yerini hatırlatması hoşuma giden bir şey oldu. Tasarım olarak çok güçlü bir etki bırakmasa da tasarım fikrinin bir gücü var. Bir sitede bu tasarım hakkında geçen bir parçadan alıntı yaptım bunu sizinle paylaşayım.
‘Yağmur damlası, dengeli değişimin mükemmel bir örneğidir. Çünkü aşağı düşmek bir harekete neden olur ve göletin yüzeyinde orta derece bir dalgalanma yapar.’ ( idesign.wiki)
Bu hareketi alüminyum ile vererek yansıtıcılığı, parlaklığı su ile bağdaştırılmış. Hafif gibi duran yapısı sayesinde damlanın narinliğini çağrıştırmaktadır.
Umarım içeriğimi beğenmişsinizdir. :) Sabrınız için teşekkür ederim.
İç mimar Feyzanur Azar.