Hayat Devam Ederken Tükenmiş Olanlara Film Önerileri

Baki Akgün
Not Tutuyoruz
Published in
5 min readMay 11, 2023

Gözlemlediğim üzere tükenmişlik hissiyatının akranlarımın genelinin yaşadığı bir duygu olduğunu düşünüyorum. Sadece akranlarım da değil hemen hemen her insan yaşamıştır illa bir dönem ve hatta hala yaşamaya devam edenler var.

Tanıma göre tükenmişlik sendromu bireyin normal şartlarda kariyerinden, arkadaşlıklarından veya aile etkileşimlerinden aldığı keyfi ve başarı duygusunu azaltan ve bireysel kimliğin kaybedildiğine inanılmasına yol açan bir zihinsel ve fiziksel tükenme durumudur. Şimdi bu tanımdan bir parça da olsa kendinize bir pay çıkarttığınızı varsayıyorum. Zaman zaman ben de yaşamaktayım bu durumu halihazırda. Bazı kavramlar ve değerler anlamsızlaşmaya başlar. Sonrasında huzursuzluk kaplar insanı. Bu durum kişiye bağlı olmaktan da ziyade kötü bir olay yaşamış kişilerin strese bağlı gelişen duygu hissizliği durumu da dahildir. Mesela yaşadığımız deprem felaketinden sonra bir süre ülkenin çoğunluğu bu tükenmişliği yaşamış ve hatta birinci derecede etkilenen kişiler hala da yaşamaktadır. Ne yazık ki bir müddet de devam edecektir. Ben de sizin bu tükenmişlikten etkilenme durumunu göz önünde bulundurarak sizlere farklı bakış açısı kazandırabileceğini düşündüğüm kısa bir film listesi hazırladım. Bu liste benim de hayran olduğum ve benim için hayata farklı bir bakış açısı kazandırmış filmlerden oluşmaktadır. İyi okumalar dilerim.

1-) Last Samurai (2003)

1860’lar ve 70’li yıllarda Amerikan İç Savaşı’nda Kızılderililere karşı savaşıp katliamda bulunan Yüzbaşı Nathan Algren, savaşta olanlardan çok etkilenip pişman olduktan sonra kendini alkole vermiştir ve artık ölmek istemektedir. Sürekli kabus görmekte ve yaptıklarından pişman olmaktadır. Bir gün Japonya’ya Japon ordusunu, köklü Samuray lideri Katsumoto’ya ve onun ordusuna karşı eğitmesi istendiğinde önce Katsumoto’ya esir düşecek ve bu süreç boyunca kendini çokça sorgulayarak yeni bir hayatın mümkün olup olamayacağını anlayacaktır.

Bu film aslında bu listeyi oluşturmamdaki en büyük etken olabilir çünkü bu filmin konusu, müzikleri ve atmosferinin başlı başına bir felsefe sistemini oluşturan etmenler olarak görmekteyim. İzlerken kendinizi sıklıkla Nathan’dan bir parça bulacaksınız. Esasında film gerçek bir hikayeden alıntı olduğunu da es geçmeyeceğim.

IMDB - 7.8

2-) The Godfather 2 (1974)

Bana göre Godfather serisinin en iyi filmi budur Çünkü hikayenin ilerleyişi çok iyi işlenmiş. En çok dikkatimi çeken olay Vito’nun 0’dan hem bir aile hem de bir imparatorluk kurarken diğer yandan Micheal’ın hali hazırdaki imparatorluğu geliştirmeye çalışırken bir yandan da ailesinden uzaklaşıp yalnızlaşmasını işler. Yükseliş ve düşüş…

Buradaki odaklanmanız gereken kısım Vito’nun ailesinin kan davası yüzünden katledilmesinden sonra yalnız çocuk halinden ilk filmdeki Vito oluşu ve bu süreçte yaşadıkları olaylardır. Vito’nun yaşadıkları benim de gerçek hayatım için ilham aldığım (mafya olayları değil tabi) bir film diyebilirim. Bu filmden sonra favori oyuncumun Robert De Niro olduğunu da ekleyeyim.

IMDB - 9.0

3-) Django Unchained (2010)

Sahnemiz Amerika iç savaşı’ndan 2 yıl öncesi zamanda, sırtında kırbaç izleri olan bir grup siyahi kölelerle beraber Luis Bacalov’un “Django” müziği ile başlar. Django’nun Dr. Schult karakteri sayesinde yara bere içindeki halinden Batı’nın en hızlı silahşörü olmasını anlatır. Burada dikkatimizi çekecek kısım Dr. Schultz’un hayvan olarak dahi görülmeyen kölelere insanca davranması ve Django’nun da bu sayede kendi potansiyelini keşfetmesi ile devam eder film. Hiçlikten gelip zirveye ulaşan bir hikaye örneği daha…

IMDB — 8.4

4-) 12 Years A Slave (2013)

Gerçek bir hikayeyi barındıran bir kitaptan alınan bu hikayede köleliğin yaygın olduğu zamanlarda özgür bir şekilde yaşayan ve ailesi olan, bunun yanında maddi durum bakımından da iyi bir siyahi kişi olan Solomon Northup’ın köle tacirleri tarafından kumpas kurulup satılması sonucu olaylar başlar. 12 yıllık esaret altında kendi gibi siyahi köle olan diğer gruplarla beraber ağır ve zor bir hayat yaşamakta, bir yandan da ailesine bir mektup göndermeye çalışıp esaretten kurtulma çabasını anlatır.

Kitabın yazarının kendisi olması ve bu yaşadıklarını kendi gözüyle bizlere aktarmasından dolayı ayrı bir gerçeklik hissiyatı yaşarız.
IMDB - 8.1

5-)Her Şey Çok Güzel Olacak (1998)

“En azından hayattayız be abi!”

Komedi unsurunun yoğunlukta olduğu bu filmde esasında gerçekle harmanlanmış komedi vardır. Cem Yılmaz’ın oynadığı ilk filmdir. Patavatsız ve kurnaz olmaya çalışan Altan ve onun normal bir hayat yaşayan abisi ile beraber yolları bir gün sorunlu bir şekilde kesişir. Altan’ın hep bir vukuata sebep olmasından her ikisi de daha farklı bir hayata geçiş yaparlar. Zaman zaman başları belaya girer ve her şeyi tüketeceği an dahi gelir. Peki bunlara karşın her şey çok güzel olacak mı?

IMDB - 8.1

Bu bahsettiğim filmlerde genel anlamda bir düşüş vardır ama bu düşüşten sonra bir yükselişin ve hatta daha önceki hayata nazaran farklı bir yol ile veya zaman zaman eskisinden çok daha iyi hayatlara sahip olunabileceği anlatılır. Bu karakterin sabrına, azmine ve çabalarına bağlı olarak gerçekleşir çoğunlukla. Bizler de bu filmlerden kendimiz için bir şeyler çıkarabilir ve belki de durgun hayatlarımıza daha farklı bir perspektiften bakıp, değiştirmek için harekete geçebiliriz.

Son olarak belki de The Dark Knight filminde Alfred’in repliği ile hayatınız için bir metafor oluşturabilirsiniz:

“Why do we fall sir? So that we can learn to pick ourselves up.” (Neden Düşeriz efendim? Böylece kendimizi toparlamayı öğrenebiliriz.)

Sonraki yazılarımda görüşmek dileği ile…

Diğer filmler hakkındaki yazılarım:

--

--