Kararlarımızda Özgür Değilizdir Aslında: Hormonlar ve İçgüdüler

Baki Akgün
Not Tutuyoruz
Published in
4 min readMay 23, 2023

Önceki yazılarımda egoizm felsefesinden bahsedip sonrasında kriz ortamı ve insanın doğası üzerine olmak üzere 2 yazı yazmıştım. Bunlardan destek alarak 3. yazım olan hormonlar ve içgüdü hakkında bir yazı yazmaya karar verdim. Bu konu diğer iki yazımla da ilişkili çünkü. İnsanın doğasını anlamamız için çok önemli olan bu iki kavramı önce tanıtıp ardından insan ilişkilerinde ne derece önemli olduğunu ve hatta yaşamın temel yapıtaşlarından olduğunu anlatacağım. İyi okumalar.

Adem’in Yaratılışı tablosu

Hormonlar

Wikipedia der ki; hormon, Yunanca kökenden gelmektedir; ὁρμῶν yani uyarmak, canlandırmak anlamındadır. İç salgı bezlerinden kana geçen ve organların işlemesini düzenleyen adrenalin, insülin, tiroksin vb. fizyolojik etkisi olan maddelerin genel adı olarak tanımlanmaktadır.

Gelelim neden önemli olduğuna. Bir tehlikenin içinde misiniz ve bu tehlike sizin ölümünüze dahi götürebilir mi? Hormonlar! Karşın cinsten biri size çekici mi geliyor? Hormonlar! Kendinizi bir alanda güvende hissedip ve bazı durumlardan hoşnut musunuz? Hormonlar! Sınavlardan başarısız olup bu konudaki mutsuzluğunuzdan diğer sınavlar için çalışma kararı mi aldınız? Karnınız mı acıktı veya vücudunuzun suya mı ihtiyacı mı var? Bir çocuk sahibi olmak sizi mi cezbediyor? Hormonlar! Hormonlar! Hormonlar!

Örneklerdeki gibi hormonlar bizim hayatımızın belli bir bölümüne hükmeden, çoğu fikirlerimizi oluşturup etki eden ve hayatta kalmamız için gerekli koşulları sağlanmasına teşvik eden salgı maddeleridir. Hormonların artık ne olduğunu bildiğimizi varsayıp şimdi içgüdüye geçelim.

İçgüdü

Wikipedia tanımı: İçgüdü veya kalıtsal davranış, bir canlının doğasında var olan başka kompleks bir davranışa yönelme eğilimidir. Öğrenme sürecinin etkili olmadığı, canlının önceki deneyimlerinden bağımsız biçimde verdiği tepkiler içgüdü kapsamında değerlendirilmektedir.

Çevrenizde duymuşsunuzdur. Annelik içgüdüsü, hayatta kalma içgüdüsü, üreme içgüdüsü …

Nasıl ki hormonlar insanlara özgü olmayıp hayvanlarda sıklıkla görüldüğü gibi içgüdü de hayvanlarda sıklıkla görülür. Mesela annelik içgüdüsünü ele alırsak anne rolündeki canlının yavrusu için korunmasını, beslenmesini, sağlıklı kalmasını ve hatta yeri gelince annenin çocuğu için canından dahi feragat etmesini sağlar. Vücut anneye bu sorumluluğu empoze eder. Annenin yaşama amacı bu gibiymiş gibi çocuğunun bakımını iyi şekilde yaptığında bu annenin mutlu olmasını sağlayabilir (Oksitosin hormonu).

Şimdi iki kavram hakkında bilgimiz olduğuna göre cevaplarını merak ettiğimiz bazı sorulara cevap üretebiliriz. Bunlara cevap üretebilmemiz için genelde günümüzden uzaklaşıp İlkçağlarda yaşayan atalarımızın davranışlarını incelememiz gereklidir.

İnsanlar Neden Güce Tapar?

İnsanlar doğası gereği hayatta kalmak ister ve bunun için bir hayatta kalma içgüdüsüne sahiptir. Şimdi kafamızda içinde en güçlü üyesinin olduğu bir topluluk canlandıralım. Bu güçlü kişi topluluğun başına geçsin. Eğer sadece içgüdü ile hareket etseydik bu güçlü kişiye sürekli destek olup yanında yer alırdık çünkü bir gücün veya otoritenin altına girerek hayatta kalma şansımızı yükseltiriz. Bir diğer neden aynı hareketi yapacak diğer topluluk üyelerinden dışlanmamak olabilir çünkü insan sosyal bir varlıktır. Bir toplumun içinde yer alıp dışına çıkabileceği hal ve hareketlerde bulunmak istemez. Her toplulukta bu bireylerle karşılaşabiliriz.

2.Dünya Savaşı’nda Almanya

Kadın Neden Güçlü Erkeği Tercih Eder?

Şimdi hassas bir konuya geldik ve bu konu ya beni rezil ya da vezir eder :)

Olayın bir mantık boyutu (sonlarda değineceğim) bir de içgüdü boyutu var. İçgüdü boyutunu ele alırsak cevabını yine bir örnek oluşturarak ele alacağım. 4 karakter oluşturalım ve bunlar anne, onun çocuğu, güçlü erkek, sıradan erkek olsun. Öncesinde annenin kendine has bir içgüdüsü olduğundan bahsetmiştim ve amacının çocuğunun bakımını üstlenmek, yaşatmak olduğunu söylemiştim. Annenin içgüdü olarak amacı seçim yolu ile çocuğuna daha iyi bir hayat şartları sunabilmektir.

Bunun için sıradan olanın yerine güçlü olanı seçmesi gayet normaldir çünkü kendisinden çok çocuğu önemlidir ve biraz da istemsiz gerçekleşir. Kendisi için istemez ve yavrusunu esas alır. Sadece kadına has değil hayvan türlerinin dişilerinde çok sık görülen bir durumdur bu güdü. Artık instagram postlarında “serseri-efendi” tartışmalarına bir boyut kazandırmış olabilir bu konu. İçgüdü boyutunun İlkçağlardan kalma ve devam etmekte olan kısmı olarak görmekteyim. Şimdi gelelim işin mantık boyutuna. Günümüz modern çağında zeka eskiye oranla daha gelişmiş olduğundan ve bulunduğumuz toplumun gelenekleri eskiye göre farklı olduğundan zaman zaman bazı kesimlerce mantık içgüdüye göre daha ön plandadır. Bu mantıkla genelde ortak zevkler, statüler ve benzerlikler seçilimi sağlar. Mantık ile içgüdü burada farklılık gösterir.

Yazımda iki kavramı açıklayıp üzerine iki gündelik soruya cevap ürettim. Anlatmak istediğim insanın özgür olmamasıdır esasında. Bizi yönlendiren birçok kavram var ve anlattıklarım sadece bunlardan iki tanesiydi. Umarım istemli ve istemsiz şekilde yapmış olduğumuz davranışlar hakkında çıkarımlarda bulunabilirsiniz artık.

Sonraki yazılarımda görüşmek üzere…

https://tr.wikipedia.org/wiki/Hormon#:~:text=Hormonlar%3B%20klasik%20anlamda%20endokrin%20organlar,h%C3%BCcrelerinde%20etki%20g%C3%B6steren%20organik%20bile%C5%9Fiklerdir.

Benzer konu üzeri diğer yazılarım:

--

--