Kazanmak İçin Ne Kadar İleri Gidebilirsin?: The Prestige Film İncelemesi

Baki Akgün
Not Tutuyoruz
Published in
4 min readJan 20, 2023

Bazı filmler vardır. İlk izleyişin bitiminde “Ne filmdi be!” dersiniz ama ikinci izleyişte yüzünüzde kısa süren bir şaşkınlık ifadesi oluşur hani. Heh işte bu yazımda o tür filmlerden biri olan The Prestige filmini inceleyeceğiz. Öncelikle filmi izlemediyseniz aklınızda “izlenir mi?” sorusu varsa cevabını vereyim. Muhtemelen kafanızda izlenecek filmler adlı bir listeniz var. Bu filmi sıranın en başına kayırabilirsiniz ve bunu neden yapığınızın cevabını filmden sonra bulacaksınız. Gelelim filmimize. Yönetmenliğini Christopher Nolan ve senaryosunu da yönetmenle beraber Jonathan Nolan yazmıştır. Bu iki isim de size tanıdık geldiyse Interstaller, Inception ve Dark Knight gibi sağlam filmlere aşinasınızdır. Oyunculara bakacak olursak Christian Bale, Hugh Jackman ve Scarlet Johanson oyunculuklarını konuşturmaktadır. Konusuna gelirsek 19. yüzyılın atmosferinde Robert Angier ve Alfred Borden adlı iki asistan bir sihirbazın bünyesinde beraber çalışmaktadır. Bir gün Angier’ın eşinin de görev aldığı gösteri sırasında Alfred’in ipe yanlış düğüm atması sonucu Angier’ın eşi Julia su tankının içinde ipi çözemez ve boğulur.

Hangi düğüm atıldı?

Bunun üzerine Angier Alfred’e karşı kinlenir ve birbirlerine düşman olup birbirlerinin kuyusunu kazmaya çalışma çabasını ve rekabetlerini anlatır film genel olarak. Buradan sonrası film hakkında ciddi spoilerlar içermektedir.

İncelemesi

Şimdi sizi filmi izlemiş ve sonunu görmüş varsayalım. Buna göre en gelişmiş Yer Değiştiren Adam gösterisinde Angier’ın kendini klonlaştırıp bir önceki bedenini de ölüme terk ettiğini ve yeni klonunun Angier’ın yerine geçtiğini biliyoruz. Bir yandan Alfred’in esasında bir ikizi olduğunu ve asılan kişinin bu ikizlerden biri olduğunu bilmekteyiz. Bu kısımda aklınızda takılan bazı kısımlar olduğunu düşünüyorum ve bunları elimden geldiğince gidermeye çalışacağım.

İkizler

İkizler olayı filmin gidişatını büyük ölçüde etkilemektedir. Hatta bana göre olayların tümü buna dayanır. Filmde zaman zaman Alfred’in çelişkili hareketlerine anlam veremeyiz ve bu kısımlar aslında bize farklı bir şeylerin olduğunu kanıtlar nitelikte kısımlar ama tabii ne olduğunu anlamamamız gayet normal. Şimdi filmin başlarında Angier’ın karısının öldüğü su tankı gösterisine dönecek olursak orada Alfred’e hangi düğümün atıldığı sorulduğunda Alfred bilmediğini söyler. Filmde bu kısımlar için kesin bir şey söylenmemekle beraber benim fikrime göre orda düğümü atan kişi ikizi olan Fallon’dır. Fallon’ın düğümü kasten mi yoksa kazara mı attığını kesin olarak belirtemem. İlk sahnelerde Alfred’in Sarah ile kapı önünde vedalaştığı sahnede aslında illüzyondan çok içeri zaten çoktan Alfred girmiştir ve dışarıdaki kişi ise Fallon’dır (ikisinin yerini burada karıştırıyor olabilirim de).

Fallen ve Alfred

Biraz daha ilerlersek Alfred yine bebeği olduğunu öğrenince yapmacık bir tavırda bulunmakta ve bunun nedeni yine onun Fallon olması diyebiliriz. Alfred zaman zaman Sarah’a karşı ilgisiz davranmakta bazense önemsemektedir. Yine karakterlerin değişmesine bağlayabiliriz. Bunla bağlantılı bir çıkarım da Alfred’in Sarah’a ilgi duyarken Fallon’ın Olivia’ya (Angier’ın kadın yardımcısına) ilgi duyduğu sonucu çıkarılabilir. Bu arada Angier’ın Olivia’yı Alfred’e göndermesinin sebebi sırlarının çalmasının yanında Alfred’in güzel bir aile ilişkisi içinde olduğunu gören Angier’ın yuvasını bozmak istemesi olduğunu düşünüyorum.

Angier

Angier ilk defa Yer Değiştiren Adam numarasını Alfred’de gördüğünde dublör kullandığını fark edip aslında Fallon’ın varlığını tesadüfen keşfetmekte ama burayla sınırla kalmaktadır. Bunun üzerine Angier’de bir dublör tutmakta vs. İleriki sahnelerde Angier’ın dublörü ile aslında Fallon bir araya gelip konuştuğu sırada aslında Fallon şikayetçi olduğu bir durumdan bahsetmekte. Fallon hep Alfred’in dublorü gibi davranıp benliğini pek hissetmediğinden Angier’e dolaylı yoldan “ikimiz de kullanılıyoruz ama onlar alkışı almakta.” söyleminde bulunmakta ve bu durumdan (genelde Alfred’in mühendisi rolünde takılmaktan) muzdariptir.

Angier ise aslında kendisini çoktan öldürüp yerine klonlarını bırakmıştır. Bu kazanmak için kendini feda etmek olayına örnek gösterebiliriz. Son gösterilerinde de kör yardımcıları çalıştırmasının nedeni sırrının kimsenin bilmek istememesindendir. Evet filmin sonlarına doğru ilerlemekteyken asılan kişinin Fallen olduğunu da ekleyeyim. Bunu Fallen’ın her şey için özür dileme gibi son sözlerinden anlayabiliriz.

Senaryo

Senaryosunun kime ait olduğunu en başlarda söylemiştim ancak ilham alınan bazı noktalar da vardır. Bunlardan biri bu çekişmenin tarihteki Thomas Edison ile Nicola Tesla arasındaki çekişmeden ilham aldığını ve yer yer bazı sahnelerde bu çekişmeye yer verilmesinden dolayı düşünmekteyim. Bir diğer uyarlama ise başka bir kaynaktan okuduğum filmin başındaki çinli illüzyonisttir.

Filmin başlarında Çinli bir illüzyonist görmekteyiz ve aslında bu gerçek bir karakterden uyarlamadır. Bu kişi gerçek bir sihirbaz olan Chung Ling Soo’dur. Aslında bu gerçek ismi değildir. Gerçekte William Ellsworh Robinson adında bir kişidir ve sadece tek ingilizce konuştuğu bir an yakalanmış o da mermi yakalama numarasının kazara gerçekleşmesi sonucu ölürken ağzından “Aman tanrım! Vuruldum” sözüdür. Bu alıntı bile filmdeki bir çok olaya gönderme niteliğinde bir metafordur. Buna benzer bir diğer metafor Alfred’in Sarah’ın yeğenine kuş kaybetme numarasını yaparken yeğeninin ağlayarak “peki kuşun kardeşi nerede? O öldü” sözlerinden de filmin sonuna bir gönderme olduğu bariz bellidir.

Filmde karakterlerin kazanmak için nasıl ödünler verdiklerini ve kazanma hırsının kendi hayatlarının ötesine bile sürükleyebileceği gibi birçok çıkarım yapılabilmektedir. Bu anlattıklarımın dışında kafamda hala bazı soruların cevapsız kaldığını söyleyebilirim. Kim bilir belki 3. izleyişimde anlarım :)

Sonraki yazılarımda görüşmek üzere…

--

--