Mavi kelebeklerin öyküsü

Özgür Atar
Not Tutuyoruz
Published in
2 min readJul 3, 2023

Bir annenin elleri açık, doğrulttu gökyüzüne. Serdi masasına örtüsünü koydu önüne çocukları için savaşın ambargosundan gizlice geçirdiği iki lokmayı. Durumun ağırlığını omuzlarında taşıyamasına rağmen gülümsedi eşine. “Bugün güzel bir gün çocuklar, ama dışarıda oynamak yok büyük abiler büyük şekerler atıp sizi götürürler!” dedi odanın loş ışığında az görünen aile fotoğrafındaki gururla, özlemle baktığı eşine dalarak. Çocuklar mızmızlansa da annesinin sözünden çıkmamış sokakta oynayamamıştı. Geçen yıllarda hayatta kalabilen, biraz olsa da hayatını yaşayabilenler anlamıştı annesinin geçmişteki sebepsiz olduğunu düşündükleri uyarısını. O gece ailesinin sözünü dinlemeyip masumca sokakta oynayan çocuklar büyük abilerin bombaları sayesinde son eğlencelerini geçirmişti…

Karşı sokakta ilk gençliğini yaşayan, ileride güzel günler geçirmeyi bekleyen bir kız vardı. Kardeşlerini çok sever, hasta olduğu için savaşa katılamayan babasına bakarmış. Hal böyle iken babası kızına bir aday bulmasını söyler fakat adayların çoğu acımasız savaşın pençesinde ya can vermiş ya da suratları anneleri tarafından bile tanınmaz hale gelmiş. Her zamanki gibi kardeşleri için yemek aramaya çıktığı sırada. Uzunca boylu mağrur duruşunun altında duygusal gözlerle kendisini izleyen bir subayla karşılaştı. Pek fazla görüşme fırsatı bulamadılarsa da birbirlerine sıkıca bağlanmışlar, bir yıkımın ortasında bile çiçeklerin açabilme umuduna sarılmışlardı. Fakat unuttukları bir şey vardı, savaşın ne kadar acımasız olduğu…

Yıllar sonra iki gezgin Srebrenitsa bölgesindeki kırların etrafında dolaşırken. Mavi renkli ve hep belirli noktalarda toplanmış çiçeklerin etrafında dolanan kelebeklere rastlamış. Durumu pek umursamasalar da bir görevliye sorma gereği duymuş görevli de merak edip etrafına araştırmacılar toplamış. Yapılan araştırmalar sonucunda toprağın daha önceden kazılmış, kazıldığı belli olmasın diye bir güzel örtülmüştü. Fakat biraz daha derine indiklerinde karşılaştıkları şey; yıllar öncesinde yaşamış, yaşamak istemiş olan aşıklar, çocuklar, masumların topluca gizlenmek için gömülmüş cansız bedenleriymiş. Toplu mezarlardaki çürüten bedenlerin besleyiciliği ile yaşama daha elverişli hale gelmiş bu ölüm çiçeğinin ismine ise “Lavinia” denir.

Etrafında dolanan mavi kelebekler ise yalnızca Lavinia’dan beslenirlermiş. Savaşın yok sayılamaz acımasızlığından…

--

--