Sevgili Düşüncem Neden Bu Hataları Yapıyor?

İlayda Etkin Güler
Not Tutuyoruz
Published in
4 min readApr 9, 2022
Sevgili Düşüncem Neden Bu Hataları Yapıyor?

Yazımın başlığından da tahmin edeceğiniz üzere bu yazımda insanların gündelik hayatta sıklıkla yaptığı ve farkına varmadığı düşünce hatalarını sizlere anlatacağım. Bu noktada öncelikle biraz kendi deneyimimden bahsetmek isterim. Üniversitede almış olduğum psikoterapi dersi kapsamında düşüncelerimizin biz fark etmeksizin hayatımızı şekillendirdiğini ve dahası karar verme sürecimizde büyük söz sahibi olduğunu öğrendim. Öyle ki bu konuda yapmış olduğum okumalar ve kendi düşüncelerim üzerine çıktığım keşif sonucunda aslında benim de bu hatalara çokça düştüğümü gözlemledim. Bunca olumsuzluktan sonra işin güzel kısmına gelecek olursak bu konuda yaşanılacak ufak bir farkındalığın hayatımızda kelebek etkisi yaratabileceğidir. O halde gelin düşünce hatalarımızı beraber öğrenelim.

Düşünce hataları daha önce de dediğim gibi aklımıza otomatik olarak gelen ve geldiği sırada bize oldukça mantıklı gözüken üzerinde durup sorgulamadığımız ve genellikle olumsuz yaşantılarla alakalı ortaya çıkan düşüncelerdir. Bahsettiğim bu otomatik düşüncelerimizi gruplandırmak onları daha iyi anlamak açısından bize fayda sağlayacaktır.

Düşünce hatalarımızdan ilki aşırı genellemektir. Bunu yaptığımızı anlamak aslında hiç de zor değil. Küçük bir kelime dedektifliği sonucunda eğer sıklıkla “asla, daime, kesinlikle, hiçbir zaman” kelimelerini kullanıyorsak bu bize aşırı genelleme yaptığımıza dair bir ipucu verir. Bir örnek üzerinden gidecek olursak günlerdir üzerinde çalıştığımız projede ufak bir hata yaptığımızı fark etmemiz sonucunda eğer kendimize şu cümleyi kuruyorsak “ben hiçbir projeyi yapamam zaten” burada düşünce hatamız kendimizi haksız yere suçlamamıza sebep oluyor olabilir.

Bir diğer hata ise ya hep ya hiç düşünce şeklidir. Günlük kullanımda siyah beyaz düşünme olarak da bilinir. Bunu yapan kişilerin hayatında griye ve belirsizliğe yer yoktur. Fakat hayat işte tam da bu gri alanda geçmektedir ve böyle düşünen kişiler için düşünceleri zaman zaman katlanılamaz hale gelmektedir. Kendisini mükemmeliyetçi olarak tanımlayan ve bundan hayıflanan birisinin aslında şikâyet ettiği şey düşünce sistemindeki bu hatadır. Örneğin böyle bir kişi gitar çalmak istiyorsa kendisine ön koşul olarak “ancak çok iyi bir gitarist olacaksam bu işe başlarım” düşüncesini koyar ve muhtemelen bu düşüncesi nedeniyle de gitar çalmayı öğrenmek için gereken o ilk adımı senelerce atamaz.

Ya hep, ya hiç!

Aynı ben dediğinizi duyar gibiyim. O halde hız kesmeden üçüncü düşünce hatamız olan olumsuzlukları büyütmek olumluyu küçültmekle devam edelim. Bunu yapan kişiler başlarına gelen bir olumsuzluk karşısında kendilerini acımasızca suçlamaya çok yatkındırlar. Aksine eğer güzel bir gelişme yaşarlarsa da bunu dış faktörlere bağlarlar. Bir örnekle durumu özetlemek gerekirse çok zor bir sınavdan düşük alan ve bu düşünce hatasına düşen bir öğrenci durumu kendi başarısızlığı olarak değerlendirir ve sınavın zor olma ihtimalini, arkadaşlarının da yapamamış olduğunu göz ardı eder. Kendisine der ki “ben çok başarısızım, zaten dersleri de anlamamıştım, yeterince de çalışmadım o yüzden yapamadım sınavı”. Diyelim ki öğrencimiz aynı sınavdan çok iyi almış olsun bu sefer de başarının kendisine ait olduğunu düşünmediği gibi “hoca çok kolay sormuş, zaten herkes çok iyi almıştır” gibi çıkarımlarda bulunarak kendi başarısını küçümser.

Kendim de dâhil olmak üzere en sıklıkla yaptığımız hata ise bence karşımızdakinin zihnini okumaktır. Karşımızdaki kişiyi ne kadar iyi tanıyor olursak olalım aklından geçenleri her zaman bilemeyiz ve yapacağımız çıkarımlar bizi hatalı düşüncelere sürükleyebilir. Nasıl mı? Kesin beni artık sevmiyor, hoca bana taktı gibi sıklıkla kullandığımız cümleler aslında birer karşımızdakinin zihnini okuduğumuzu sanmaktan kaynaklanan düşünce hatasından ibaret olabilirler.

Beşinci düşünce hatamız ise kişiselleştirmek. Kimi zaman etrafımızda yaşanan olayları kişisel algılamaya karşı meyilli oluruz. Örneğin iş yemeğinden erken ayrılan bir arkadaşımızın ayrılış sebebini kişisel algılayıp “kesin ben çok konuştum, konuşmamdan bunaldığı için erken ayrıldı” diye düşünmemiz aslında bizimle alakası olmayan bir eylemi kişiselleştirdiğimizi gösterir.

Bu yazımda değineceğim son düşünce hatası ise felaketleştirmedir. Bu tür düşünmede kişiler başlarına gelen olumsuzluğa dünyanın sonuymuş gibi bakarlar. Örneğin telefonlarımıza cevap vermeyen arkadaşımız hakkında “kesin başına kötü bir şey geldi” diye düşünüyorsak burada felaketleştirme yapmış oluruz.

Bu yazımda ele aldığım düşünce hatalarından en yaygın olanlarıydı. Bunlara benzer daha pek çok düşünce hatasını aslında gündelik yaşamımızda farkında olmadan yapıyoruz. Artık bunların neler olduğunu öğrendiğimize göre harekete geçme zamanı. Düşünce hatalarımız mı güçlü biz mi gelin gösterelim.

İlayda Etkin GÜLER

--

--