TÜRKÇEDE “ANA DİL” VE “ANA DİLİ” MESELESİ
Hepimiz doğduğumuz andan bu zamana kadar Türkçe ile iç içe yaşadık. İlkokul, ortaokul, lise ve üniversite hayatımızın neredeyse tamamını Türkçe okuyarak tamamladık. Bununla da kalmadık ailemizde, çevremizde, çalışma hayatımızda Türkçeyi etkin bir şekilde kullandık. Eğitim sisteminin de dahil olduğu “ana dili”mizi ne kadar etkili kullandık? Türkçe bölüm okuyanlar daha iyi bilir ki yabancılara Türkçe eğitimini yani “ana dil”de eğitim vermek için TÖMER, Yunus Emre Enstitüsü gibi kurum ve kuruluşlar açıldı.
Dil nedir diye soracak olursak, insanlar arasında iletişimi sağlayan en temel ögedir. Dil aynı zamanda bir ulusun, bir milletin oluşmasını sağlayan kurucu ögelerinden biridir. İnsan, kendi kullandığı dilin içinde doğar ve büyür. Doğup büyüdüğü toplumun dilini, kültürünü ve geleneğini bu sayede öğrenir. Dil aracılığı ile ortak değerler var olur ve nesilden nesle aktarılır. Bu yüzden kullandığımız dili doğru bir şekilde kullanmak oldukça önemlidir.
Son zamanlarda birbiri ile çok karıştırılan ve birbirinin yerine kullanılan “ana dil” ve “ana dili” kavramları üzerinde durmak istiyorum. “Ana dil”de / “ana dili”nde eğitim meselesinin bir türlü açığa kavuşmamasının temel sebebi buradaki anlam farklılığından kaynaklanmaktadır. Bu iki kavram arasındaki farkı örnekler üzerinden açıklayarak vermeye çalışalım.
Not Tutuyoruz, üniversite öğrencilerinin ve mezunlarının öğrenim gördükleri bölümler hakkında içerik ürettikleri bir topluluktur. Kişisel deneyimler, üniversite hakkında bilgilendirici içerikler, ilgi alanları ve daha birçok konuyu kapsayacak şekilde içerik üreten bir topluluğuz.
Not Tutuyoruz Kasım 2021'de aktif hale gelerek günden güne değişmeye devam ediyor, siz de bu aileye katılmaktan çekinmeyin!
Öncelikle şunu belirtmek gerekir ki iki kavram arasındaki karışıklığa yol açan sözcük “ana” sözcüğüdür. Sözlükte “Ana” sözcüğü: 1. Anne 2. Yavrusu olan dişi hayvan. 3. Dini bakımdan aziz tanınan bazı kadınlara verilen saygı unvanı. 4. Temel, esas, asıl gibi anlamlara karşılık gelmektedir.
“Ana dil” kavramı için “temel, esas, kaynak dil”; “ana dili” kavramı içinse “anne dili” olarak ifade edebiliriz. “Ana dili” kavramı “anne” ile doğrudan ilişkili olduğu için “kişinin annesinden öğrendiği dil, birinci dil, ilk dil” olarak da ifade edebiliriz.
İki kavram arasındaki farkın daha net anlaşılması için hal ekleri ve iyelik ekleri üzerinden verilen örnekleri inceleyelim.
İlgi hali eklerinden birini aldığında (tekil) ana dilin, ana dilinin; (çoğul) ana dillerin, ana dillerinin şeklindedir. Yükleme hali eklerinden birini aldığında ise (tekil) ana dili, ana dilini; (çoğul) ana dilleri, ana dillerini şeklindedir. Yönelme eki aldığında (tekil) ana dile, ana diline; (çoğul) ana dillere, ana dillerine şeklinde olduğu görülmektedir.
İyelik ekini aldığı zaman ise (tekil) ana dilim, ana dilim; ana dilin, ana dilin, ana dili, ana dili; (çoğul) ana dilimiz, ana dilimiz, ana diliniz, ana diliniz, ana dilleri, ana dilleri şeklindedir.
Burada dikkat edilmesi gereken nokta, iki kavrama iyelik eklerinden herhangi biri eklendiği zaman hiçbir değişikliğin olmamasıdır. Bu şekilde bir kullanımda “ana dili”ni mi yoksa “ana dil”ini mi kastettiği anlaşılmıyor. Her iki kavram da birbirinin yerine kullanıldığı zaman yanlış anlamlara yol açabiliyor. Oysa Türkiye’de herkes ana dilini öğrenebilir ve herkes ana dilini (anne dilini) kullanabilir.
Sonuç olarak, Türkçe sözlüklerde; dil bilimi, dil bilgisi terimleri sözlüklerinde “ana dil” teriminin anlamı, kullanım anlamı alarak “Ana, ortak dil ile aynı ve halen kullanılan dil.” şeklinde genişletilmelidir. (Mukim Sağır)
KAYNAKÇA
Korkmaz, Z. (1992), Gramer Terimleri Sözlüğü, TDK Yayınları 575, Ankara.
ORUÇ, Ş. (2016). Türkçede Ana Dil ve Ana Dili. Littera Turca Journal of Turkish Language and Literature, c. 2, sayı. 1, ss. 311–322.
Prof. Dr. SAĞIR, M. (2007) Türkoloji Araştırmaları, s.2.
Türkçe Sözlük (2005). Ankara: TDK.
Editör: Funda Morgül