Taze Mezun Gözünden Psikoloji

Psikoloji okumayı insanın içinden dışına, dışından da içine yaptığı bitmeyen bir yolculuk olarak görüyorum. Bu yazıda yolculuğun ilk bölümünü tamamlamış biri olarak sizlere serüvenimden kısaca bahsetmek ve çıkacağım yeni yolculuğumun heyecanını sizlerle paylaşmak isterim.

Üniversite ve bölüm tercihi yapmak herkes için heyecanlı aynı zamanda kaygılı bir süreç olmuştur. Bu süreçte kendimizi tanımak ve doğru bilgilere ulaşmak çok önemlidir. Öncelikle ilgilerimizi ve hayallerimizi belirlemeliyiz. Daha sonra hayallerimizi gerçekleştirmemize olanak sağlayacak meslek ve bölümlerin listesinin çıkarılmasının faydalı olacağını düşünüyorum. Bu noktada dikkat edilmesi gereken ise belirlenen meslek ve bölümlerin gerektirdiği karakteristik özellikleri araştırmak ve bu özelliklere sahip olup olmadığımızı belirlemektir.

Benim yolculuğum da pek çoğumuz gibi sınav senesinde başladı. Çıkış noktam şuydu: Bir insanın toplum üzerinde olağanüstü bir etkisi var ama toplumun da bireyler üzerindeki etkisi göz ardı edilemez. İşte ben de tam olarak bu etkileşimi öğrenmek istedim. Bu ilgimi besleyeceğine inandığım iki bölüm vardı: Sosyoloji ve Psikoloji. Sosyoloji odağını topluma çevirmişken, psikoloji daha bireysel bir tutum sergilemektedir. Fakat her ikisi de birbirinden beslenmekte ve dolayısıyla birbirinden çok da ayrı alanlar olarak düşünülmemektedir. Bu sayede sınava hazırlık sürecinde hedefimi epey daralttığımı söyleyebilirim. Daha sonra herkes gibi ben de bu meslekleri, iş imkanlarını, hangi derslerin alındığını ve bunun gibi pek çok akla gelen soruların cevaplarını aramaya başladım. Fakat o dönemde gözden kaçırdığım nokta karakteristik özelliklerimin hangisine daha uygun olduğunu düşünmemek oldu. Bu yüzden psikoloji okumak isteyenlere öncelikli tavsiyem kendilerini bu özellikler hakkında doğru tanımaları olacaktır.

Peki, nedir bu özellikler?

• Sosyal olmak
• Güçlü iletişim becerilerine sahip olmak
• İyi bir dinleyici olmak
• Empati kurabilmek
• Duygusal dengeye sahip olmak
• Her türlü deneyim ve değişime açık olmak
• Özgüvenli olmak
• Güvenilir ve dürüst olmak
• Okumayı ve araştırmayı sevmek

Bu özelliklerin size uyduğunu düşünüyorsanız yazımı okumaya devam etmeniz faydalı olacaktır.

Bölüme başladığınızda sizi neler bekliyor biraz bu konudan bahsedelim. Öncelikle lisans hayatınızın ilk iki yılında psikolojinin pek çok alt dalını tanımanıza yardımcı olacak giriş derslerini alıyorsunuz.

Psikoloji Giriş Dersleri

Bu dersleri almak kendinizi keşfetmek için çok iyi bir fırsat olduğunu düşünüyorum. Pek çok öğrenci psikoloji bölümünü klinik psikolojiden ibaret sanarak tercihini yapmış olsa da bu dersleri aldıktan sonra ilgisini çeken diğer alanlarda devam edebiliyor. Üçüncü ve dördüncü sınıfa gelindiğinde çalışmaktan keyif alacağınızı düşündüğünüz alanda/alanlarda seçmeli dersler alarak gelişiminizi destekleme şansı elde ediyorsunuz. Bunların yanı sıra verilen araştırma yöntemleri, istatistik, ve etik dersleri sayesinde hangi alanda devam etmek isterseniz isteyin hem teoride hem de pratikte işinize yarayacak temel becerileri öğreniyorsunuz.

Psikoloji bölümü mezununu neler bekliyor?

Gelelim şu an benim de gündemim olan mezun olunca bizi nelerin beklediği konusuna. Öncelikle lisans sürecinde yapılan stajlardan ve gönüllü projelerden bahsetmek isterim. Dört senelik lisans eğitimi esnasında dilediğimiz kadar gönüllü staj yapabiliriz. Bunun yanında bir de yapmamız gereken zorunlu staj bulunmaktadır. Gönüllü staj ile zorunlu staj arasındaki tek fark zorunlu stajda, staj yapılan kurumdaki danışmanınızın sizi değerlendirmesi ve sizin de staj süreciniz hakkında bir rapor yazmanızdır. Gönüllü stajda bunlar yoktur, amacınız farklı alanlarda uygulama imkanlarını gözlemlemek ve kendinizi geliştirmektir.

Psikoloji öğrencisi nerelerde staj yapabilir?

• Şirketlerin insan kaynakları bölümünde
• Kreşlerde
• Okullarda
• Psikolojik Danışmanlık Merkezlerinde
• Hastanelerde
• Sivil Toplum Kuruluşlarında staj yapabilir.

Yapılan stajların üniversitede gördüğümüz teorik derslere katkısının yanı sıra kendimizi ilgili alanda geliştirmemize de faydası olacağını düşünüyorum. Bu sebeple, psikoloji okuyan ya da okuyacak arkadaşlarıma staj yapmayı şiddetle öneriyorum. Ben birinci ve ikinci sınıfın yaz tatillerinde gelişim psikolojisi ve endüstriyel psikoloji alanlarında gönüllü stajlar yaptım. Zorunlu stajımı ise en çok ilgi duyduğum alan olan klinik psikoloji alanında geçtiğimiz yaz yaptım. Bu sayede ilgi duyduğum ve teorik olarak öğrenmeye başladığım klinik psikoloji alanının uygulamada nasıl olduğunu gözlemleme şansı elde ettim. Stajlara ek olarak bir de gönüllü projeler konusu var. Lisans hayatını dolu geçirmeyi kim istemez ki diye düşünerek yazımda gönüllü projelerden de kısaca bahsetmek istedim. Lisans eğitimi boyunca ilgi duyduğunuz konularda kulüplere üye olabilir ya da çeşitli gönüllü projelerde yer alabilirsiniz. Bunun için gönüllü olmanız ve kısa bir araştırma yapmanız yeterli olacaktır. Aktif bir eğitim süreci geçirmenizin hem mesleki hem de kişisel gelişiminiz açısında oldukça faydası olacağını düşünüyorum. Lisans eğitiminizde aldığınız dersler, yaptığınız stajlar, ve gönüllü projeler sayesinde mesleki yolunuzun az çok belirginleşeceğini düşünüyorum.

Belirginleşen bu yolda mezun olduktan sonra ise direkt çalışmaya başlanabileceği gibi ilgili alanda yüksek lisans programına da devam edilebilir. Özellikle klinik psikoloji alanında çalışmak isteyenlerin yüksek lisans ile eğitimlerine devam etmelerini öneririm. Hem klinik psikolog olmadan alanda yapabileceklerimizin okullar ve rehabilitasyon merkezleriyle sınırlı olması hem de bu alandaki lisans düzeyindeki eğitimin özellikle uygulamada çok yeterli olmaması nedeniyle önemli olduğunu düşünüyorum.

Yazıma başlarken de dediğim gibi yolculuğumun hiçbir zaman bitmeyeceğine aksine her geçen gün zenginleşerek devam edeceğine inanıyorum. Benim gibi bu yola çıkmış ya da çıkmak için gün sayan son sınıf öğrencilerine yazımın yardımı dokunursa ne mutlu bana. İlerleyen günlerde yolculuğumun nasıl devam ettiğini sizlerle paylaşmaya devam edeceğim. Bu sürede aklınıza takılan herhangi bir şey olursa bana ulaşmaktan çekinmeyin. Unutmayın, birlikten her zaman kuvvet doğar. Bizler de gönül verdiğimiz bu alanda tüm farklılıklarımızla bir arada daha zenginiz. Herkese sağlıklı ve başarılı günler dilerim.

İlayda Etkin GÜLER

Originally published at https://nottutuyoruz.wordpress.com on March 1, 2022.