Yaşamak İçin Ayağa Kalkmak

ODTÜ Kitap Topluluğu
ODTÜ Kitap Topluluğu
2 min readApr 23, 2021

Evlerimizde olduğumuz bu dönemlerde okuyacağım kitaplar listesine eklemek için kitaplar araştırmaya daha çok zaman ayırmaya başladım ve bunun bir sonucu olarak şunu idrak edebildim: Okumak istediğim kitaplar ne kadar çok ve benim bu dünyadaki zamanım aslında ne kadar az. Okunacaklar listemdeki kitapların sayısına baktığımda, kısa bir matematiksel hesap yaparak, kalan ömrümde hepsini okumanın pek mümkün olmadığını kabullendim. Mümkün olmayandan vazgeçebilince daha iyi hissettim. İnsanın bilmeye, yeni kitap dünyaları keşfetmeye güçlü bir arzusu olsa bile, istediği şeylere sınırlı zaman ayırabilecek, bu yüzden önceliklerimizi belirlemeyi çok değerli buluyorum. Öncelikleri belirledikten sonra önemli olanın sayı değil, okunanların kalitesi olduğunu ve zamanın bereketli kullanımıyla okuduklarımızdan faydalanabilmek olduğunu düşünüyorum.

Bence yazmak da, tıpkı okumak gibi bu açıdan. Oturup çokça okumak yerine, okuduklarından süzdüğü değerli cevherleri kalbine işleyebilmek, benliğine katabilmek ve onları yaşamına taşıyabilmek daha kıymetli olabilir. Aynı şekilde, oturup çokça yazmak yerine, yazmaya/söylemeye niyetlendiği şeyleri önce kendi dünyasına ve hayatına katabilmek kişi için daha değerli değil midir? Böyle olunca, yani insan ‘yaşayarak’ kendini anlatınca, mana daha iyi hissedilebiliyor. Tarihteki liderlerden başarılı bulduklarımız da bildiklerini ve inandıklarını önce kendi hayatlarına taşımış insanlar değil midir? Öyle zamanlar olur ki, başkalarının fikirlerini okuyup sürekli bilgi tüketmektense yahut yazmak isteyerek insanlara bir şeyler iletmeye çalışmaktansa durup sadece kendimizle birlikte ‘yürümek’ için ayağa kalkmak bizi güzel, biricik yerlere veya biricik keşiflere götürebilir. “Yaşamak için ayağa kalkmamışken, yazmak için oturmak nasıl da beyhudedir.” Diyor H. David Thoreau. Yürümenin felsefesi kitabının kapağında gördüğüm bu söz zaman zaman aklıma geliyor ve beni dengeye çağırıyor. Yaşamak için ayağa kalkmak ve yürümek, bunu da bilmek ve anlatmak kadar önemsemeliyiz, değil mi? Yaşamanın, okumanın ve anlatmanın hakkını verebilmek ümidiyle…

Hande Nur Manici

--

--