Aklı Ermez (mi?)

Sena Ertonga
Her Çocuk Bir Birey
2 min readDec 21, 2020

Sosyal yaşamda kendini maddi ve manevi olarak var edebilen bireyler olabilmek için doğduğumuz andan itibaren yaşamın her alanında evrimsel süreçlerden geçeriz. Gelişim çağındaki çocuklar çevredeki olaylara, maddelere karşı merak duyabilir ve çoğu zaman etraflarında bulunan büyüklerine, sorular yöneltir. Bu noktada karşılaşılan sorunlardan biri ebeveynlerin bu sorulara zaman zaman isteksiz, başından savıcı yanıtlar vermesidir. Yetişkinler genelde çocuklarla paylaşmak istemedikleri, konuşmaya utandıkları veya kimi zaman da nasıl konuşmaları gerektiğini bilmedikleri konularda kaçış yolu arayabilir. Bu gibi durumlarda “Daha küçüksün, aklın ermez senin”, “Sen de büyüyünce anlarsın”, “Yaşın tutmuyor, senin bilmene gerek yok” gibi cevap vermekten kaçan tabirlere sığınabilir. Ebeveyninin bu tarz kaçışları, çocuğun bilgiyi öğrenmek için yanlış kanallara yönelmesine sebep olabilir.

Farklı yaşlarda ve çevrede olan çocukların dünyayı anlama şekilleri de farklıdır. Çocuğun anlama kapasitesi hiçbir şekilde küçümsenmemeli, yaşına ve gelişimine uygun olarak kurulan iletişime dikkat edilmelidir. Yetişkinlerin çocuklarıyla konuşmada güçlük çektiği konulardan bazıları ölüm, cinsel gelişim, taciz, terör, boşanma, yıkım, felaket, göç, şiddet gibi konulardır. Bu konularla ilgili çocukla konuşmadan önce yetişkinlerin de bilgi sahibi olması gerekmektedir. Geçiştirip konuşmamak, bilgi vermemek çocuğun kendini daha az güvende hissetmesine sebep olabilir. Ebeveyne düşen görev ise çocuğunu bilgilendirerek ona güvende olduğu mesajını iletmektir. Bu konuları gizlemek yerine çocuğun anlayacağı şekilde kısa ve doğru açıklama yapılması önerilir (Çocuklarla cinsellik nasıl başlıklı yazımız için buraya tıklayabilirsiniz. )

Araştırmalara göre çocukların, benliğinde iz bırakacak bir olay karşısında hemen belirti göstermeseler dahi ilerleyen yaşlarında bu izin benliğin psikolojik ve sosyolojik yapısında etkilere sahip olduğu görülmüştür. Anne karnından itibaren olumlu, olumsuz duyguları algılayabilen çocuk, duyu hareket evresinde (0–2 yaş) oyun oynarken oyuncağını hangi yükseklikten attığında kırılacağını görmek için birkaç kez oyuncağını atarak gözlemler ve sonrasında farkına varmaya başlar, anlamaya çalışır. 3–6 yaş arası erken çocukluk döneminde çocuklar cinsiyet rolleri kazanmaya başlar. Bu noktada genelde ebeveynleri örnek alırlar.

Ebeveynler, gelişim süreci boyunca çocuğun dikkatli gözlerle incelediği merceği altındadır. Bu sebeple aile içinde yaşanabilecek tartışmalarda kötü söz kullanılmamasına, şiddetin hiçbir türünün iletişimde yer bulmamasına, zararlı alışkanlıkların çocuğun görebileceği yerlerde gerçekleştirilmemesine dikkat edilmeli çocuğun anlamayacağı düşünülmemelidir (Şiddet biçimleri yazımızı buradan okuyabilirsiniz). Çocuğun yaşına uygun sorumluluklar bu dönemde verilebilir. İlkokul seviyesinde bir çocuk düzenli olarak evdeki bitkileri sulayabilir. Bu sorumluluk ufak da olsa çocuğun aile içinde veya sosyal çevresinde faydalı olabileceği hissinin gelişmesinde önemlidir.

Sonuç olarak; ebeveynlerin çocukların sorularına olabildiğince yanıt vermesi, yaşına uygun açıklamalar ve bilgiler ile beslemesi çocukların doğru bilgiye erişmesi açısından büyük önem taşır.

Kaynaklar

https://sistem.nevsehir.edu.tr/bizdosyalar/da78c1a61e482fb467976413f65b49f0/Geli%C5%9Fim%20Modelleri.pdf

https://firstthings.org/how-to-talk-to-your-children-when-bad-things-happen/

https://www.apa.org/topics/talking-children

--

--