Pamuk Prens ve Yedi Cüceler

Arzum Azra Kaya
Her Çocuk Bir Birey
5 min readJan 6, 2023

Yaşadığımız toplumda hepimizin birden çok rolü var. Peki bu roller bize kim tarafından verildi? Dünyaya gözlerimizi açtıktan sonra, sahip olduğumuz cinsiyetimize göre bizlere hangi sorumluluklar yüklendi?

Ufak bir egzersiz yapıp birkaç kelime seçelim mi? Tamirci, futbol, mühendis, hakem, pembe, oyuncak bebek ve patron.

Kulağa nasıl geliyor?

Bu kelimeleri okuduğunuzda zihninizde ilk beliren şey ne oldu?

Birbirinden bu kadar farklı kelimelerin size ortak gelen yönleri olabilir mi?

Geldiyse; bu ortak yön sizce ne olurdu?

Tamirci dediğimde gözünüzde canlanan bıyıklı bir amca profili? Futbol dediğimde koşmaktan kan ter içinde kalmış bir adam? Ya da oyuncak bebekle oynayan bir kız çocuğu… dediğinizi duyar gibiyim.

Peki zihnimizde canlanan bu profillere neden bir cinsiyet atadığınızı hiç düşünmüş müydünüz? Gelin bunun nedenine birlikte bakalım;

Toplumsal cinsiyet, hayatta kadın ve erkek için oluşturulmuş kategorilerdir (Helgeson, 2016). İnsanlar atanmış cinsiyetlerinin yanında cinsiyetlerinin kendilerine yüklediği roller ile de yaşamlarını sürdürmektedir. Kültürlerin kadın ve erkek için verdiği roller ve çizilmiş çerçeveleri vardır (Vatandaş, 2011). İşte toplumun kadın ve erkekler için belirlemiş olduğu tüm görev, sorumluluk ve faaliyetler toplumsal cinsiyet rolleri olarak tanımlanır (Dökmen, 2004). Toplumsal cinsiyet rolleri aynı zamanda kadın ve erkeğe yüklenmiş tutum, hak ve yükümlülük olarak da tanımlanmıştır (Bee ve Boyd, 2011). Toplumsal cinsiyet rolleri biyolojik olarak atanan cinsiyetten bağımsız olarak, 16 kültürel ve sosyal bağlamda bireyin sosyal yönü ile ilişkili nasıl davranması gerektiğini belirleyen, kişiden beklenen davranış tutum ve kişilik özellikleri olarak tanımlanmıştır (Karaca, 2018). Toplumsal cinsiyet sosyal olarak şekillenir, kesinlik arz etmez (Butler, 2008) ve sosyal bir olgu olarak ortaya çıkmış olup dinamik bir yapıya sahiptir.

Bu davranış kalıpları aslında dünyaya gözümüzü açtığımız andan itibaren bizlere toplum tarafından dayatılır. Dünyaya gelmek üzere olan erkek bebeğin odasının mavilerle donatılması, kız çocuklarına oyuncak seçilirken öncelikle bez bebeklerin tercih edilmesi de bunlara birer örnektir. Birkaç örnek daha vermek gerekirse ; toplumumuzda erkek çocuklar kavga ettiği zaman desteklenir ve haklarını bu şekilde savundukları için sırtları sıvazlanır. Diğer yandan kız çocuklar kavga ettiği zaman daha ağırbaşlı olmaları tembihlenir ve merhametli olmaları beklenir. Bu örnekler, toplumsal cinsiyet rollerinin ekilen ilk tohumları gibi görünse de, yaşadığımız toplumda çoğu alanda karşımıza çıkmaktadır.

Cinsiyet Rollerini Oluşturan Faktörler Nelerdir ?

Aile

Bireyin sosyal dünyaya adımlarını atarken tuttuğu ilk eller ebeveynlerinin ve bakım verenlerinin elleridir. Bu sebeple, toplumsal cinsiyet rollerinin öğrenildiği en etkili yer ve faktör olarak aile düşünülür. Anne — babanın aile içindeki görev paylaşımı, cinsiyetlere yönelik sergiledikleri tutumlar, kardeşler arasında cinsiyete bağlı sorumluluk farklılıkları hatta çocukları cinsiyetlerine bağlı olarak sevme biçimleri ‘’Aslan oğlum, prenses kızım’’ gibi cümleler bunların birer örnekleridir.

Okul ortamı ve Arkadaşlıklar

Toplumsal normların ve rollerin öğrenildiği bir diğer yer ise okuldur. Bununla birlikte bireyin çevresinin de bu normların ve toplumsal rollerin öğrenilmesindeki yeri büyüktür. Öğretmenlerin cinsiyete karşı olan tutumları, sınıf içerisinde kullanılan öğrenme materyallerinin eşitlikçi bir bakış açısına sahip olması, öğretmenin kız ve erkek öğrencilerine benzer görev ve sorumluluklar vermesi de toplumsal cinsiyet açısından önem arz etmektedir. Okul kıyafetlerinin kız çocukları için etek, erkek çocukları için ise pantolon gömlek şeklinde zorunlu tutulması da birer örnek teşkil etmektedir.

Medya

Medyanın bize sunduğu birçok içerikte de toplumsal cinsiyet rolleri ön plana çıkıyor. Televizyonda izlediğimiz dizi ve filmlerde, sosyal medyada, dergi ve gazetelerin sayfalarını karıştırırken bunlara rastlamamız mümkün. Çizgi filmlerde de aynı oyuncaklardaki gibi cinsiyet atamalarına rastlanmaktadır. Erkek çizgi film karakterlerinin kıyafetlerinde baskın ton mavi iken, aynı çizgi filmde kadın karakterlerin kıyafet ve aksesuarları pembe, mor ve kırmızı tonlarında yansıtılmaktadır. Aynı şekilde, erkek karakterler pantolon, şapka takarken kadın karakterlerin çoğunlukta elbise ve etek giydiğine rastlamaktayız.

Kıyafet ve Oyuncaklar

Cinsiyet ayrımını pekiştirecek şekilde üretilen birçok ürün, kıyafet ve oyuncaklar da bireylerin küçük yaşlarda cinsiyet rollerini içselleştirmesinde ve sindirmesinde büyük rol oynar. Kız çocuklarının pembe, kırmızı, mor gibi renkler giydirilirken erkek çocukları için mavi, yeşil, gri gibi renklerin tercih edilmesi, yine kız çocukları için oyuncak bebekler, süpürge ve ütüler gibi ev aletleri alınırken erkek çocuklarına plastik askerlerin, silahların ve uzaktan kumandalı oyuncak arabaların alınması da cinsiyet rollerinin küçük yaşta bilincimize işlendiğinin bir göstergesidir.

Toplum, bizden birbirinden farklı düşünce ve davranış kalıplarına uygun davranmamızı bekler. Kadınlık ve erkeklik rolleriyle bütünleşen bireyin, yaşamı boyunca nasıl düşünmesi ve nasıl davranması gerektiğini belirlemekle birlikte, nasıl hissetmesi, ne tür işlerde çalışması, çalışma yaşamında ne kadar para kazanması, karşı cinsle kuracağı ilişkilerde hangi özelliklere sahip olması gerektiği gibi pek çok bireysel tercihini de biçimlendirmektedir. Toplum erkeklerden; güçlü, sert, çalışkan bireyler olmasını bekler. Aynı zamanda onları ev geçindirmekle sorumlu tutar. Meslek seçimlerinde de yine aynı beklenti içindedir; güçlü, sert ve sözü geçen meslekler erkeklere göredir toplum için. Polislik, askerlik bunlardan bazılarıdır.

Aynı toplum kadınlardan ise yine belirli kalıplar içinde yaşamalarını bekler. Anaç bir tavra sahip olmalarını, yol gösterici ve bakım veren olmalarını aynı zamanda evi çekip çevirmelerini bekler. Meslek seçimlerinde de kadınlar için çizdiği kalıplar hemşirelik, öğretmenlik, bakıcılık gibi toplum tarafından kadınlara atanmış mesleklerdir.

Dünya Ekonomik Forumu (World Economic Forum-WEF) 2006'dan beri her yıl hazırladığı Küresel Cinsiyet Eşitsizliği raporunun sonuncusu bu yıl temmuz ayında yayımladı. Bu yıl 16'ncısı yayınladıkları raporda, dünyanın cinsiyet eşitliğine ulaşmasının 132 yıl süreceğini öngördü.. Bu süreyi bir önceki raporda 136 yıl olarak belirlemişti. Türkiye, geçen yıla göre 9 basamak yukarı tırmanarak 124'üncü sırada yer aldı.

Toplumsal cinsiyet kuralları ait olduğu kültür tarafından şekillendirmenin yanında ve gelecekte o kültür içinde yaşayan insanları ve gelecek nesilleri de şekillendiriyor . Birçok toplumda kadınların istihdam edilme, eğitim görme, karar alma süreçlerine katılım oranlarının düşüklüğü (World Economic Forum, 2017: 6–36), erken evlendirilme, şiddete maruz kalma, ergen annelik oranlarının yüksekliği toplumdaki hakim toplumsal cinsiyet rollerinden kaynaklanıyor.

Doğru Bilinen Yanlışlar

Y: Toplumsal cinsiyet eşitsizliği sadece kültürel açıdan kadınların hayatını etkiler.

D: Birçok toplumda kadınların istihdam edilme, eğitim görme, karar alma süreçlerine katılım oranlarının düşüklüğü (World Economic Forum, 2017: 6–36), erken evlendirilme, şiddete maruz kalma, ergen annelik oranlarının yüksekliği toplumdaki hakim toplumsal cinsiyet rollerinden kaynaklanmaktadır.

Y: Toplumsal cinsiyet rolleri ailede öğrenilmektedir.

D: Toplumsal cinsiyet rollerinin öğrenildiği en etkili yer aile olarak düşünülür fakat aile, tek başına bir etken değildir. Okul ve arkadaş çevresi, her türlü medya aracı, kıyafet ve oyuncaklar da bu toplumsal rollerin şekillenmesine yol açarlar.

Y: Toplumsal cinsiyet ile atanmış cinsiyet arasında bir fark yoktur.

D: Toplumsal cinsiyet rolleri ile atanmış cinsiyetin ayrımı şu noktada yapılabilir: Atanmış cinsiyet net ve kesin iken toplumsal cinsiyet sosyal olarak şekillenir, kesinlik arz etmez ve sosyal bir olgu olarak ortaya çıkmış olup dinamik bir yapıya sahiptir.

Y: Türkiye geleneksel cinsiyet rollerinin kabul görmediği bir ülke olarak karşımıza çıkmaktadır.

D: Türkiye’nin cinsiyet eşitsizliği bakımından çizdiği tablo iç açıcı görünmemektedir. World Economic Forum’un (WeForum, 2021) küresel cinsiyet eşitsizliği raporunda 156 ülke arasında 133. sırada yer almaktadır.

Kaynakça

  1. Dünya Ekonomik Forumu raporunu yayımladı: Cinsiyet eşitliği 132 yıl uzaklıkta — Independent Türkçe, Bloomberg, DW Türkçe Derleyen: Uğurcan Yıldız
  2. Global Gender Gap Report 2022 / World Economic Forum
  3. Kadınlarda Psikolojik İyi Oluşun Toplumsal Cinsiyet Rollerine İlişkin Algılar ile İlişkisi — İrem KAPLAN
  4. Toplumsal Cinsiyet Rollerinin Günlük Hayattaki Yansımaları: Çorum/Alaca Örneği Sema YILMAZ
  5. Yetişkinlerde Umudu Yordamada Toplumsal Cinsiyet Rolleri ve Öznel İyi Oluşun Etkisi — Hatice Hilal Ilgaz Yüksek Lisans Tezi

--

--