Ofiste Sessizlik Savaşları — 10 SAAT KESİNTİSİZ OFİS PLAYLISTİ
Birileri yanınızda yüksek sesle telefonda mı konuşuyor? İki masa ötenizde başkasının yaptığı o işin aslında nasıl yapılması gerektiğinin mi dedikodusunu yapıyor? Yüz yıllık uykunuzdan beyaz atlı prensin sizi öpmesiyle uyandınız o da ne 435 okunmamış mail mi var? Ne yapacaksınız?
Öncelikle ilkokulda sınıftaki herkesin kalemini açtığı çöpün ofisteki karşılığı olan 19 litrelik su bidonuna doğru giderek kendinizi sıcak kumlardan soğuk sulara atın. Sonra da kulağınıza kulaklığı takıp müziğin tadını çıkarın.
Sakinden yavaş yavaş yükselen müziklerle hafta başı uyanamayanlar, odaklanmak isteyenler, yemekten yeni gelmiş midesindeki kanı tekrar kafasına kanalize etmek isteyenler, tüm hatırlamadığı Türkçe sözcükler için yeni İngilizce karşılıkları kullanan biz beyaz yakalar için yaptığım playlist:
43 dakika az mı geldi? Bir kübik arkanızdaki yeni çocuğu olmuş arkadaşınız daha önceden Instagram’a yüklediği çok zeki çocuğunu mu gösteriyor? Yoksa onun hemen yanında daha Nisan ayına girerken nasıl olduğunu anlamadığınız hafif kavruk teniyle asıl bu mevsimde görmeniz gereken adını duymadığınız o tatil yerini mi anlatıyor?
O zaman ofise geldiğinde müzik dinlemeden yapamayanlar, bir iş yaparken arkada müzik çalsın diyenler, ya aslında biliyor musun bir sahil kasabasına yerleşeceksin deyip bir türlü yerleşemeyenler için geliyor:
İkisi de olmadı madem çalışamadınız o zaman bari biraz internette gezineyim mi dediniz? Ne yapıyorsun diye sorarlarsa araştırma yapıyorum dersiniz.
