SÜRDÜRÜLEBİLİR SPORTİF YAPILAR

Papazınçayırı
papazincayiri
Published in
6 min readJun 6, 2018

Bilginin çok daha kolay erişilebilir olduğu bir dünyada oyuncu takip etmek, oyuncu değerlendirmek çok daha kolaylaştı. Dolayısıyla aslında ‘’scouting’’ kavramı da uygulaması daha kolay bir hal aldı. Ancak futbol da eşit bir hız ile gelişmekte. Transferler artık ülkeler arasında daha kolay yapılır bir hale geldi, oyuncu takibinin de önemi arttı. Çıta eldeki malzemeler ile birlikte daha yukarıya kondu ve stratejiler de çeşitlendi. Bunu nereye bağlayacağım? Artık futbol yapılarının daha net bir bütün olması gerektiğine.

Konuyu açma sebebim Türkiye’de yakın gelecekte yeni yönetimler ve şirketleşmeler ile birlikte daha farklı, sürdürülebilir sportif yapılara geçişin zaruri olduğunu düşünmem. Kişilere bağlı olmadan, belirli kuralları esas almış, liderler değişse bile kulüp içerisindeki bağımsızlığını, fakat aynı zamanda kulübe bağlılığını koruyan yapılar.

Türkiye’de scouting hususu anlaşılamadı

Başlama vuruşunu scouting kavramına kendi bakış açımı yansıtarak yapmak istiyorum. İki yıl Türkiye Futbol Federasyonu adına Hollanda ve çevre bölgelerde gözlemcilik yaptım. Bu süre zarfında gerçekleşen Euro 2016 sürecinde de rakip analizlere dair bazı raporlarla faaliyetlerimi desteklemiş birisiyim. Son yıllarda ise iki Süper Lig kulübüne danışmanlık yapmayı da tecrübelerime ekledim. Bu süre zarfında gerek işin mutfağında, gerek ise halkın genel tanısına hakim olma şansı yakaladım. Şahsi düşünceme göre Türkiye sınırları içerisinde scouting hususunun tam manasıyla anlamı anlaşılamadı, ancak yine şahsi inancıma göre yakın gelecekte anlaşılmaması için bir sebep yok.

Ülkemizde scouting genel olarak genç oyuncuyu erken yaşta bulup getirmek şeklinde yorumlanır. Bana göre yapılabilecek en hatalı tahlillerden birisi budur. Bir scoutu gayet tabii 29 yaşındaki bir futbolcuyu değerlendirmek için de görev yerine gönderebilirsiniz. Burada temel amaç oyuncuyu yakalayıp getirmekten önce oyuncunun takıma uygunluğunu tahlil edebilmek. Kulüp anlayışı 29 yaşındaki bir oyuncunun transferini de uygun gördüğü takdirde bu oyuncuyu izlemek de bir scout için görevdir.

Genç oyuncuyu rakiplerinden önce bulup getirmek bir scouting ağı için sadece hedeflerden bir tanesidir. Ancak bu yapılanmanın, daha doğrusu departmanın asıl amacı futbolcu transferindeki hata payını minimuma indirmektir. Bunu herhangi bir müşterinin kıyafet ya da beyaz eşya alırken yaptığı araştırmaya benzer görmeniz de mümkün. Veya bir şirketin ürün üretimi öncesinde hammadde alırken piyasayı tarayıp bütçe, kalite ve şirketin kırmızı çizgilerine bağlı olarak en uygun hammaddeyi bulması gibi bir benzetme yapmak da mümkün.

Scouting ağlarının çeşitliliği bu hususta önemli. Oyuncu gözlemcisi herhangi birisinin bana göre taşıması gereken belki de birinci özellik ‘’hayal gücü’’. Burada hayal gücünden kastım elbette fanteziye kaçmak değil. İzlenen oyuncunun tahlilini dört ana parametre (fiziki değerlendirme, zihinsel değerlendirme, teknik değerlendirme ve taktik değerlendirme) üzerinden yaptıktan sonra amaçladığın takıma uygunluğunu hayal edebilmek. Bir scout yurt içi ve yurt dışında futbolcu izlemenin yanı sıra bu sebeple bağlı olarak çalıştığı takımın da tüm maçlarını en az bir kez, ama bana göre tekrar tekrar izleyip takımın geometrik yapısından tutun her türlü özelliğine hakim olmak zorunda.

Bir de şahsi fikir ekleyeyim, bana göre scouting yapıları özellikle zihinsel tahlil yapabilmek için psikolojik uzmanlarla yakın temasta çalışmalı. Futbolcunun ailevi yapısı, şahsi yapısı ve futbolcuyu sportif anlamda motive etkenler çok önemli. Motive eden unsurlar için Maslow teorisi, Vroom’un beklentiler üzerine kurulu teorisi ve benzeri teorilere başvurmak mümkün (dipnot: Üniversite bitirme tezimi mesleki motivasyon üzerine yazan birisi olarak bu konu ayrıca ilgimi çekmekte).

Performans departmanı inşa edilmeli

Bir ağın kanalize olduğu coğrafi bölgeler, kişi sayısı ve hedeflediği oyuncu grupları kulübün genel politikasına göre şekillenir. Bu politikayı şekillendiren kişi de sportif direktördür. Ancak bir sportif direktöre bağlı sadece iki departman yoktur, olmamalı. Bu iki departman doğal olarak teknik ekip ve scouting ağı olarak canlanıyor belki akıllarda. Son yıllarda zaruriyeti iyiden iyiye artan bir performans departmanının inşa edilmesinin iki bakımdan ciddi önemi var. Birincisi, takım içerisindeki oyuncuların bireysel gelişim planlamasını yapmak ve bunu takip etmek. İkincisi de takımın kiraya gönderdiği oyuncuların performans takibini yapmak ve düzenli olarak iletişim sağlamak.

Bu departmanların olmaması ülkede birçok kulübün kiraya giden futbolcularından haberdar olmamasını ve sonucunda bu oyuncuları kaybetmesine sebep oldu. Hatta daha makro düzeyde bakacak olursak İngiliz ekiplerinin özellikle bu ve muadili departmanlarla birçok futbolcuyu satın alma lüksüne sahip olduğunu görmek mümkün. Satın alınan oyuncular takımın bir nevi ‘’arafta kaldığı’’ oyuncular da olabilmekte. Bu oyuncuların alınıp kiraya verilmesi düzenli olarak performans takibini mümkün kılıyor. Oyuncu planlanan sürecin sonunda takıma uygun görülmese bile alındığı fiyatın üstüne bir meblağa farklı bir takıma satılabiliyor ve bu da mali anlamda bir bakımdan rahatlatan bir hamle oluyor.

Altyapı ülkenin en büyük problemi

Altyapı ise belki de ülkenin en büyük problemlerinden bir tanesi. Üzülerek belirtmem gerek ki ülkemizde donanımlı altyapı eğitmenleri bakımından ciddi bir kıtlık var. Bu sebeple en azından bu yetkin kişilerin eğitimini sağlayana dek yurtdışından daha yetkin meslektaşlarla çalışmakta bir sakınca görmüyorum. Altyapı tesislerinin yeterliliği konusunda altyapı takımı sayısı ve oyuncu sayısı üzerinden subjektif bir yöntem, yahut model üretmek mümkün. Bu biraz da altyapı sorumlusunun yetkinliği ve ekspertizine bağlı. Ancak bana göre bir altyapıyı en başarılı kılan şey, sporcu yetiştirmekten ziyade insan yetiştirmek. Altyapı bir fabrika değildir, bir okuldur. Okuldan 18–19 yaşlarında mezun olmak hedeflenir ve mezun olunduğunda sporcunun kendi mesleğini ifa edebilmesi beklenir. Ülkedeki tüm büyük takımların ortak sorunu oyuncunun yetersiz eğitim almasından ötürü kendi seviyesini bırakın, 1 veya 2 alt kümede bile zor sözleşme bulması. Hedeflenen seviye ve sunulan seviye arasında farklılıklar büyük.

Bunun bence en temel sebebi, çocuk yaşta bünyeye katılan kişinin hayattaki üç önemli etkeninde yeterli dengenin kurulmaması. Sportif hayat, akademik hayat ve sosyal hayat. Ülkede gerek mesafeler, gerek ulaşımın sağlanmaması, gerek ise bu yönlendirmeyi psikolojik olarak yapacak sorumlular olmadığından genç futbolcular bunun dengesini çok kötü kurmakta. Mali güçleri zayıf olup bunun yanı sıra üç noktaya kanalize olmaları gerekiyorlar. Sosyal hayatta yaptıklarını ve yapmaları gerekeni eğiten insan sayısı neredeyse sıfır olduğundan birçok futbolcu, finansal gücü sağladığı an mesleğini unutarak hayatını idame ettiriyor. Yetenekli adledilen birçok futbolcu adayının sonunu getiren bu oluyor.

Altyapı da psikolojiye bağlanması gereken bir durum. Genç futbolcu adaylarının şöhrete ve mali güce hazırlanması için psikolojik hatta yeri geldiğinde pedagoji üstüne uzmanlaşmış kişilerle çalışmak da hata payını düşürür. Akademik hayata hazırlığın da sağlanması, keza oyuncunun tesislerde vakit geçirebilmesi (eğlence) de çok önemlidir. Biraz daha mesleki yorum eklemem gerekirse altyapı için ciddi bir tarama da çok önemli. Babamın işinden (Ajax altyapı scoutluğu yapmakta) ötürü bu hususun mutfağına da girme şansım oldu. Ülkenin neredeyse tüm bölgelerinde faal olarak çalışan ancak ana odağı Kuzey Hollanda bölgesi olan bir kulüp Ajax. Bu bölgede haftasonları oynanan tüm amatör maçları tarayan ve daima performans takibi yaparak oyuncuyu almadan önce iki aşamadan daha geçiriyor Ajax aslında. Bunun sonucunda da futbol okullarına, yahut yaşıtlarının bulunduğu takımla antrenmanlara çıkararak seviyesi test ediliyor ve buna bağlı olarak alınıp alınmamasına karar veriliyor.

Altyapı scoutlarının daima üstyapıdan bağımsız şekilde çalışması gerektiği inancındayım. Üstyapıya gidenin bakışı ve hedefi farklı olur, bunun haricinde altyapı liglerindeki seviyeye (hem mevcut seviyeye, hem de yıllar geçtikçe oluşan trendlere) hakimiyeti de kısıtlıdır. Altyapı scoutingi dahi iki kademeye ayrılır kendi içerisinde. Birincisi en küçük yaşlara belli başlı sabit kriterler üzerinden bakan bir scouting grubu. Bir diğeri ise altyapının daha büyük yaşlarına bakan ve ilk metrelerdeki hız, insani ilişkiler ve benzeri hususları da dikkate katan bir scouting grubu. Bu insan kaynağını gerekli tesis ve hammadde ile birleştirdiğiniz vakit uzun vadede başarılı olmama şansınız çok düşük.

Sürdürülebilir bir sportif yapı için koordinasyon ve destekleyici birimler gerekli

Son olarak, bir sportif birim asla tek kademe üstünden değerlendirilmemeli. Artık sadece scouting ve teknik adam da başarıyı garantilemiyor. Sürdürülebilir bir sportif yapı için iyi bir scouting ağının yanı sıra iyi bir koordinasyon ve destekleyici birimler gerekli. Dilerim ülkemizde yakın geçmişte yaşanan bir takım gelişmeler de buna ön ayak olur. Dikkatinizi umarım en son cümleye kadar korumayı başarmışımdır, zira bu konular bana göre tüm halkın da fark etmesi gereken hususlar.

Oğuzhan Oğuz

--

--