Yeni Açık, Katılımcı, Merkeziyetsiz Finans (Bölüm III)

Mekân Bağlamında Bitcoin

PathAwayer
Patikan
6 min readJul 31, 2022

--

Birinci bölümde, mekânın sosyal bir olgu olduğunu ve sosyal ilişkiler, üretim, emek ve örgütsel ağlar için uygun yerler sağladığını Çatalhöyük tarihi üzerinden karakterize etmiştim.

Medeniyet, mekanlarda gelişir ve mekânın özellikleri yani coğrafya, medeniyeti şekillendirir.

Mekânın gücüyle desteklenen Çatalhöyük’te üretim, tarım ve hayvancılıkla başlamıştır. Zamanla fazla ürünler ortaya çıkmış ve böylelikle sosyal, ekonomik, mimari, dini ve kültürel alanlarda birçok gelişmeler meydana gelmiştir. [1]

Çatalhöyük’ü eşitlikçi bir toplum haline getirmede, ilk ticareti kurmada ve güçlü mimariler geliştirmede mekânın önemli bir rol oynaması gibi, Bitcoin blok zinciri de bize egemen, merkezi olmayan ve güvenilir platformlar inşa etmede paradigma değişimine sahip DeFi, dApp’ler, DAO’lar vb. dijital mekânlar sağlama potansiyeline sahiptir.

Katılımcı Merkeziyetsiz Finans

Bahsettiğim üzere, Çatalhöyük, toplumsal cinsiyet ve ekonomik eşitlik açısından dikkate değer, istikrarlı ve başarılı bir eşitlikçi sistemi temsil etmektedir. Ve yaklaşık 1400 yıl boyunca eşitlikçiliği korumayı başardılar. [2]

Çatalhöyük izole bir şehir değildi. Çanak çömlek ihracatı gibi uzak yerlerle büyük ölçekli ticaret yapıldı. Ve toplumun en üretken üyelerinin özellikli büyük evlerde yaşaması gerektiğini düşünmediler. Birinin topluluk adına sözde en iyi kararları aldığı bir hiyerarşi de yoktu. Ekonomiyi destekleyen önceden belirlenmiş politikalara ihtiyaç duymadan, bir şekilde, herkes geçinmeyi başardı. [2]

Bilimsel arkeolojik çalışmalara göre; dikkate değer bir şekilde, sanki Çatalhöyük halkının müreffeh bir yaşam sürmesi için gerekli yaşam standartları sağlamış gibiydi. Gerçekten de Çatalhöyük’te ayrıcalıklı ya da yoksul kimse yoktu. [2]

Çatalhöyük’ün sadece bir ilkel-şehir olduğunu ve modelin dünyaya ölçeklenemeyeceğini düşünebilirsiniz. Mevcut sosyalizm ve kapitalizm yanılgısına atıfta bulunmaya çalışmıyorum. Ancak rekabet açısından kapitalizmin mevcut para veya değer önermesini vurgulamaya çalışıyorum.

Emory Üniversitesi’nde Emeritus Ekonomi Profesörü Paul Rubin, The Capitalism Paradox adlı kitabında göçebe erken insan atalarımızın beyinlerin, “çok az uzmanlaşma ve işbölümü, düşük sermaye ve teknolojik değişim, ekonomik büyümenin neredeyse hiç olmadığı” zamanlarda karşılaştığı sorunları çözmek için evrimleştiğini vurguluyor.

Rubin kitabında, modern insanın inovasyonun, ekonomik büyümenin, yatırımın ve değişimin sosyal faydalarını takdir edebilecek soyutlamalardan yoksun, yalnızca adalet ve rekabete odaklanan bu evrimden gelen bir zihinsel mimariye sahip olduğunu savunuyor. [3]

“Rekabet” kelimesi, bir kişinin yalnızca bir başkasına karşı kazanabileceği, kazananları ve kaybedenleri olan bir spor müsabakası metaforunu akla getiriyor. Aynı şekilde oyun teorisinin zihinlerde uyandırdığı fikir de, yalnızca savaş stratejileri ve taktikleri ile bir hayatta kalma mücadelesi olacağı yönündedir.

Aksine oyun teorisi, Bitcoin PoW’da olduğu gibi, rekabet ve işbirliği kavramlarının ötesine geçerek, kripto ekonomisi fırsatlarına çok daha uygun bir işbirlikçi-rekabet (co-opetition) görüşüne ulaşmayı mümkün kılar.

Piyasalarda rekabet önemliyken Rubin, insanların rekabet ettiği şeyin işbirliği yapma hakkı olduğunu vurgular. İşbirlikçi-rekabeti; “Satıcılar, değer verdikleri bir şey üreterek alıcılarla işbirliği yapma hakkı için diğer satıcılarla rekabet eder.” şeklinde özetliyor.

Kapitalist sisteminin sıfır toplamlı (zero-sum) olmadığını ve işbirliği ile bir kazan-kazan durumu oluşturabileceğini benimseyebiliriz. O zaman, işbirlikçi-rekabet ile mevcut kapitalist sisteminin dünyanın şimdiye kadar gördüğü en başarılı ekonomiye evrimleşebileceğini kabul edebiliriz. [4]

2nci bölümde anlattığım Bitcoin iş kanıtı (PoW), işbirlikçi-rekabete yani bahsettiğim ekonomik devrime iyi bir referans teşkil edebilir.

Kapitalizm aslında bir pazar yaratmaz. Rekabetçi kapitalizm, insanların altyapıya sahip olabileceği ve böylece hiçbir şey yapmadan para kazanabileceği bir sistem yaratır! — ki bu işe yaramaz. Bunu 2. Bölümde termodinamik yasaları ile bahsettiğim Bitcoin mekanizmalarından hatırlayın: Zaman ve Enerji harcanması.

Elbette, para insanlığın temel yapı taşıdır. Elbette para bizi uygarlaştırdı. Ancak bir düğmeye dokunarak hisse senedi veya kripto piyasasında trilyonlarca dolar ölçeğinde bir kumar oynuyoruz.

Risk alıyoruz ve ya kazanıyoruz, ya kaybediyoruz.

Zihinsel olarak paraya bağımlıyız. Bir şeye ne kadar bağımlıysanız, onu sağlayanlar tarafından o kadar kontrol edilirsiniz!

Oyun teorisinde, hiyerarşi sıfır toplamlı bir oyundan daha kötüdür. Çünkü hiyerarşi bir kez merkezlendiğinde, seviyelerin birbirinden ne kadar uzaklaşabileceğinin sonu yoktur. Ekonomik hiyerarşik seviyelerin dışında kalan yani finansal enstrümanlara ulaşamayan, hatta banka erişimi olmayan, milyarlarca insan var.

Bu bağlamda, eşitlikçi ve merkezi olmayan katılımcı ekonomi oluşumunda herkese fırsat eşitliği sağlayacak, ekonomik hiyerarşik seviyeleri kaldırma ve global ölçekte finansal araçlara her yerden erişim potansiyeline sahip, merkeziyetiz finansal girişimlere ihtiyacımız var.

Homo Economicus

Sizlere Bitcoin İş Kanıtı (PoW), Güven Evrimi makalemde oyun teorisi kapsamında bahsettiğim gelir maksimizasyonuna ulaşmaya çalışan rasyonel aktörler (madenciler), klasik ve neo-klasik iktisadın temel varsayımı olan ve iktisadi yaşamda refahını maksimize etmek için rasyonel davranan bireyler anlamına gelen homo economicus(ekonomik insanlar) olarak da kabul edilebilir.

Ancak insanlar ekonomik rasyoneliteyi, Ekonomi Profesörü Paul Rubin vurguladığı üzere, sahip olduğumuz adalet arzusu bencil genimiz nedeni ile rekabet sürecine bağlamaktadır.

Dolayısı ile çıkar ilişkisinin olumsuzluğuna programlanmış ahlaki normlarımız, iş birliği eğilimi içinde hareket etmemize neden olsa da aslında rekabetçiliğin iş birliği yapma yolunda olumlu bir eyleme evrilmesinin mümkün olabileceğini henüz idrak edemiyoruz.

İnsanların iktisadi karar almalarını etkileyen mekanizmalar; bazen bilişsel gelişimi, bazen edindiği düşünce kalıpları, alışkanlıkları bazen de ahlaki, sosyal normlar olabilmektedir. Elbette insanlar her türlü karar verme sürecinde, mevcut durum karşısındaki duyumlarına, sezgilerine, düşüncelerine ve duygularına göre davranışsal bir psikolojik projeksiyonu oluyor. Bu davranışsal süreç de her durum karşısında farklılık (irrasyonelite) gösterebiliyor.

Oyun teorisi disiplini ile güven evrimini anlatmaya çalıştığım bu makalemde ve detaylandırdığım bu makalemde temel de üç tip insan davranış kalıbını ele almıştım. Bunlar; fedakâr (hep işbirlikçi), rasyonel (fayda maksimizasyon odaklı stratejik) ve kötü niyetli (hep hileci) idi.

Toplum yararına bireysel refahı maksimize edecek rasyonel teşvik mekanizlarını güven tesisi ölçeğinde tanılayamaz isek; bahsettiğim temel kalıplara sahip davranışsal irrasyonelite, toplum faydasız güçlerin (rasyonellerin) çoğalmasına zemin hazırlar. Bu zemin, bilimsel bir dayanağı olmayan anlamında spekülasyon veya trendler oluşturulmasına, kitleleri çıkarları uğruna manipüle etmesine imkan verebilecek kontrolsüz bir alan haline gelir.

İktisatçı Dr. Mahfi Eğilmez Hocamın Piyasa Aldırmazlığı makalesinde (2017) çok iyi örneklediği üzere; bahsettiğim zeminde fedakar veya hep işbirlikçi aktörlerin felç olmasına (iktisadi çıkmazlık) rasyonellerin kronik ataletsizliğine (kaygılı gelir rasyonelitesi), kötü niyetlilerin veya hep hilebazların ise savurgan bir gelire (toplum faydasız, eşitlikçi olmayan) evrilen bir ekonomik girdaptan bahsedebiliriz.

Elbette iktisadi tek bir model ile irrasyonel insan davranışlarının ekonomik insanlar (homo economicus) yönüne evrilmesi, insan psikolojik doğası bağlamında beklenemez.

Peki çözüm ne olabilir?

Eminim iktisat uzmanların bir çok ekonomik reform önerileri olacaktır. Ancak reformlar, yine insan doğasındaki statüko eğilimi nedeniyle “eskiye zarar vermeden sadece biçim üzerinde değişiklik yapmak” olarak uygulandığından, ekonomik reformların döngüsel bir çıkmaz yani girdap etkisinden öteye gidemediğini yıllar boyu test ediyoruz.

Ayrıca global ölçekte en sağlam bilinen ekonomilerin de belki pandemi, savaş faktörüyle tedarik zincirlerinin kırılması ya da yüksek bağımlıklı enerji dengelerinin yeniden kurulması, belki de enflasyonist eğilimlerin ömrünü tamamlaması ile nasıl kırılgan hale gelebileceklerini günümüzde izliyoruz.

Daha önceki makalemde de vurguladığım üzere yeninin gelmesi için eskinin yıkılması gerekecektir. Eskilerin bir deyişle; “Yumurtayı kırmadan omlet yapamazsınız.” Yani yeninin başarısı bir önceki eskinin işe yaramamasına (bozulmasına) bağlıdır.

Çoğu iktisatçı, insanların toplum yararına birer rasyonel ekonomik insanlar (homo economicus) olabileceğini kabul etmese de, davranışsal iktisat deneylerinde görüldüğü üzere özellikle oyun teorisi disiplininde bireysel ölçekte güven evrimi temelindeki rekabetçi-işbirliği tesisi, finansal piyasaların açık, katılımcı ve merkeziyetsiz olarak yeniden tanımlanmasına olanak sağlayabilir.

Böyle bir devrimsel çözüm, Bitcoin Blockchain ile 13 yıldır “deneysel” test edilmektedir. Ve bu 9000 yıl önce Çatalhöyük’te de bir şekilde başarılmıştı.

Özütler

Bu üç-bölümlük makaleyi buraya kadar sabırla okuyabildiyseniz, sizi tebrik ediyorum ve size işinize yarayabilecek bazı özütler sunuyorum.

  • Yaklaşık 9000 yıl önce Çatalhöyük’te yerleşik hayat kuran atalarımız, bugün bildiğimiz şeyleri yapsalar da eşitlikçilik ve merkeziyetsizlik açısından bildiğimiz prensipler dışında çok özel bir dünyada 1400 yıl boyunca yaşadılar.
  • Bir metafor olarak, Bitcoin blok zinciri, yüksek güvenlikli bağlantısallık, yüksek performanslı iletişim ve değer değişim/dönüşüme imkân veren ilişkisel bir dijital mekân sağlayabilir.
  • Bitcoin iş kanıtı (PoW) mekanizmasındaki enerji tüketimi, öngörülemeyen veya gözden kaçan bir eksiklik değildir. Aksine, enerji tüketimi Bitcoin güvenlik mekanizmalarının çalışma para birimidir. Yani, mutlak enerji-zaman mekânsal uzamında bir değer önermesidir.
  • Bitcoin blok zinciri, sadece matematiksel algoritmalar ile kurgulanmış izole bir merkeziyetsiz dağıtık sistem platformu değildir. Aksine rekabet ve işbirliğinin yeni sosyal sözleşmeler yoluyla küresel olarak ölçeklendirilebilecek bir eşitlikçilik devrimidir.
  • Bitcoin blok zinciri mekanizmaları temelinde kripto finansal erişim araçlarını basitleştirerek ve onlara ulaşmada milyarlarca farklı davranışsal psikolojiye sahip insanları ekonomik insanlar (homo economicus) olmaya teşvik edecek yenilikçi mekanizmalar ile yeni açık, merkeziyetsiz, katılımcı finansal araçlar inşa edebiliriz.

Tabi tüm bunlar için 9000 yıl öncesinde birçok alanda ilkleri başarmış atalarımızın sosyo-ekonomik miraslarını iyi anlamamız ve Bitcoin mekanizmaları ile ilk adımları atılmış yeni iktisadi yapılanmayı kucaklamamız, çağımız modern insanlık yararına olacağı aşikardır.

Makale Bölümleri

BÖLÜM I — Çatalhöyük, Ademi Merkeziyetçi ve Eşitlikçi Bir İlkel Şehir

BÖLÜM II — Bitcoin İş Kanıtı (PoW), Güven Evrimi

BÖLÜM III — Yeni Açık, Katılımcı, Merkeziyetsiz Finans (Buradasınız)

Bölüm Referansları

[1] WEB SİTESİ: Neolithic Site of Çatalhöyük, UNESCO World Heritage Convention, Temmuz 2022'de erişildi.

[2] KİTAP: Çatalhöyük Leoparın Öyküsü, Ian Hodder, 2011

[3] KİTAP: The Capitalism Paradox: How Cooperation Enables Free Market Competition, Paul H. Rubin, 2019

[4] KİTAP: Darwin Ekonomisi: Özgürlük, Rekabet ve Kamu Yararına, Robert H. Frank, 2011

--

--

PathAwayer
Patikan

Bitcoin Enthusiastic & Innovative Blockchain & AI Product Specialist — linkedin.com/in/turguthaspolat