Steve Jobs’un doğru yaptığı birkaç şey

Apple’ın başarısının bir formülü var mıdır?

Mücahid Zengin
Pazarlama ve Reklam
3 min readNov 8, 2013

--

Apple deyince Steve Jobs, Steve Jobs deyince Apple akla gelir. Steve Jobs, kurduğu şirketten, Apple’dan ayrılmak zorunda bırakılan, bir dönem Apple’a küsen, yıllar sonra tekrar davet edildiğinde ise şirketi en değerli markalardan biri haline getiren kişiydi. Jobs mükemmel bir kişilik olmayabilir, eleştirilecek pek çok yönü bulunabilir. Ancak Apple’da doğru yaptığı birkaç şey var ve bunlar üzerinde düşünmek lazım.

Odaklan ve “Hayır” de

Steve Jobs Apple’a geri geldiğinde Apple iflasın eşiğindeydi. Şirket pek çok farklı alanda pek çok farklı ürün üretiyordu. Jobs şirket içindeki ekipleri tek tek dinledi, onlardan şirkette ne yaptıklarını ve bunun neden önemli olduğunu anlatmalarını istedi. Sonuçta ortaya çıktı ki, şirketin kaynakları gereksiz projelerle israf ediliyordu. Jobs pek çok projeyi iptal etti ve çalışanları dört ürün kategorisine yönlendirdi.

Apple’ın pek çok projesine bakıldığında “Şu özelliği de ekleyelim, en çok özellik bizde olsun” diyenlere birilerinin “Hayır” dediği anlaşılabiliyor. Bu da ürünlerde sadeleşmeyi ve önemli şeylere odaklanmayı beraberinde getiriyor.

Sadeleştir ve kolaylaştır

Steve Jobs sade olana aşıktı. Apple’ın ürünleri o kadar sadedir ki, insanların tepkisini bile çeker. iPhone ve iPad’lerin ön yüzünde tek bir “Ev” düğmesi vardır. Bataryaları değiştirilemez. iMac’lerde kasa ve ekran bir bütün halindedir. iPod Shuffle’da ekran yoktur.

Jobs’un sadeliğe merakı Apple ürünlerini sıradışı ve kullanması kolay ürünler haline getiriyordu. İlk iPod duyurusu sırasında Jobs piyasadaki dijital müzik çalardan örnekler göstermişti. Hepsi de üzerinde onlarca düğmesi bulunan, görüntüsü ile bile insana karmaşık görünen cihazlardı. Ardından cebinden çıkarıp dinleyicilere gösterdiği ilk iPod ise sade tasarımı ve kolay kullanımı ile Apple’ı bugüne kadar getirdi.

İkonik tasarımlar üret

İlk iMac duyurusu sırasında Steve Jobs şöyle demişti: “Sanki başka bir gezegenden gibi. Daha iyi bir gezegenden!” Şeker gibi renkleri, ekran ve kasanın bir arada olması, kablo karmaşasının olmaması gibi özellikleri onu piyasadaki bütün bilgisayarlardan ayırıyordu. Bir anda bütün diğer bilgisayarlar sıkıcı hale gelmişti sanki. Sadece tasarım sayesinde insanlara “Sana sahip olmalıyım” dedirten bir ürün üretmişti Apple. Şirketin bu cihazın bir bölümünü ilk kez bilgisayar satın alan kişilere satmış olması şaşırtıcı olmasa gerek.

Apple’ın baş tasarımcısı Johnny Ive, Steve Jobs’un en yakınındaki kişilerden biriydi. Ive ve ekibi doğru tasarımları bulabilmek için aylarca çalışmaktaydılar. Bu sayede Apple insanları korkutan ürünler değil; insanların gördüklerinde “Vay be!” diyecekleri, sahip olmak isteyecekleri, dost canlısı görünüme sahip ürünler ürettiler.

Farklı düşün

Apple’ın meşhur sloganı, “Farklı düşün”, Apple’ın gerçekten sonuna kadar benimsediği bir fikirdir. Kullanıcıları grafik kullanıcı arayüzü ile buluşturan ilk Macintosh’dan, şeker renkli iMac’lere, mobil internet deneyimini o âna kadar görülmemiş bir kullanışlılık düzeyine yükselten iPhone web tarayıcısından, tek bir tıklamayla yazılım satın alınabilmesini sağlayan App Store’a kadar hemen her Apple ürününde “Farklı düşün” fikrinin uygulandığını görebilirsiniz. Apple pek çok şirket gibi kolaya kaçmayı sevmiyordu. Problemlere çözüm bulurken herkesin gittiği yoldan gitmiyordu. Örneğin iPhone’da programların klasörlere ayrılamaması uzun süre eleştiri konusu olmuştur. Apple bu küçük detayı neden atladı, neden bu kadar kolayca eklenebilecek bir özelliği eklemedi? Çünkü bu küçük detayı da Apple yöntemi ile, farklı düşünerek çözmek istiyordu. Sonuçta ortaya çıkan yöntem yine rakipleri tarafından taklit edildi (Ancak “Apple kimseyi kopyalamıyor” demediğime dikkatinizi çekerim, iOS7'de WebOS’den bile esintiler var. Jobs sonrası Apple’da “Hayır” diyecek kimse kalmadı belki de. Zaman gösterecek!).

Detaylara dikkat et / Deneyimi yönet

Steve Jobs insanların Apple ile ilgili deneyimlerinin her aşamasında kontrol sahibi olmak istiyordu, çünkü zinciri bozan tek bir halka bile deneyimi berbat edebilirdi. iPod’u ürettikten sonra insanların cihazın içine doldurmak için müzik dosyalarını nereden bulacakları sorusu ortaya çıktı. Bu da iTunes ile müzik satışını beraberinde getirdi. Windows uyumlu ilk iPod ise neredeyse iTunes dışında bir yazılımla piyasaya sürülecekti. Ancak Jobs, Apple’ın bakış açısıyla üretilmemiş bu yazılımın iTunes’a göre çok kötü olduğunu ve iPod deneyimini zedeleyeceğini fark etti ve duruma müdahale etti. Deneyim yönetimi Apple ürünlerinin tüketicilere ulaşması konusunda da geçerlidir. Mükemmel bir satın alma deneyimi için Apple Store’lar açıldı.

Potansiyeli gör / Yeni pazarlar kur

Apple yıllarca Microsoft’u rakibi olarak gördü. Ah o “Evil Microsoft” yok muydu! Ama Apple asıl başarıyı liderin peşinden koşmayı bıraktığı zaman kazandı. Apple’ın ismi bir zamanlar “Apple Computer” idi. Sonrasında “Computer” kısmını isminden attı. Paranın ve potansiyelin olduğunu fark ettiği ilk alan dijital müzik pazarıydı. MP3’ün korsan müzik anlamına geldiği bir dönemde şarkı başına bir dolardan müzik satmaya başladı. iPhone ile pazardaki mobil işletim sistemlerinin tümünü sıfırladı (Bir zamanlar Palm OS, Windows Mobile vardı, hatırlar mısınız?). App Store ile yazılım satışı alanında devrim yaptı. iPad’den önce “tablet” yutulan bir şeydi! Microsoft’un peşinden gitmeyi bıraktı, Microsoft’u peşine taktı.

Sevseniz de, sevmeseniz de Apple’ın ve Jobs’un doğru yaptığı bazı şeyler vardı. Ancak Apple hatasız bir firma değil elbette. Belki de bir sonraki yazıda hatalardan bahsetmek lazım.

--

--

Mücahid Zengin
Pazarlama ve Reklam

Reklam, pazarlama, müşteri deneyimi tasarımı üzerine.