Erken Kalkmak Mecburen, İşe Gitmek Mecburen, Eve Dönmek Mecburen, Mecburiyetten

Gülen Kahraman
PeopleBox - Aday Takip Sistemi
4 min readAug 20, 2018

Güzel şarkıdır değil mi? Sevgili MFÖ bazılarımızın, hatta belki de birçoğumuzun, neredeyse her gün işe giderken yaşadığı durumu o kadar güzel özetlemiş ki, hayran kalmamak imkansız. İşini aşkla, tutkuyla, severek yapanlar, size çok fazla özeniyorum ve eminim ki benimle aynı fikirde olan binlerce kişi var, bu yazı sizin için değil, ama bizim gibileri merak ederseniz okuyabilirsiniz😊

Bir iş sahibi olmayı, para kazanmayı, bir dikiş tutturmayı, bir yerlere “kapak atmayı” asıl amacı haline getirmiş, “aman işte hayat da böyle ne yapalım” diyenleri, kendini mengenede hissedenleri de yazımın geri kalanını okumaya davet ediyorum. Belki bir şeyler değişir, birlikte değiştiririz. Sonuçta her yenilik sadece bir fikirle başlamadı mı?

Evet, en başından başlayalım. Güzel bir öğrencilik döneminiz oldu, sizden istenenleri bir bir yerine getirdiniz. İlkokul, ortaokul, lise, üniversite, belki de yüksek lisans ve doktora. Donanımlısınız, zekisiniz, akıllısınız, çalışkansınız (ya da öyle sanıyorsunuz😊). Bir iş buldunuz, belki uzun süredir buradasınız, belki de yenisiniz. Tam “işte budur, başardım!” diyeceğiniz anda er ya da geç, acı gerçek bir tokat gibi yüzünüze vurdu değil mi? “Ben burada ne yapıyorum?”, “Hangi amaca hizmet ediyorum?”, “Birilerine büyük paralar kazandırıyorum galiba, ama ya ben?”, “Aslında … yı daha çok seviyorum galiba” Buradaki boşluğu siz dolduracaksınız, okumayı, yazmayı, insanlara yardım etmeyi, üretmeyi… vesaire, seçenekler sonsuz. İşte bu ve bunun gibi sorular beyninizin kıvrımlarında dönüp durmaya ve çoğalarak büyümeye başlamış olabilir.

“A glowing red “change” neon on a wall” by Ross Findon on Unsplash

Üzülmeyin, yalnız değilsiniz. Yani, en azından ben varım böyle düşünen😊.

Yaklaşık 10 yıllık beyaz yakalı hayatımda, üstlerimin iş konusunda benden istediklerini de bir bir yerine getirdim. Zaman zaman çok sıkıldım zaman zaman çok zevk aldım, yine de bir şeyler öğrendim, yaptım, geliştirdim ve tüm bunlara devam ediyorum.

Ya sonra?

Biraz önce bahsettiğim kafamdaki kolayca çözemediğim deli sorular, yavaş yavaş devreye girmeye başladı. Eğer bu soruların net cevaplarını bulabilseydim ya da hayatımı idame ettirecek kadar paraya sahip olsaydım herhalde “amaan istifa ediyorum ben yeter artık” derdim ve kendi … larıma (biraz önceki boşluklar yani) büyük bir vurdumduymazlıkla dönerdim.

Ancak kazın ayağı öyle değil.

Eğer gerçekten para kazanmak gibi bir mecburiyetiniz varsa, gelin hem biz çalışanlar seçenekleri beraber bulalım, hem işverenler bizi bir dinlesin, belki bambaşka bir işveren, bambaşka bir konudaki yeteneklerimizi keşfeder ve biz de o işini aşkla yapan insanlara dönüşürüz.

Photo by Jason Leung on Unsplash

Neden olmasın? Hayat olasılıklarla dolu, olasılıklara inanın, her şey olabilir.

Bakalım neler yapabiliriz?

  • İş dışında bir amacınız olsun. İşiniz amacınız değil, sizi amacınıza götüren bir araç olsun. Bu amacı bulmanın çok zor olduğunu düşünmüyorum. Üstelik tek bir amaç olmak zorunda değil, sürekli değişebilir. Mesela her gün yeni bir şey öğrenmek bir amaç, güzel bir tatil parası biriktirmek bir amaç, farklı bir dil öğrenmek, güzel kitaplar almak okumak, bir blog yazmak, hepsi birer amaç ve liste uzar gider. İşinizin adeta boğazınızı sıktığı anlarda bu amacınıza yönelin. Amacınızın hatırına devam edin.
  • Yapmak istediğiniz işle ilgili profesyonelleri Linkedin gibi platformlardan ekleyin. Meramınızı anlatan bir yazı yazın. Ancak, baştan söyleyeyim, bu kişilerin büyükçe bir kısmı sizi hiç ama hiç dikkate almayacak. Yazdıklarınızı okumayacak bile. Ama buradaki altın kural pes etmemek. Çünkü belki de sizi anlayacak yetkinlikteki kişiyle henüz iletişime geçmediniz. Ayrıca bunun size hiç bir zararı yok, en azından deniyorsunuz.
  • Asıl yapmak istediğiniz iş konusunda kendinizi geliştirici şeyler yapın. Örneğin, yazı yazmak istiyorsanız, mutlaka bir blog oluşturun ve düzenli olarak yazın, ya da mesela işiniz ile ilgili teknik bir eksikliğiniz olduğunu düşünüyorsanız, bu konudaki seminerleri, eğitimleri kovalayın. Üstelik böyle ortamlarda farklı kişilerle tanışabilir ve bu kişilerin size yeni kapılar açmasını sağlayabilirsiniz.
  • Asla vazgeçmeyin. Doğru olduğunu düşündüğünüz ve gerçekten iş olarak yapmak istediğiniz şeyin çok saçma olduğunu, buradan bir iş çıkmayacağını, oturmanız gereken yerde oturmanızı macera aramamanızı söyleyen o kadar çok kişi olacak ki… Bunun aksini düşünen bir tek siz olsanız dahi, kendinize inanın. İç sesiniz asla “acaba?” demesin. Bulana kadar aramaya, yoldayken öğrenmeye, öğrendikçe aramaya devam edin. Zaten insan en çok bu yolculukta öğrenir, aradığı şey burnunun ucunda bile olsa onu fark etmeyi fark etmek de bir öğrenmedir. (Burada tam yerine rast gelen bir kitap önerisi vermek isterim; “Simyacı” kitabını okumadıysanız okuyun.)
  • Kendinize kızmayın, aşağılamayın, yetersiz görmeyin. Kızdığınız konuları düzeltmeyi, aşağıladığınız ve yetersiz gördüğünüz konularda yeterli bilgi düzeyine ulaşmayı hedefleyin. Kendinize şefkat gösterin, içinizde bir yerlerde bu ateşi yakan düşünceye saygı duyun, bir kova su alıp sakın söndürmeyin. Zaten söndürmesi bir üflemeye bakan o zayıf ateşi öyle güçlendirin ki bir kova su yetemesin, onu (siz dahil) kimseler aa bir de not girdiği söndüremesin.
  • Sevgili işverenler, son önerim de size: Eğer yapmak istediği işle ilgili olarak size bir şekilde ulaşan ancak konu ile ilgili yeterli donanıma sahip olmadığı halde, istekli olduğunu gördüğünüz bir kişiyi geri çevirmeyi düşünüyorsanız, bir kere daha düşünün derim. En azından yapması gerekenleri, bu konuda yapabileceklerini ve ondan beklediklerinizi anlatıp, cesaretlendirseniz, bu durum hem onlar hem de sizin için umut verici olabilir. Uygun görmeniz halinde, bu kişilerin, yeterli deneyimi olmasa dahi, işe alınmasında bir sakınca olduğunu düşünmüyorum. Aksine, mevcut şartlarını bırakmayı göze alacak kadar istekli olan biri, en azından sizin yüzünüzü kara çıkarmamak için tahmin ettiğinizden fazla çalışacak, konu ile ilgili olarak kendinde eksik gördüğü yanları kapatabilmek adına ekstra efor sarf edecektir. Aradaki farkı en aza indirmek için, belki de sizinle çalışan, güvendiğiniz, ilgili alanda diploma sahibi insanlardan daha çok çalışacak ve daha azimli olacaktır. Zira bu kişilerin öncelikle kendilerini kanıtlamaya ihtiyacı var, öncelikle kendileri için başarmak zorundalar. Bekledikleri, hayalini kurdukları, uğruna adım attıkları fırsata kavuşunca onu kolay kolay heba etmezler, emin olun. Deneyimi az da olsa, kariyeri için yeni bir adım atmaya cesaretli biriyle çalışmak, iki taraf için de oldukça kazançlı olabilir. Gerçekten istekli bir insanın yapamayacağı hiç bir şey yoktur unutmayın. Size güveniyorum.

--

--