Gücümüzün Kaynağı Stres, Nasıl Verimli Kullanılabilir? — 2/2

PeopleBox
PeopleBox - Aday Takip Sistemi
3 min readAug 3, 2016
Image retrieved from/ Görsel :http://i.kinja-img.com/gawker-media/image/upload/t_original/w1rk5c40hex84wpnanbc.png

Geçen hafta başladığımız üzere, hayatımızın kaçınılmaz olgusu stresi, işimize ve hayatımıza faydalı olacak şekilde kullanma yollarına bakmaya devam ediyoruz. İyi bir şekilde yönetmek için, öncelikle stresin doğasını ve oluşum mekanizmalarını anlamamız faydalı olacaktır.

(Yazının ilk bölümüne buradan ulaşabilirsiniz.)

İnsanlar strese farklı şekillerde tepki verebiliyor. Bunlardan en iyi bilineni bizi ani tehlikelerden korumak için evrimleşmiş “savaş ya da kaç” tepkisi. Kalp ritmi artıyor, bir kavga sonrası oluşabilecek kanamayı azaltmak için damarlar daralıyor, kaslara daha çok kan gidiyor, beyin detayları görmeyi bırakıp, büyük resme odaklanıyor.

Daha az tehlikeli durumlarda vücut ve beyin biraz daha farklı davranmalı. İnsanlar tehdit edilmek yerine, kendilerine meydan okunduğunu düşündüklerinde kalp yine hızlı atıyor, yine adrenalin pompalanıyor ama bu sefer beyin daha keskin ve vücutta öğrenmeyi ve iyileşmeyi kolaylaştıran, başka bir hormon karışımı salgılanıyor. Damarlar daha açık kalıyor ve bağışıklık sistemi de farklı şekilde cevap veriyor. Bazen, yanlış cevap aktive edildiğinde, sınavda oturan, konuşma yapan ya da iş planını açıklayan kişi kendilerine yönelen bir tehdide tepki vermesi gerektiğini hissediyorlar. Bu, kişilerin hem performanslarına hem de uzun vadede sağlıklarına olumsuz etkisi olacak bir durum.

Araştırmacılar, davranış ve inançların, strese karşı fiziksel tepkileri kontrol edebileceğini söylüyor.

2013 yılında öğrencilerle yapılan iş görüşmesi deneyinde, görüşmeden önce deneklere 1–2 video gösterildi. İlki, stresin performans ve sosyal bağları artırıcı etkisinden bahsediyor, diğeri tehlikelerinin altını çiziyordu. Yapılan görüşmelerde denekler ısrarcı eleştirilere maruz bırakıldılar. Görüşmeler sonunda alınan tükürük örneklerine bakıldığında olumlu yönde destekleyen vidyoyu izleyenlerin daha çok DHEA (beyin gelişimi ile görevli olan hormon) salgıladıkları görüldü.

Alia Crum ve Shawn Achor tarafından daha önce yapılan bir deneyde finansal krizin ortasında, 2008’de bir yatırım bankasında, 400 bankacı üç gruba ayrıldı. Ilk gruba stresin zehirli olduğu, ikincisinde stresin performansı artıracağı mesajları verilen videolar izletildi. Üçüncü gruba video izletilmedi. Bir hafta sonra, ikinci grupta öncesine göre daha yüksek odaklanma, daha çok bağlılık ve daha az sağlık problemleri görüldüğü rapor edildi. Diğer iki grupta değişiklik olmadı.

Diğer araştırmacılar ise stresi faydalı görenlerin başarısının ölçülebilir şekilde arttığını gösterdi. Rochester Üniversitesi’nden bir profesör, yüksek lisans giriş sınavına hazırlanan lisans öğrencilerinin temel stres seviyelerini ölçtükten sonra onları iki gruba böldü. Ilk gruba deneme sınavlarında stresin doğal olduğu ve performansı artırdığı söylendi, diğer gruba böyle bir konuşma yapılmadı. Ön konuşma yapılan grubun deneme sınavlarında daha başarılı olduğu görüldü. Sınavdan sonra toplanan örneklerde şu görüldü: Ön konuşma öğrencileri rahatlatmamıştı, onlar da en az kontrol grubundakiler kadar streslilerdi. Birkaç ay sonra gerçek sınavda sonuç görüldü: stresi olumlu görmeyi öğrenenler daha iyi sonuçlar almışlardı.

Google’da stres kelimesini arattığımızda kafasında alevler olan bir adam görürüz, bu durumu içselleştirmişizdir. Aslında stres, spora gitmeye benzer: kolay olanın ötesine zorladığınız zaman güçlenirsiniz, ama sonrasında dinlenmeniz gerekir.

Bu benzetme ile düşünülürse iş hayatında stresin performans artırıcı etkisi olabilir, ama ardından dinlenme zamanı ile desteklenmeli: hafta sonu mail’lere bakmamak, daha çok tatil zamanı almak ya da gün ortasında ara vermek gibi.

(İş gününün ortasında kendinizi yenilemek için birkaç ipucu içeren yazımıza bakabilirsiniz.)

Dengeli bir zihin

Stanford Üniversitesi’nden psikolog Kelly McGonigal, stresin, değer verdiğimiz bir şeyin tehlikede olduğu zaman ortaya çıkan bir durum olduğunu söyleyerek, insanların strese farklı bir açıdan bakmasına yardımcı oluyor. Iki liste yapmayı öneriyor: kişiyi strese sokan şeyler ve önem verdikleri şeyler. “İnsanlar stresi hayatlarından çıkardıklarında bir anlamı kalmadığını fark ediyorlar,” diyor. “İstediğimiz her şeyi stressiz bir şekilde elde edebileceğimiz fantazisini bir kenara bırakmalıyız.”

Stresi nasıl işlediklerini ve davranışlarını değiştirmek, insanların daha iyi bir hayat sürebileceği koşullar yaratabiliyor. 2012’de Amerika’da bir grup bilim insanı, 1998 Ulusal Sağlık Araştırması’nın sonuçlarına baktılar. Araştırmada 30,000 kişiye önceki sene ne kadar stres yaşadıkları ve bunun sağlıklarına zarar verip vermediği sorulmuştu. Ardından, bu araştırma sonrasında ölenlerin kayıtlarını karşılaştırdılar. Yüksek stres yaşadığını ve bunun sağlığına zarar verdiğini düşünenlerin ani ölümle karşılaşma ihitmallerinin %43 oranında daha yüksek olduğu sonucuna vardılar. Ayrıca,yüksek strese maruz kalan fakat bunun sağlığına etki etmediğini düşünenler, az stres yaşayanlara göre daha uzun yaşama ihtmaline sahiptiler.

Araştırma sebep ve sonuçtan çok, ilişkiyi gösteriyor. Stresi tamamen yok etmeye çalışmak yerine engellenemez olduğunu kabul ederek, dizginleme yollarını öğrenmek çok daha akıllıca olacaktır.

Kaynak: The Economist, Stress- What makes us stronger

--

--

PeopleBox
PeopleBox - Aday Takip Sistemi

İşe alım süreçlerinin bütünsel, entegre ve kolay yönetimini sağlayan yeni nesil İK yazılımı.