İK’nın Hikâye Anlatıcılığına Başlama Zamanı Geldi!
Masal anlatmaktan bahsetmiyoruz! Hikayeyi, şirketinizin öyküsünü adaylara anlatmak. Kaliteli sunumun en az kaliteli içerik kadar mühim olduğu zamanımızda, en güzel şekilde anlatmak, vurguları doğru belirlemek daha da önem kazanıyor. Bu konuda, şirketinizin dışarıya verdiği imajı “anlatmanızı” tavsiye eden şu makaleye bakalım:
İş arayan hiç kimse bir sayıdan ibaretmiş gibi hissetmek istemez ve pazar da adayların ihtiyaçlarına göre şekilleniyor. Bu yüzden işverenlerin adaylara kariyerden daha fazlasını vadetmeleri ve sıyrılıp öne çıkmaları çok önemlidir.
PathMotion’un kurucu ortağı Alon Laniado şöyle diyor: “Şirketler, işveren markasının ve özgün olmanın öneminin zaten farkındaydı ancak bunlara nasıl doğru bir şekilde sahip olunacağı sorusu bir sorun teşkil ediyordu. Şimdiyse elimizde bir cevap var: hikayenizi anlatmak!”
PathMotion ve Immersion Neuroscience’ın araştırmasına göre çalışanların hikayelerini paylaşmak,işe alımlarda sırtınızı sadece kariyer sitelerine yaslamaktan %20 daha etkili.
68 lisans öğrencisinin işe alım süreci boyunca immersiyon düzeylerinin gerçek zamanlı olarak takip edildiği testlerden sonra, araştırmacılar gördü ki çalışan hikayelerinin boşa çıkma olasılığı kariyer sitelerine göre %50 daha az ve endüstri kriterlerinin oldukça altında.
Araştırmacılara göre, immersiyon düzeyleri, sunulan içeriğin ikna edici olup olmadığına dair güçlü bir göstergedir; bu bağlamda, adayların bir iş başvurusunda bulunmak ve bir teklifi kabul etmek için harekete geçmelerini sağlayacaktır. 30 dakikalık bir sürenin ardından, çalışan hikayelerinin sürekli bir immersiyon etkisini tetiklediği görülmüştür ki kariyer sitelerinde bu etki tepe noktasına ulaştıktan sonra %30’un üstünde bir düşüş göstermektedir.
Bu çalışmadan elde edilen iki temel sonuç doğrultusunda, şirketlerin kariyer sitelerinde veya sosyal medya kanallarında kurumsal mesajlaşma konusundaki güvenlerinin yetersiz olduğunu görünüyor.
“Şirketin kariyer sitesi ve sosyal medya sayfalarında muhteşem öykülerin ortaya çıkmasını sağlayan çeşitli internet araçları mevcut ki bu mecralar da adayların bir şirketi araştırırken inceledikleri en önemli iki yerdir.” diye devam ediyor. “En iyisi -ölçeklenebilir hale de getirmek adına- hikayeler, sadece onları arayanların veya belirli bir oturuma katılanların değil, tüm adayların görülebilecekleri sabit bir yere yerleştirmektir.”
- Adayların bir şirket hakkında öğrenmek istediği ancak ulaşamadığı bilgilere dair geniş çaplı bir hazırlığınız olsun.
- Öykülerde, örneğin zorluklara karşı hazırlıklı olma ve onlarla baş edebilme konusunda yazılan birinde, hikaye anlatıcılığının bütün inceliklerini kullandığınızdan emin olun.
- Çalışanlarınızı bu işe dahil edin, özellikle diğer bütün çalışanlarınızı temsil edeceklerini hesaba katarak en güvenilir kişileri ve adayların en çok merak ettikleri konularda anlatabilecek olanları seçin.
Immersion Neuroscience’ın CEO’su Paul Zak, kişisel ve öznel hikayelerin en iyileri olduğu fikrini destekliyor, bunların işe alım yolculuğunda çok önemli olduğunu da belirtiyor.
“Hikayeler, işe alınması muhtemel insanların dikkatini çeker; iyi hikayeler heyecan yaratır.”
Zak, görüşmeler sırasında, “şirketteki insanların neler yaptığını ve bu yaptıklarının başka hayatları ve dünyayı nasıl geliştirdiğini” anlatmak gerektiğini de ekliyor.
PeopleBox olarak, işe alımları doğru, hızlı ve akılcı çözümlerle gerçekleştirmek isteyenlere dijital çözümler sunuyoruz, işe alım uzmanlarının hayatını kolaylaştırıyoruz. Bunun yanında, PeopleBox Blog yayınında da iş hayatı, sektörel başlıklar ve ayrıca “bilmenin faydalı olacağı” yazıları okuyucularımıza sunuyoruz.
Bu yazıyı, bilmek isteyen başka insanlar da okuyabilsin isterseniz, “alkış” butonuna tıklayabilirsiniz, biz de bu alanlarda çeşitli konularla yazılarımızı kendini geliştirmek isteyen okuyucularımıza ulaştırmaya devam ederiz.
Dilerseniz, istek ve yorumlarınızı, ya da yazarlarımız arasına katılmak isterseniz talebinizi de bize iletebilirsiniz. Keyifli çalışmalar:)
