Siz de hep iyi şeylerden bahsediyorsunuz ya!
Daha önce bir sivil toplum kuruluşunun dijital dünyada yürüttüğü iletişime bakıp da içinizden “Siz de hep iyi şeylerden bahsediyorsunuz ya!” dediğiniz oldu mu? Çoğunlukla geleceğe dair olumlu bir vizyon oluşturmaya yönelik paylaşımlara mı denk geldiniz? Peki, neden böyle bir iletişim yaklaşımının benimsendiğini hiç merak ettiniz mi?
Sivil toplum kuruluşları (STK), toplumsal değişimi yönlendirmede ve daha iyi bir dünyanın inşasında en önemli rollerden birine sahip. Yoksulluk, eşitsizlik, ifade özgürlüğü, güvenlik gibi sorunların yanı sıra iklim değişikliği ve çevresel tahribat gibi insanlığın karşı karşıya olduğu en acil sorunları çözmek için özveriyle çalışıyor. Hedeflerine ulaşmak için ise bağışçılar, yararlanıcılar ve toplum dahil olmak üzere paydaşlarıyla etkili bir şekilde iletişim kurmaya çalışıyorlar. Bu etkili iletişim yaklaşımlardan biri de umut temelli iletişim. Yani “Siz de hep iyi şeylerden bahsediyorsunuz ya!” dediğiniz iletişim.
Umut temelli iletişim nedir, STK’lar neden umut temelli iletişim kullanmalı ve umut temelli iletişim nasıl fayda sağlayabilir?
Umut Temelli İletişim Nedir?
Umut temelli iletişim, geleceğe dair olumlu bir vizyon oluşturmaya odaklanan bir iletişim yaklaşımıdır. Değişim potansiyelini ve ilerleme olasılığını vurgular. Bu yaklaşım, insanların bir umut vizyonundan ilham aldıklarında bir amaca bağlanma ve onu destekleme olasılıklarının daha yüksek olduğu inancına dayanır.
STK’lar Neden Umut Temelli İletişim Kullanmalı?
Eyleme geçme olasılığını artırır
Umut temelli iletişim, insanları harekete geçmeye teşvik eder. İnsanlar umutlu hissettiklerinde, bir sorunla ilgilenme ve değişim yaratma çabalarını destekleme olasılıkları daha yüksektir. Bu, STK’lara katılımın, bağışların ve desteğin artmasına yol açabilir.
Olumlu bir anlatı oluşturur
Umut temelli iletişim, sosyal meseleler etrafında olumlu bir anlatı oluşturmaya yardımcı olur. Sorunları, çözülemeyecek değil de üstesinden gelinebilecek zorluklar olarak yeniden çerçevelendirir ve ilerleme potansiyelini vurgular. Bu yaklaşım, ivme kazanmaya ve bir neden etrafında bir iyimserlik duygusu yaratmaya yardımcı olabilir.
Çözümleri teşvik eder
Umut temelli iletişim, yalnızca sorunları vurgulamaktan ziyade çözümleri teşvik eder. Bu yaklaşım, STK’ları, yalnızca sorunlar hakkında farkındalık yaratmak yerine, karşı karşıya kaldığımız sorunları ele almak için neler yapılabileceğine odaklanmaya teşvik eder. Bu, daha etkili ve sürdürülebilir çözümlere yol açabilir.
İş birliğini teşvik eder
Umut temelli iletişim, farklı paydaşlar arasındaki iş birliğini teşvik edebilir. İnsanlar ortak bir hedefe ulaşmak için umutlu hissettiklerinde, birlikte çalışma olasılıkları daha yüksektir. Bu, daha etkili ortaklıklara ve daha güçlü bir kolektif etkiye yol açabilir.
Dayanıklılığı artırır
Umut temelli iletişim, sorunlar karşısında dayanıklılığı artırmaya yardımcı olabilir. İnsanlar kendilerini umutlu hissettiklerinde, aksilikler ve zorluklarla daha iyi başa çıkabilirler. Bu, özellikle karmaşık ve uzun vadeli sosyal meseleler üzerinde çalışan STK’lar için önemli olabilir.
Umut temelli iletişim, STK’ların faaliyet ve hizmetlerine paydaşları dahil etmesi ve sosyal değişimi yönlendirmesi için etkili bir yaklaşımdır. STK’lar geleceğe dair olumlu bir vizyon yaratarak, çözümleri, iş birliğini teşvik ederek ve dayanıklılığı artırarak insanları harekete geçmeye ve daha iyi bir dünya için çalışmaya yönlendirebilir. Bu nedenle, umut temelli iletişim, herhangi bir STK’nın iletişim stratejisinin önemli bir parçası olmalıdır.
Umut temelli iletişim kavramını ortaya atan Thomas Coombes’un konuya dair yazılarını okumak için: https://www.hope-based.com/reading
Sanatçıların dünyayı değiştirmek için bağışladığı bu umutlu çizimlere ulaşmak için: https://thegreats.co/home