Açık Erişimden Dijital Ortak Kaynaklara

Dijital Düşün
Platform Koop
Published in
3 min readNov 18, 2019

Açık platformları daha fazla özgürlük ve yenilikle eş anlamlı görmeye alışığız. Ancak, Google, Facebook ve diğer teknoloji devletinin yükselişiyle gördüğümüz gibi, büyük şirketlerin domine ettiği açık platformlar yalnızca piyasa normlarının ve değer çıkarıcı iş modellerinin sınırları içinde “ücretsiz”dir. Evet, açık platformlar hiçbir (parasal) maliyet talep etmeksizin kullanıcılara birçok değerli hizmet sunar. Ancak, bir mal veya hizmet maliyetsiz olarak sunulduğunda, bunun anlamı ürünün kullanıcı olduğudur. Bu durumda, platform sahiplerinin sınırsız erişim istediği emtia, kişisel verilerimiz, dikkatimiz, sosyal tutumlarımız, yaşam biçimi davranışımız ve hatta dijital kimliklerimizdir.

Bu açıdan, birçok açık platform pek de masum değildir. Bunların birçoğu, baskın kurumsal oyuncuların belirli bir çevrimiçi etkinlik sektöründe tekelleşip para kazanmasını sağlayan yapısal dinamiklerle desteklenen teknolojik kalelerdir. Bu durumda, bu platformlara dayalı piyasa gücü, kullanıcıların yaşamlarını gözetlemek, açık birlikte çalışma ve paylaşımın önüne bazen rekabet önleyici şekillerde engeller koymak ve kullanıcıların bu platformlarda elde edebileceği içerik ve deneyimi manipüle etmek için kullanılabilir.

Açık gibi görünen platformların bu sonuçları tamamen şaşırtıcı olmamalıdır. Bu platformlar, kapitalist piyasaların özel varlıkların alınmasının yollarını tasarlayıp bunları kişisel kazanç için maden gibi çıkarmasına yönelik bilindik çabayı temsil eder. Bu durumda cevher bizim bilincimiz, yaratıcılığımız ve kültürümüzdür. Sermayenin daha ileri görüşlü kesimleri, (öngörülen, ancak deşifre edilemeyen kullanım koşullarıyla) bir platform sahibi olmanın içeriğin fikri mülkiyet haklarına sahip olmaktan daha kazançlı olabileceğini fark eder.

Dolayısıyla, kapitalist piyasaların sunduğu merkantilist “özgürlükler”in ötesinde en temel insani ve sivil açıdan özgürlüğü önemseyenlerimiz için kritik soru, belirli devredilemez ve vazgeçilemez insan özgürlüklerinin ve paylaşılan kültürel alanların nasıl korunacağıdır. Baskın ağ alanlarımız önce yatırımcıların, şirket yönetim kurullarının ve piyasa ölçütlerinin taleplerini karşılamak zorunda olduğu sürece ifade özgürlüğümüz, örgütlenme özgürlüğümüz ve yenilik yapma özgürlüğümüz gelişebilir mi?

Piyasaların ötesinde de var olan insani özgürlüklerin korunması konusunda ciddiysek, şirketlerin kontrolünün standart türlerinin ötesine geçen yeni platform kooperatifçiliği biçimleri geliştirmeye başlamamız gerektiğini düşünüyorum. Kullanıcıların kendi çevrimiçi paylaşımlarının faydalarını karşılıklı hale getirmesini sağlayan teknik, örgütsel ve mali formların öncüsü olmamız gerekir. Kişisel bilgilerin ve dijital kimliğin, bu bilgilerin güvenilir bir koruyucusu olup olmayacağını bilmediğimiz üçüncü taraflara zorla ve gizli bir biçimde emanet edilmesinden kaçınmalıyız.

Ortak kaynak temelli platformlara geçmenin başka yolları vardır. David P. Reed’in 1999 tarihli “That Sneaky Exponential” başlıklı ufuk açıcı makalesinde ifade ettiği gibi, ağların ürettiği değer, etkileşimler “en iyi içerik” temelli bir yayın modelinden denkler arası işlemlerin olduğu bir ağa dönüştükçe üstel olarak artar. Yine de, en değerli gruplar, ortak hedeflere ulaşmak için grup üyeliğini kolaylaştıran, yani ortak kullanılan kaynaklar gibi muamele edilen ağlardır.

Reed, insanların ortak amaçlar için “ücretsiz ve sorumlu üyelik” araçlarına sahip olduğu bu “grup oluşturma ağları”nın değerinin 2n olduğunu tespit etmiştir (n = ağdaki üye sayısıdır). Bu, fantastik derecede güçlü bir büyüme eğrisidir. Reed’in analizi, Facebook, Twitter ve diğer özel ağ platformlarının ürettiği değerin tam gelişmediğini, çünkü katılımcıların birbirine güven geliştirmek için yalnızca sınırlı araçlara sahip olduğunu ortaya koyar. Kısaca, ortak kullanılan kaynakların değer potansiyeli, iş modelinin bir parçası olarak düşürülür.

Tüm bu nedenlerle, hayal gücümüzün ve amaçlarımızın odak noktasının platformlardan dijital ortak kaynaklara kaymaya başlaması gerekir. Kendiliğinden örgütlenen ortak kaynak kullanıcılarının etkileşim ve yönetişim koşullarını kontrol edebilmesi ve işbirliklerinin ve paylaşımlarının meyvelerini toplayabilmesi gerekir.

Yazının devamı: http://www.platformkoop.org/acik-erisimden-dijital-ortak-kaynaklara/

--

--