ALTININ KISA TARİHİ

PonteGold
PonteGold
Published in
2 min readJan 27, 2022

Altın, her yüzyılda insanlığın günlük araç-gereçlerinde, keşfettikleri yeni buluşlarda ve süs eşyalarında kullanılan değerli bir metal türü olarak günümüze ulaşmıştır. Tarih boyunca madenciliği yapılmış altın miktarının 170.000 ton olduğu ifade edilmektedir. Günümüzde, cep telefonlarımızın çipleri üzerinde iletkenliği sağlayan altın, belki de milattan önce 5. yüzyılda Lidya Uygarlığı’nın meşhur kralı Karun’un kullandığı ilk madeni paralardan üretilmiş olabilir. Kadim Mısır Uygarlığının en önemli sembollerinden Ank’ın yapımında kullanılan ya da milattan önce 6. yüzyılda ünlü Çin tarihçisi Sima Qian’in kayıtlarında alım-satım aracı olarak kullanılan altın belki de şu an GOLDp tokenlerinin karşılığı olarak muhafaza edilen altının bir parçasıdır.

Birçok alanda kullanımının artması ile beraber, gerek alım-satım aracı olarak kullanılan, gerekse de sair malzemelerin üretiminde yer alan altın için belirli standartlar oluşturulması gerekli hale gelmiştir. Bu anlamda tarihte geçen ilk düzenlemeler, Lidya Uygarlığında uygulanmıştır. Lidya Uygarlığının madeni paralarının %63’ü altın %27’si gümüş olarak düzenlenmiştir.

Merkantilizm ile beraber Avrupa ülkelerinin altın birikimi üzerine inşa ettikleri ekonomi modeli, altının uluslararası dış ticarette yaygın kullanımını arttırmış ve zaman içinde ticaretin yoğunluğunun artması, altının transfer edilmesi konusundaki zorlukları ortaya çıkarmıştır. Bunun üzerine, 1694 yılında İngiltere hükümeti tarafından altına dayalı kağıt para basımı gerçekleştirilmiş ancak gerekli kullanım hacmine erişememiştir. Asya’da altına endeksli banknotların kullanımı 8. yüzyılda başlamış ancak İpek Yolu’nun doğu bölgesinden ötede yaygınlaşmamıştır. Batıda ise banknotun yaygın kullanımı 19. yüzyılın sonlarına doğru başlamıştır. 14 Mart 1900 tarihinde Amerika Birleşik Devletleri tarafından banknotlar ile altın arasındaki ilk takas işlemi başlatılmış ve bir ons altının değeri 20.67 Amerikan Dolarına eşitlenmiştir. Böylece altın külçelerinin bir para birimine endekslenerek küresel standardizasyonu ilk defa gerçekleştirilmiştir.

I. Dünya savaşının ardından ülkeler, para birimlerinin tedavüldeki altına sıkı sıkıya bağlı kalmasının zorluklarına istinaden altının fiyatının arz ve talebe göre değişeceği esnek kur sisteminin inşasına başlamışlardır. Böylece, 1929 sonrası Büyük Buhran’ın oluşturduğu kriz ortamına çözümler arayan Amerika Birleşik Devletleri, 1931’de tamamen esnek kur sistemine geçmiştir.

1933 yılında, Amerika Birleşik Devletleri altın standardını tamamen terk etmiş ve 1944 yılında yapılan Bretton Woods Anlaşması ile ülkelerin para birimleri tekrardan altına endekslenmiştir. Bu yıllarda Amerika Birleşik Devletleri, dünyadaki altın rezervinin çoğuna sahip olması sebebiyle birçok ülke, kendi para birimini altın yerine Amerikan Dolarına endekslemiştir. 1970 yılında ise Amerika Birleşik Devletleri tarafından bir ons altın fiyatı 38 Amerikan Dolarına eşitlenmiş ve ABD Merkez Bankası’nın altın karşılığında dolar değişimi yasaklanmıştır. Bu gelişmeler doğrultusunda, ülkelerin para birimlerinin altına endekslenmesine dair düzenleme terkedilmiş ve ülkelerin para birimleri, itibari para birimi olarak işlem görmeye başlamıştır. Para birimlerinin altına endekslenmesi durumunun ortadan kalkması, ülkelerin karşılıksız para arzına sebep olmuş, ekonomik krizler ve neticesinde gelen enflasyon, altının diğer para birimleri karşısında değerini sürekli artırmıştır.

--

--