Hedef Belirleme ve Stratejik Gelişimde OKR Yaklaşımı ve Ürün Yönetimine Etkileri

R. Melis Aras
ProductTank İstanbul
7 min readApr 28, 2018
Photo by Eva Darron on Unsplash

Ürün insanları olarak sık sık ortaya koymuş olduğumuz ürün ve hizmetlerin diğer partiler tarafından anlaşılamamasından, gerekli değeri bulmamasından yakınırız. Burada ürüne en yakın kişiler olarak, içinde bulunduğumuz pazara ve sektöre değer katan, son kullanıcı açısından fark yaratacağını düşündüğümüz, pazarlanması ve satılması gereken değerli bir çıktı sağlama hedefiyle yola çıkıyoruz.

Pazar araştırmaları, kullanıcı testleri, rakip ürün karşılaştırmaları ve ürün analizleri gibi pek çok aksiyon ile doğruladığımız bu hipotezlerin aynı şekilde şirketin diğer birimleri tarafından da benimsenmesi gerektiği düşünüyoruz. Fakat sağladığımız çıktıları hali hazırda işlerini yürüten farklı ekiplerin kendi hedeflerine dahil etmesi her zaman çok kolay olmuyor. Kendi belirlenmiş hedefleri ve KPI’ları için koşuşturan ekiplerin radarına girebilmek ürün insanları olarak karşılaştığımız zorlu süreçlerden biri haline geliyor.

İşte tam da bu noktada, tüm organizasyon olarak aynı noktada olmayı sağlayacak ortak hedefler çok önemli bir hale geliyor. Google’ın kullanmış olduğu ve Linkedin, Intel, Lucid Software gibi pek çok başka firma tarafından da uygulanmaya başlanan bir yaklaşım olan OKR (Objectives and Key Results), şirketin tüm birimlerini aynı noktada buluşturan ve ortak hedeflere koşmalarını sağlayan bir araç olarak karşımıza çıkıyor.

OKR Yaklaşımı

Organizasyonda yer alan herkese çabalarını nereye yoğunlaştırması gerektiği konusunda ışık tutan ve şirketi bir bütün olarak hedeflediği noktaya yönlendiren bir yaklaşım OKRs. Aslında temelinde herkesin aynı sonuç için çabaladığına emin olmayı sağlamanın ve yapılan tüm operasyonların şirketin hedefleri ile ilişkili olduğunu doğrulamanın basit bir yolu.

Google’ın ilk yıllarında, yatırımcıları John Doerr amaç belirleme için organizasyonel bir sistem olan OKRs‘ı kullanma fikrini ortaya atarak, OKR yaklaşımının hem yüksek seviyedeki hedefleri belirlemede hem de bu hedeflere ulaşmada hangi aşamada olunduğunu ölçmede etkili bir yol olduğunu belirtiyor.

OKR yaklaşımı hedeflerin belirlenmesi ve bir şirket içinde iletişiminin yapılması ile şirket, ekip ve kişisel amaçların ölçülebilir sonuçlara dönüştürülebilmesi için etkin bir yol. Bu sistem hem şirketi hem de çalışanları belirlenmiş olan ortak hedef içinde tutarken bir yandan da büyüyüp gelişmesini sağlayan itici bir güç olarak karşımıza çıkıyor. Bu pek çok açıdan somut sonuçlar ortaya koyan bir yaklaşım, çünkü hem şirkete hem de çalışanlara hedeflerini yakalama konusunda motivasyon sağlarken hem de ölçülebilir sonuçlarla katettikleri gelişimi izleme fırsatı sunuyor.

OKR’lar aslında belli bir zaman içerisinde organizasyon ve takımlar için strateji ve hedeflerin ortaya konmasını sağlıyor. Ve bu zaman periyodunun sonunda, OKR’lar hedefleri gerçekleştirme konusunda ne kadar iyi iş çıkarıldığını görmek için bir referans sağlıyor.

Tüm bunlar birlikte düşünüldüğünde, hedef yönetimi konusunda popüler bir yaklaşım olan OKR, şirketlere stratejilerini gerçekleştirebilme konusunda bir çerçeve oluşturuyor, odaklarını iyileştiriyor, şeffaflık sağlıyor ve şirket çalışanlarını ortak hedeflerini gerçekleştirme konusunda organize ederek bir araya getirme konusunda teşvik ediyor.

“OKR’lar risk alabilmeye müsade eder”, John Doerr

OKR Yaklaşımı Nasıl işler?

OKR metodolojisi önceliklendirme, aynı noktada olma, odaklanma ve yapmış oldukları çalışmaların sonuçlarını ölçmede şirket çalışanlarına yardımcı olacak kuralları içerir. Böylece OKR yaklaşımı, şirketlere stratejilerinin iletişimini aksiyon alınabilir ve ölçümlenebilir bir şekilde yapma konusunda yardımcı olur. Aynı şekilde, şirketlerin çıktı bazlı bir yaklaşımdan sonuç odaklı bir çalışma yaklaşımına geçmelerini sağlar

Bir OKR, adından da anlaşılabileceği gibi bir yerine getirilecek olan amacı tanımlayan bir Objective yani Hedef, bu hedef doğrultusundaki aşamayı ölçen en fazla 5 Key Results yani Kritik Sonuçlar içerir. Her bir OKR aynı zamanda Kritik Sonuçlar üzerinde aşama katedebilmek için yapılması gereken işleri tanımlayan Initiatives yani Girişimler içerir.

Hedefler

Her girişim bir hedef doğrultusunda yapılır. Bir hedef belirlemedeki amaç belli bir zaman geçtikten sonra yapmış olması beklenen şeyi ortaya koyabilmek ya da bu hedefe ulaşmak için net bir rota belirlemektir.

Doğru hedefleri seçmek en zor aşamalardan biridir ve iyi olanı düşünme ve yapma konusunda çok fazla emek gerektirir. Bu sebeple de, başarı olarak tanımlanabilecek ve yapılması çok da kolay olmayan bir hedef belirlemek OKR yaklaşımı için önemlidir. Kolay ulaşılabilir ve ulaşıldığında bir başarı olarak görülmeyecek basit hedefler belirlemek OKR yaklaşımından yararlanma konusunda eksik kalmaya sebep olur.

“Nereye gitmeliyiz” sorusuna verilen cevap Hedefi belirler. Bu cevap, net bir yön tayin etmeli.

Örneğin;

  • Geçen çeyreğin hasılatını geçmek
  • Çok iyi bir müşteri deneyimi sunmak

Kritik Sonuçlar

Hedeflerin doğru bir şekilde düşünülerek oluşturulduğu koşullarda, Kritik Sonuçlar OKR yaklaşımını kullanmanın gizli bir silahı olarak ortaya çıkar. Kritik sonuçlar, hedeflere ulaşmada ve bu süreçteki ilerlemeyi değerlerlendirmede kullanılan sayısal ifadelerdir.

Sayısal olarak tanımlanabilen beklentiler, ölçülen ve skorlanan sonuçlar ortaya koyar.

Buradaki önemli bileşen ölçülebilir başarıdır. İlerleme ve gelişim hakkındaki genel ifadeler subjektif olduğu için hedefe ulaşma konusundaki durumu anlatmada yeteri kadar başarılı değildir, çünkü ölçülemez hedefler kapasitemizi yeteri kadar kullanmamızı engeller.

“Oraya vardığımızı nasıl anlayacağız?” sorusunun cevabı ise Kritik Sonuçları ifade eder. Bunu gidilecek yerin rotasını çizen ve mevcut konumu görmeyi sağlayan bir GPS cihazı gibi düşünebiliriz. Kritik Sonuçlar, Hedefe ne kadar yaklaşıldığını gösterir.

Örneğin;

  • 1 milyon dolarlık yeni rezervasyon
  • 200 bin yeni kullanıcı

Girişimler

Girişimler Kritik Sonuçları elde etmek için yapılması gereken işleri tanımlar. Hedefe olan ilerlemeyi net bir şekilde ortaya koyan kritik sonuçlardan farklı olarak, girişimler büyük etkiler yaratabilmek için nelerin yapılabileceği ile ilgili hipotezlerdir.

Girişimler belli görevler, projeler ya da hedefin ilerlemesi ile doğrudan ilgili olmayan ama OKR ile ilişkili benzer aktivitelerdir. Girişimleri düzenli olarak kritik sonuçlar ile kontrol etmek, girişimlerin beklenen sonuçları yaratıp yaratmadığına karar verme konusunda yardımcı olabilir. Eğer girişimler arzulanan hedefe katkı sağlamıyorsa tekrar gözden geçirilmesi ve gerekirse değiştirilmesi düşünülebilir.

Hedeflerin, Kritik Sonuçların (OKR) ve Girişimlerin belirlenmesi çıktılar (Girişimlerin sonucunda elde edilenler) ve sonuçlar (Ne başarıldığını gösteren Kritik Sonuçlar) arasındaki ayrımı daha net yapabilmeyi sağlar.

“Oraya varmak için ne yapmalıyız?” sorusunun cevabı, hedeflere ulaşmak için yapılması gereken girişimleri işaret eder.

Örneğin;

  • Uygulama içi canlı sohbeti entegre etmek
  • Düzenli bir performans raporu çalışrtırmak

OKR Yaklaşımının Faydaları

OKR yaklaşımının ne olduğundan bahsettikten sonra, OKR yaklaşımı deyince akla gelen Google’dan yola çıkarak şirketin bu yaklaşımı belirlemesinin arkasında yatan sebeplere ve OKR yaklaşımının faydalarına gelebiliriz.

OKR yaklaşımı hedefler belirleme konusunda net ve basit bir çerçeve oluşturur. Bir OKR hazırlandığında, bir hedef somutlaştırarak bir çizgi ile görülebilir hale gelmiş olur. Günün sonunda, bu çizginin neresinde kalındığına göre şirket ve çalışanlar kendi başarılarını ölçümleyebilirler. Tam tersine, hedefin belirli olmadığı durumlarda elde edildiği düşünülen başarılar bir şekilde ispatlanmaya ve görünür hale getirilmeye çalışılır.

Google’da OKRların başarı konusunda çalışanları yönlendiren bir hızlandırıcı olduğu organizasyon içinde sürekli olarak hatırlatılan bir konu olarak karşımıza çıkıyor.

“Hedefler zor olmalı, kolayca başarılamamalı. Hedefleri agresif bir şekide yazın!” Karl Sun

OKR yaklaşımında ölçülebilirliği sağlamak için, çalışanların kendi OKRlarını belirlemesi ve aynı şekilde bunu paylaşması da hedeflenen bir çıktıdır. Google’da uzun seneler yöneticilik yapmış olan Karl Sun, Google’da tüm OKRların açık bir şekilde şirket içinde ortak bir alanda yer aldığını belirtiyor. Aynı şekilde her bir çalışanın da kendi OKRlarını bu ortak alanda paylaştığından bahsediyor.

Kaynak: https://www.perdoo.com/okr/

Bu şekilde ilerlemek, ölçülebilirlik ve şeffaflık sağlayarak, organizasyon içinde yer alan herkesin tüm hedefler ve kritik sonuçlar hakkında bilgi sahibi olmasına olanak tanır. Sadece kendimizin bildiği hedefleri unutmak çok kolayken, herkesin bildiği bir hedefi gerçekleştirmek çok daha büyük bir motivasyon kaynağı haline gelebiliyor.

OKR yaklaşımı için örnek şablonlardan yararlanabiliriz.

New York’da yer alan bir Çevik Yazılım Geliştirme danışmanı firması olan Strive, benzer şekilde Casper’da da her bir OKR sahibinin ilgili kritik sonuçları ne kadarının gerçekleşmiş olmasına bakılmaksızın tüm ekip ile paylaştığını belirtiyor.

Aynı şekilde Karl Sun, bir sonraki şirketi olan Lucid Software’da da aynı şekilde organizasyonu aynı noktada tutmak için OKR yaklaşımına devam ettiği ve OKRların açık bir şekilde tüm şirket ile paylaşıldığını belirtiyor.

Ürün Yönetiminde OKR Yaklaşımının Önemi

Ürün insanları olarak, ürünlere eklediğimiz ve kullanıcıya değer yaratan pek çok özelliğin sonrasında şirketin diğer birimleri tarafından da aynı şekilde hedeflere eklenmesi ve buradaki gelişimin ürünümüz açısından nasıl fark yarattığını görmek son derece motive edici.

Organizasyonel seviyede stratejik hedeflerin belirlenmesi ve ürünlerimizin bu hedeflerden nasibini alması da yine bir diğer önemli konu. İhtiyaçların ürün ekipleri tarafından tesbit edilip geliştirmesi son derece olağan bir süreç. Ama bunun tersi de mümkün, ve bu konuda OKR yaklaşımının son derece etkili. Özellikle de hedef olarak belirlenmiş bir konunun, ürün ekiplerince nasıl desteklenebileceği gündeme geldiğinde. Hedef için belirlenmiş kritik sonuçları elde edebilmek için ürünlerde olması gereken özelliklerin ortaya çıkması tamamen ihtiyaçtan doğan bir süreç, ve kesinlikle ürün ekiplerinden çıkanlar kadar değerli.

Ürün ekipleri açısından bakıldığında, piyasadaki bir ihtiyacı ya da hedefe ulaşmak için gereken bir ihtiyacı karşılamak son derece değerli. Aynı zamanda ortaya koymuş oldukları ürünlerin şirketin hedefleri doğrultusunda yararlanılan, yeri geldiğinde bu hedefe çıktı sağlayan yeri geldiğinde ise hedefin ta kendisi olan değerli kaynaklar olduğunu da somut bir şekilde görmelerini sağlıyor.

Tüm şirket açısından da, ulaşılması zor ama gerçekleştiğinde gerçek bir başarı hissi sağlayacak olan hedefler belirlemek stratejik açıdan gelişim sağlayan bir yaklaşım haline geliyor. Sınırları zorlamak ve ulaşılması soru hedeflemek çalışanların ürüne ve şirketlere olan bağlılığını ve motivasyonunu arttırıyor. Bu hedeflerin bir parçası olmak, şirketin değerli bir kaynağı olduğunu zaman zaman unutan çalışanlar için de son derece önemli. Çalışanların kendi çabalarının şirketin hedeflerine ulaşma konusunda nasıl bir katkı sağladığını ölçülebilir bir şekilde görmelerini sağlıyor.

Ürün insanlarının kendi ürünlerinin OKRlarını belirlemesi de son derece önemli. Ürünü hedeflenen noktaya taşımak ve ölçülebilirlik sağlamak için kullanılabilecek bir araç aynı zamanda. Her ürün ve/veya ürüne ait bir özellik, kendi OKRlarını beraberinde getirerek, çoğu zaman ürünün ileriki aşamalarda ortaya çıkan gerekliliklerini de ortaya koyuyor. Ürün özellikleri hedeflenen strateji ile uyumlu değilse ya da iyileştirilebilir durumda ise ürünün ne şekilde evrileceği de organik bir şekilde ortaya çıkıyor.

Sonuç olarak, şirketlerin stratejik hedefleri ve bu hedeflere ulaşmada hangi aşamada olduklarını anlaşılır ve şeffaf bir şekilde ortaya koymalarını sağlayan OKR metodolojisi, aynı zamanda biz ürün insanlarına da ortaya koyduğumuz ürünlerin şirket hedeflerini ne derece desteklediğini, desteklemediği noktalarda ne gibi geliştirmeler yapılabileceği, ya da geliştirdiğimiz ürünün başarısını ölçmede hangi hedefleri koymamız gerektiği konusunda ışık tutan bir yaklaşım. Dolayısıyla da, gerek OKRlar ile ilerleyen bir şirkette çalıştığımızda gerekse kendi ürünümüzü OKRlar ile takip ettiğimizde çok daha gerçekçi ve ölçülebilir sonuçlar elde edebiliriz.

Kaynaklar:

--

--