Türkiye’nin % 60’ı Aptal mıdır?
Aziz Nesin: % 92 diyecektim ama severim ben bu halkı || Prefrontal Cortex ve Limbik Sistemin Gerçek Dünyadaki Yeri
Aziz Nesin’in Motivasyonu
Türkiye’de genellikle seçimlerden sonra Aziz Nesin’in “Türk milletinin % 60’ı aptaldır.” sözü gündeme gelir ve bu söz, sosyal medyada oldukça yoğun bir şekilde kullanılır.
Peki, gerçekten Türk milletinin yüzde 60’ı aptal mıdır?
Müjdat Gezen’in anlatımına göre, bir mizah söyleşisi esnasında, biri “Aziz bey, Nasreddin Hoca’nın torunları olarak akıllı bir milletiz değil mi?” diye sorar. Aziz Nesin de bu soruya “Valla yüzde 60’ımız aptalızdır.” diye yanıt verir. Müjdat Gezen “Neden öyle abartılı bir rakam söyledin?” diye sorunca da Aziz Nesin “% 92 diyecektim ama severim ben bu halkı.” der. % 92’den kastettiği de, 1982 Anayasası’nın % 92 Evet oyuyla kabul edilmesidir.
Kenan Evren’in Başarısının Sırrı
Bilindiği üzere, 1982 Anayasası referandumunda Kenan Evren’in cumhurbaşkanlığı da halk tarafından onaylanmıştı. Peki Kenan Evren’in bu başarısının sırrı neydi? Kenan Evren’in referandum öncesinde düzenlediği mitinglerinde kullandığı söylemlerden bazıları şunlardır:
“Oyunuzu kara günleri hatırlayarak kullanınız.”
‘Dış güçlerle işbirliği yapanlar “Hayır” kampanyası açmıştır.’
“Eğer, 12 Eylül öncesindeki felaketli günleri tekrar yaşamak istemiyorsak…”
“Vatan hainleri, yönetimi kötülemeye çalışıyorlar.”
“Anayasa’ya karşı olanlar, Ermeni ASALA örgütüyle işbirliği yapanlardır.”
Bu cümleler herkese tanıdık gelmiştir. Yıl 2023 ve 20 yıldır her seçim arifesinde benzer söylemleri duyuyoruz. 1982’den bu yana her zaman işe yaradı demek ki.
“Türk halkının % 60’ı aptaldır.” sözünün arka planı işte böyledir. Elbette kimsenin bir toplulukla ilgili “aptal” gibi ifadeler kullanması kabul edilemez. Aziz Nesin’in de bu sözü söyleme motivasyonunu anlamak ve yorumlamak için, onun genel mizahi üslubunu, toplumsal eleştirilerini ve döneminin politik bağlamını göz önünde bulundurmak önemlidir.
Ayrıca, bir yazarın ifadeleri doğrudan bir genelleme olarak alınmamalıdır.
Bence Aziz Nesin burada insanların karar alma süreçlerinin sağlıklı olmadığını düşündüğü için “aptal” ifadesini kullanmıştır. Peki, Aziz Nesin’in vurgu yaptığı karar verme sürecimizin veya kararlarımızın aptallıkla alakası var mıdır?
Prefrontal Cortex ve Limbik Sistem
Beynimizin karar verme süreci çok öğeli ve karmaşık olsa da, aslında etkili olan prefrontal cortex ve limbik sistem olmak üzere 2 önemli bölüm vardır. Bu 2 bölüm o kadar önemlidir ki Daniel Goleman’a göre “Yaşam başarısı prefrontal cortex ile limbik sistem arasındaki bağlantıya bağlıdır.”
Prefrontal korteks, olayları dikkatlice analiz eder ve uzun vadeli avantajları ile dezavantajlarını belirler. Karşılaştığı olaylara anlık tepkiler vermeyerek onları etik ve ahlaki perspektiften inceler ve bir mantık çerçevesine oturtur.
Limbik sistem ise, çevresel olayları genellikle duygusal tepkilerle yorumlar. Özellikle tehlikeli veya ödüllendirici durumlar, bu sistem tarafından vurgulanabilir. Korku, sevinç, öfke, kahramanlık, aşk gibi duygusal tepkiler, limbik sistem tarafından olayların anlamına bağlı olarak ortaya çıkabilir.
Özetle; prefrontal cortex bizim mantığımız, limbik sistem de bizim duygularımız diyebiliriz.
Prefrontal Cortex ve Limbik Sistemin Gerçek Dünyadaki Yeri
Bu iki bölüm adeta bizim içimizde konuşan iki iç ses gibidir. Mesela sınava hazırlanan bir öğrenci halı saha maçına davet edilirse; limbik sistem olaya duygusal yaklaşarak oyunu gitmekten yana kullanır, prefrontal cortex ise teklifi mantıksal açıdan değerlendirir ve oyunu gitmemekten yana kullanır. Bu iki bölümün oylamasından çıkan karar hangisinin ağırlıklı olarak kullanıldığına bağlıdır.
Limbik sistem biraz fevridir, arabanın gazı gibidir ve sürekli hız ister, prefrontal cortex ise fren gibi sürekli limbik sistemi dengelemek zorundadır.
Aklımıza gelen veya istediğimiz her şeyi yapamayız çünkü prefrontal cortex bizi uyarır; bu hukuk dışı, bu ahlaki değil, bu ayıp, bunu alırsan aç kalırsın vb.
Bu iki bölüm, birinden biri tercih edilsin diye değil, ikisi uyumlu çalışsın diye vardır. Bazıları solaktır, bazıları ise sağ elini daha aktif kullanır. Ama her zaman sağ elini veya her zaman sol elini kullanmaz. İnsanlar da duruma göre prefrontal cortexlerinin ağır basmasıyla, duruma göre limbik sistemlerinin ağır basmasıyla karar verirler.
“Nabza göre şerbet verme” deyimi de belki bu iki kavram için kullanılmıştır.
Limbik sistemi ağır basıyorsa, hamaset, demagoji gibi duygusal ifadeler bu tarz kişileri ikna etmede yardımcı olacaktır.
Prefrontal cortexi ağır bastığı düşünülen kişiye de verilerle, sebep sonuç ilişkileriyle veya mantıksal olay örgüleriyle yaklaşmak onları ikna etmede faydalı olacaktır.
İnsanları sarışın, kumral, esmer gibi kolayca sınıflandırabilirken prefrontal veya limbik diye sınıflandırmak çok gerçekçi olmasa da, bireylerin davranışlarını değerlendirmede bize bir turnusol kağıdı gibi yardımcı olduğunu söyleyebiliriz.
Kurtlar Vadisi Dizisinden Bir Örnek
Mesela Kurtlar Vadisi Pusu dizisinde Polat Alemdar, Memati ve Abdulhey karakterlerinin oynadığı roller prefrontal cortex, limbik sistem ve bunların ikisini iyi bir şekilde harmanlamak konusunda çok güzel bir örnek sunuyor.
Bir bölümde Polat Alemdar “İncirlik Üssü’ne gireceğim.” der. Memati böyle durumlarda olaya “Gidelim usta, vuralım usta” gibi ifadelerle duygusal bir şekilde yaklaşır.
Abdulhey ise “Abi emin miyiz, sonrasını düşünsek mi?” gibi söylemlerle mantıksal bir şekilde yaklaşır.
Polat ise bu iki düşünceyi harmanlar ve tamamen hamasi ve fevri davranmayıp aynı zamanda da operasyonu bir mantık çerçevesine oturtarak bir orta yol bulur.
İncirlik Üssü’ne kapıdan ateş ederek değil de, oradan çıkan bir sağlık ekibine sızarak içeri girer.
Döviz ve Akaryakıt Fiyatları
Mesela benzine gelen zam karşısında biri diyorsa ki “Ben zaten hep 50 liralık alıyorum.” tamamen limbik sistemin etkisinde bunu söylüyordur.
2024 mart ayı itibariyle Avrupa ülkelerindeki yakıt fiyatı Türkiye’dekinden euro bazında fazladır.
Eğer devlet başkanı çıkıp “Avrupa’nın en ucuz yakıtı bizde.” diyorsa; buna karşı da biri “Hakikaten yaa Avrupa bizi kıskanıyor.” diye karşılık veriyorsa limbik sistemin ağır basmasıyla bunu söylemiş olur.
Başka biri ise “Evet, orda benzinin litresi 2 euro, yani 60 lira ama bizde 50 lira, tamam doğru ama ordaki asgari ücretle 800 litre benzin alınırken bizim asgari ücretle 200 litre alınıyor.” diye karşılaştırmalı verilere dayanarak bir çıkarım yapar. Ve yaşam başarısı için aslında yapılması gereken ilişki de budur.
Limbik sistem aslında olumsuz bir şey değildir sadece onun kontrol edilmesi gerekir.
Seyit Onbaşı ve Limbik Sistem
Seyit Onbaşı zamanında prefrontal corteksi ile olaya yaklaşsaydı eğer, top mermisini kaldırmaya teşebbüs dahi etmezdi. Lakin Seyit Onbaşı o limbik sistemiyle, belki de hamasi duygularıyla karar verip o top mermisinin altına girmeyi göze almış ve deniz savaşının seyrini değiştirmiştir.
Berat Albayrak Ekonomi Bakanı iken, dolardaki değer artışı (başka bir ifadeyle Türk Lirasının değer kaybı) ile ilgili “Dolarla mı maaş alıyorsunuz?” diye sormuştu.
Eğer biri bunu mantıklı buluyorsa tamamen limbik sistemin etkisinde kalmıştır.
Çünkü dolar arttığında tuvalet kağıdından domatese kadar her şeyin fiyatı artıyor.
1982 den bu yana, seçim mitinglerinde hamaset yapılıyorsa, duygulara hitap ediliyorsa demek ki çoğu kişi limbik sistemleriyle hareket ediyor.
Limbik sistemi kullanmak ve limbik sisteme hitap etmek bireyler için de, toplum ve devlet için de çok büyük bir güvenlik sorunudur. Mantığı baskın birinin rüşvet alma, yolsuzluk yapma, ihaleye fesat karıştırma, suç işleme veya halkına ve devletine ihanet etme oranı hamasi duygulara, hazır lezzetlere, hemen zengin olma ve itibar görme gibi şeylere itibar eden limbik sistemi baskın kişilere göre çok daha azdır.
Hasılı Kelam
Türkiye’nin % 60’ı aptal değildir. Lakin büyük çoğunluğu gördüklerini, okuduklarını ve duyduklarını mantık süzgeci yerine duygularının ve hislerinin esaretinde yorumlamaktadır.