HAYVANLARIN “İNSAN HAKKI” OLUR MU?

Pusula TV
pusulatv
Published in
3 min readJun 19, 2015

HAYVANLARIN “İNSAN HAKKI” OLUR MU?

(Mithat Bereket)

New York… Amerika Birleşik Devletleri (ABD)…

Vee New York Eyaleti’ndeki bir mahkemedeyiz…

Mahkeme salonundaki ilginç duruşma, tüm hızıyla devam ediyor…

Duruşmanın konusuna ve taraflarına bakınca, ister istemez ağzımızdan dökülüveriyor: “Biz nelerle uğraşıyoruz; adamlar nelerle meşgul?”…

Türkiye’de gündemdeki konular belli:

“Seçim sonuçlarını nasıl okumak lazım? Vatandaşın, sandıklar aracılığıyla siyasilere verdiği mesajlar nelerdir?

Şimdi, nasıl bir koalisyon kurulacak? Yoksa, gündemde erken bir Genel Seçim mi var? Şayet, Genel seçim olursa netice ne olur?”…

Oysa, ABD’nin gündemindeki konu; daha doğrusu, tartışma bambaşka:

Geçen haftalarda, Amerikan mahkemeleri için bir “Teamül” (yapılageliş-örnek) oluşturacak önemli bir karar verildi. Newyork eyaletinde görülen davanın konusu: iki “şempanzeyi” ilgilendiriyordu… Davacılar, Leo ve Herkül adlı şempanzelerin hukuka aykırı şekilde bir üniversite laboratuvarında tutulduğunu öne sürüyorlardı… Amaçları, şempanzelerin bir hayvan koruma merkezine gönderilmesini sağlamakt. Davalı Stony Brook Üniversitesi’ndeki araştırmacılar ise, şempanzeleri fiziki hareketlerini gözlemlemek için tuttuklarını belirtiyorlardı.

Hakim Barbara Jaffe, daha önce verdiği kararlardan birinde, şempanzelerin “mahkemede hazır bulunma” (habeas corpus) hakkı olduğunu belirtmişti. Ancak, bu önemli kararın ardından hakim, mahkemenin hayvanları “hukuki bir kişi olarak görmediğini” belirtmişti.

Herkül ve Leo’nun avukatları, mahkemenin üniversiteye şempanzeleri tutma nedenlerini kanıtlaması gerektiğini kaydediyor ve bu nedenle umutlu olduklarını söylüyorlardı…

Şimdi sıkı durun; asıl bomba geliyor:

Geçen yıl New York’ta açılan bir başka davada, hakim şempanzelerin “insan hakkı olmadığına” karar vermişti.

Gerçekten de, hayvanların hukuki bir kişiliği ve hakları olması fikri oldukça yeni. Bu fikre karşı çıkanlar, hayvanların ahlaki anlayışı ve sorumluluk duygusu olmadığını, dolayısıyla hak sahibi olamayacaklarını ileri sürüyor.

Fikrin destekçileri ise bu yaklaşımın bir “tür ayrımcılığı” olduğunu savunuyorlar.

Yüzyıllar boyunca hayvanlar nadiren davalara konu oldular. Davaların çoğunda cinayet ve saldırıdan suçlu bulundular. Verilen cezalar arasında hayvanların asılması da bulunuyordu.

Kamuoyuna mal olan bir başka tartışma ise şempanze Nim Chimsky’nin hikayesiydi.

Filozof Noam Chomsky, hayvanların doğuştan dil bilgisi anlayışı olmadığını ve insanların fiziki olarak dil öğrenmede istisnai bir örnek olduğunu söylemişti. Chomsky’ye karşı çıkan bir aile, şempanzelerine Nim Chimsky adını vererek, ona işaret dilini öğretmeye çalıştı.

Deney sırasında şempanze Nim’in ahlaki anlayışına da yoğunlaşıldı.

Nim’i yanına alan ailenin kızı Jenny Lee, “ağabeyi” olarak tanıdığı şempanze ile 13 yaşındayken tanıştı.

Lee, Nim’in insanları ısırmaktan vazgeçirebildiğini, özür dileyebildiğini, ağladığı zamanlarda kendisini yanaklarından öptüğünü söylüyor ve çok insani davranışlar sergilediğini savunuyor.

Ancak karşı fikri savunanlar, Nim’in bazı insan benzeri davranışlarda bulunmasının ve temel iletişim becerilerinin; insanlarla hayvanlar arasındaki ayrımı ortadan kaldırmaya yetmediği fikrinde.

İngiliz nörobiyoloji uzmanı Prof. Dr. Colin Blakemore, “Kendimizi farklı bir kategoriye, insanlık kategorisine koymalıyız” diyor…

Öte yandan, hayvanları korumak isteyen herkes “haklar teorisi”ne başvurmuyor.

Bazıları yararcı hesaplamalar yapılarak sonuca varılabileceğini ileri sürüyor. Buna göre hayvanların mutluluğunu en yüksek düzeye çıkarak ve mutsuzluğunu en alt düzeye indirecek kararlar verilmesi gerekiyor.

Bir şempanzenin özgürlüğünden mahrum bırakılması, örneğin, üzüntüsünü artıran bir unsur olarak görülebiliyor. Hayvanın kapasitesi arttıkça, üzüntü duyma olasılığının da arttığı savunuluyor.

Bu halde de şempanzelerin zeka ve duygusal kapasitelerini dikkate alarak karar verilmsi gerektiği belirtiliyor.

ABD’de bir mahkeme, şempanzelerin insanlarla aynı haklara sahip olmadığına karar verdi. Mahkeme, sahibi tarafından tutulan bir şempanzenin serbest bırakılamayacağını belirtti.

Tartışma, “İnsan Olmayanların Hakları Projesi” adlı örgütün New York’ta bir kafeste tutulan şempanze Tommy adına dava açmasıyla başladı. Örgüt, şempanzelerin insanlara çok benzer vasıflara sahip olduğunu ve insanların sahip olduğu bazı temel haklara sahip olabileceklerini ileri sürmüştü. Bu şekilde, şempanze Tommy’nin temel insan haklarından biri olan “özgürlük”ten yararlanması ve serbest bırakılması talep edilmişti. Ancak mahkeme şempanze Tommy’nin “hukuki bir kişi” olarak tanınamayacağını ve “herhangi hukuki bir yükümlülük altına giremeyeceğini” belirtti.

Kararda şu ifadelere yer verildi:

“İnsanların aksine, şempanzeler hiçbir hukuki yükümlülük altına giremezler, toplumsal sorumluluk alamazlar veya hareketleri nedeniyle hukuki olarak sorumlu tutulamazlar.”… Kararda ayrıca, hayvanlara insan muamelesi yapılması talebinin hiçbir hukuki dayanağı olmadığını da kaydedildi.

Şempanze Tommy’nin sahibi Patrick Lavery AP Haber Ajansı’na yaptığı açıklamada “Karardan memnun olduğunu” söyledi.Şempanze Tommy eskiden insanları eğlendirmek için kullanılıyordu. 40 yaşında olduğu tahmin edilen şempanze, yaklaşık 10 yıl önce şimdiki sahibi Patrick Lavery’ye verilmişti.

--

--