BİR ACAYİP HASTALIK: FİL HASTALIĞI
Fil hastalığı ya da elefantiyazis son zamanlarda artış gösteren bir hastalıktır. Bazen lenf ödemi (lymphedema) için de “fil hastalığı” adı kullanılır.
Gelin bu hastalığın detaylarına beraber inelim.
Fil Hastalığı Nedir?
Fil hastalığı, deri ve altındaki dokuların lenf sıvısının miktarındaki artış sonucunda aşırı şişmesiyle meydana gelen bir hastalıktır. Özellikle bacakların ve erkek üreme organlarının şişip sarkması şeklinde görülür. Hastalığın en temel sebebi; Wuchereria bancrofti ve Brugia malayi adlarındaki ipliksi solucanların neden olduğu, filariyaz adı verilen bir durumdur. Ayrıca en çok tropikal bölgelerde görülür.
Fil Hastalığının Nedenleri ?
Fil hastalığının en büyük sebebi, fil hastalığının temelinde asalak solucanların üremek için bıraktıkları larvaların, sivrisineklerle taşınması sonucunda insanlara geçmesi yatar.
Fil hastalığının oluşumunda rol oynayan diğer faktörler şunlardır:
· Kanser sonrasında görülen ışın (radyasyon) tedavileri
· Bazı ameliyatlar sonucunda lenf yollarının hasara uğraması
· Mantar hastalıkları
· Enfeksiyonlar
· Lenf sisteminin yapısına ilişkin kalıtsal hastalık ve anomaliler
Fil Hastalığı Çeşitleri Nelerdir?
Fil hastalığı oluşum nedenine göre ikiye ayrılır:
· Primer lenfödem: Vücutta bulunan lenf damarlarının yapısal anlamdaki bozukluklarına bağlı olarak gelişen nadir görülen kalıtsal bir durumdur. Milroy hastalığı, Meige hastalığı ve 35 yaşından sonra ortaya çıkan lenfödem bu gruba girer.
· Sekonder Lenfödem: Lenf bezlerinin veya damarlarının yapısında bozulmalara yol açan bu travma, operasyon veya hastalığa bağlı olarak gelişen lenfödem türüdür. Bu hastalarda lenf sistemine ilişkin bozukluklar doğuştan olmayıp sonradan gelişmiştir.
Fil Hastalığının Belirtileri Nelerdir?
Lenfödemin en belirgin semptomu olan şişlik, vücudun birçok bölgesinde ortaya çıkabilse de genellikle kol ve bacakları etkiler. En temel lenfödem belirtileri şu şekilde sıralanabilir:
· Parmaklar ve parmak araları da dahil olmak üzere kol ve bacakların bir kısmının veya tamamının şişmesi
· Ağrı ve rahatsızlık hissi
· Vücutta ağırlık ve sıkılık hissi
· Hareket kabiliyetinin kısıtlanması
· Derinin sertleşerek kalınlaşması (fibrozis)
· Tekrar eden enfeksiyonlar
· Ciltte kıvrımların oluşumu
· Siğil benzeri oluşumlar
· Deriden sıvı sızması
Ortaya çıkan şişliklerin etkisi kişiden kişiye değişiklik gösterse de tedavinin geciktirilmesi durumunda belirtiler de ağırlaşarak oluşan şişlikler daha kalıcı ve rahatsız edici hale gelebilir. Bu yüzden erken teşhis ve tedavi, hastalığın ilerleyişine paralel olarak hastanın yaşam kalitesi açısından da hayati önem taşır.
Fil Hastalığının Tedavisi Nedir?
Günümüzde net bir tedavisi bulunmamakla birlikte birçok alternatif tedavi yöntemleri sayesinde hastalığın yol açabileceği ciddi sorunları önlemek mümkündür. Bu yöntemlerden en etkilisi ise dekonjestik lenfatik tedavi olarak adlandırılır. Bu uygulama lenfödem hastalığının ortadan kaldırılmasına yönelik bir uygulama olmayıp, lenfödemin yol açtığı komplikasyonların kontrol altına alınabilmesini sağlar. Sıkıştırma (kompresyon) giysileri yardımıyla sıvının hastalıktan etkilenmiş olan uzuvdan uzaklaştırılması ve şişliğin azaltılması sağlanır.
Önemli diğer bir nokta ise: temizlik. Tedavi sürecinde bir cildiye uzmanından da destek alınarak gerekli cilt bakımı ve temizliği yapılmalıdır. Bu sayede lenfödemin şiddetini artırabilecek enfeksiyonların söz konusu olduğu kişilerde bunlar ortadan kaldırılır, diğer bireylerde ise enfeksiyonlara karşı koruyucu tedavi uygulanır.
Aynı zamanda düzenli egzersizler ile kasların sürekli çalıştırılmasıyla; ödem azaltma, bölgesel incelme, selülit ve vücut sıkılaştırma daha iyi bir şekilde gerçekleştirilir. Manuel lenfatik drenaj olarak da adlandırılan özel masaj teknikleri yardımıyla lenfatik sistemdeki sıvı akımı uyarılarak şişliğin giderilmesi sağlanabilir.
Şu ana kadar fiziksel tedavi yöntemlerine baktık fakat unutulmaması gereken diğer bir nokta ise bu hastalığın psikolojik tarafıdır. Fil hastalığı, dış görünüşü fazlasıyla etkilediğinden birçok hasta psikolojik olarak yıpranmakta ve bu noktada doktorlarının tavsiyeleri ile psikolojik destek almaktadırlar.
Toplumda veyahut yakın çevremizde fil hastalığına sahip olan insanlarla karşılaştığımızda daha anlayışlı ve yargısız yaklaşmaya dikkat etmeliyiz. Hepinize sağlıklı günler diliyorum.
Gökşin ÖZDEMİR