OBSTRUKTİF UYKU APNE SENDROMU

Efsanur Yılmaz
Sağlık Öğrenci Forumu
5 min readSep 3, 2022

Yaşamımızın yaklaşık olarak 1/3’ ü uykuda geçer. Uyku genel kanının aksine sadece basit bir dinlenme değildir. Vücudumuzun fiziksel ve ruhsal olarak dinlenmesinin yanında, yenilendiği, yeni bir güne hazırlandığı dönem ve sağlıklı yaşam için vazgeçilmez olan, amacı tam olarak bilinmeyen esansiyel bir durumdur. Fakat normal kişilerde bile uykuda bazı olumsuz değişiklikler yaşanmaktadır.

Bu değişikliklerden en fazla etkilenen sistem ise solunum sistemidir. Uyku solunum sisteminde rezistansın arttığı, solunum hızı ve ritminin bozulduğu, kimyasal ve mekanik reseptörlerin duyarlılığının azaldığı, sonuç olarak solunum sisteminin zarar gördüğü bir dönemdir.

Sağlıklı kişilerde bile uykuda bu olumsuz değişiklikler yaşanırken, uykuda solunum bozukluklarının en önemli tablosu olan obstrüktif uyku apne sendromunun (OSAS) sonuçları bu hastalarda hastalık halinin ve ölüm oranının artmasına yol açmaktadır.

Uyku Apnesi Nedir?

Uyku apnesi uykuda solunum bozuklukları ana grubu altında yer almaktadır. Uyku apnesinin en önemli özelliği uyku sırasında, üst hava yolunun kollapsı ile solunumun tekrarlayıcı olarak engellenmesidir. Solunum, tamamen (apne) ya da kısmen (hipopne) engellenebilir.

Erişkinlerde apne, solunumun en az 10 saniye süre ile tamamen kesilmesi; hipopne ise solunumun en az 10 saniye süre ile %30 oranında azalması olarak tanımlanmıştır.

https://www.buyukanadoluhastanesi.com/haber/1290/uyku-apnesi

Apnenin Başlıca İki Tipi Vardır:

1.Tip: Obstrüktif Uyku Apnesi; uyku sırasında solunum çabasının sürmesine (abdominal ve torasik solunumun devam etmesi) karşın ağız ve burun seviyesinde hava akımının olmamasıdır. Bu sendromda, gündüz aşırı uyku hali, uykuda boğulma hissi, uykuda tekrarlayan uyanma, gündüz yorgunluk hissi ve konsantrasyon bozukluğu başlıca görülen durumlardandır.

2.Tip: Santral Uyku Apnesi; uyku sırasında hem solunum çabası hem de hava akımının olmamasıdır. Santral uyku apne sendromlu hastalar apneik hastaların %5–10’ unu oluşturmaktadır. Tanı koyabilmek için polisomnografide (PSG) saptanan apnelerin yarısından fazlası santral tipte olmalıdır.

Obstruktif Uyku Apne Sendromu Risk Faktörleri: Genel Faktörler

Yaş: Çocuklarda genellikle 2–6 yaşlar arasında gözlenir. Bademcikleri alınmış çocuklarda daha az görülür. 10–60 yaşları arasında ve yaş arttıkça görülme riski de artar. Her on yılda bir görülme sıklığında iki kat artış gözlenir. 60 yaşından sonra görülme sıklığında artış devam eder ancak kliniğinin şiddeti azalır.

Cinsiyet: Premenopozal kadınlarda nadirdir ve sıklıkla obezite ile birliktelik gösterir . Erkeklerin farengeal (boyun) anatomik yapıları ve havayolu morfolojileri (yağ dağılımı vs.) obstrüksiyon (engel) oluşumuna daha yatkındır. Bunun nedeninin, erkeklik hormonunun tetikleyici etkisi veya kadınlık hormonunun koruyucu etkisi olabileceği bildirilmiştir.

Obezite: Obezite ile apne oluşumu arasında kesin bir ilişki vardır. Obezlerde lateral farengeal duvarda yağ yastıkçığı birikimi fazlalaşmakta ve bu da obstruksiyon eğilimini artırmaktadır. OUAS’li hastaların %60–70’inde obezite görülmektedir.

Genetik: Semptom ve laboratuvar bulguları, hastaların akrabalarında normal popülasyona kıyasla daha sık görülmektedir.

Irk: Afrika-Amerikan ırksal kökenlilerde ve Asyalılarda görülme sıklığı daha fazla bulunmuştur.

https://www.neoldu.com/uyku-apnesi-nedir-belirtileri-nelerdir-3628h.htm

Anatomik Risk Faktörleri

Üst hava yolu genişliğini azaltan tüm faktörler hastalığın oluşumuna ve şiddetinin artmasına katkıda bulunur. Retrognati (alt çenenin geride bulunma durumu) veya mikrognati (çenenin normalden küçük olması durumu) gibi anomaliler ve nazal septum deviyasyonu (burun içi eğriliği) üst hava yolu geçişini daraltarak, uyku apnesine eğilim yaratır.

Obstrüksiyonun bir başka potansiyel nedeni de, yağ depolanması veya büyük bademciklere bağlı olarak üst solunum yolunda yumuşak doku kitlesinin normalden fazla olmasıdır. Ayrıca sırtüstü pozisyonda uyumak, dil kökünün üst solunum yolunu tıkamasına yol açarak uyku apnesinin şiddetini arttırabilir. Akromegali ve hipotiroidizm gibi hastalıklar da üst hava yolu pasajını daraltarak uyku apne sendromuna yol açabilir.

OUAS için tanı yöntemleri kısaca şu şekilde sınıflandırılmaktadır:

1. Klinik tanı

2. Polisomnografi

3. Yardımcı tanı yöntemleri

Klinik Tanı

Majör Semptomlar:

Horlama: Horlama şikayeti olan hastaların %35’ inde obstrüktif uyku apnesi sendromu saptanmaktadır. Hastaların ise %70–95’ inde horlama görülmektedir.

Tanıklı Apne: Hastalar kimi zaman apnelerini fark edemeyebilir, bu durum yakındaki bir kişi çoğunlukla eşleri tarafından fark edilebilir.

Gündüz Aşırı Uyku Hali: Uyku sırasında tekrarlayan apneler sonucunda hastanın sık sık uykusu bölünmekte, hasta gecenin büyük bölümünü yüzeysel uykuda geçirmekte ve derin uykuya dalamamaktadır. Bunların sonucunda da hasta ertesi gün aşırı uyku ihtiyacı hissetmektedir.

Diğer Semptomlar:

Unutkanlık, dikkat dağınıklığı, kişilik bozuklukları, anksiyete, depresyon, ağız kuruluğu, gece terlemesi, gece oluşan öksürük.

https://www.haberturk.com/uyku-testi-polisomnografi-nasil-yapilir-hb

Polisomnografi

Bu yöntem uyku apnesi şüphesiyle gelen hastalarda; hastalığın olup olmadığı, uyku apnesi sendromu var ise, hastalığın tipi ve ciddiyeti hakkında bilgi vermektedir. PSG; uyku sırasında nörofizyolojik, respiratuvar, kardiyovasküler, diğer fiziksel/fizyolojik parametrelerin, genellikle tüm gece boyunca, belli periyotla, eş zamanlı ve sürekli kaydedilmesi işlemidir. PSG ile uyku evrelerinin yanısıra birçok fizyolojik parametre, çeşitli organların fonksiyonları, uyku ve uyanıklık esnasındaki etkileşimleri detaylı bir şekilde incelenebilmektedir.

Tedavi

Birçok çalışmada tedavi konusunda çeşitli alternatifler tartışılmıştır. Bunlar arasında zayıflama, alkol, sakinleştiricilerden uzaklaşma, ağız içi aygıt, nazal pozitif hava yolu basıncı (CPAP — continuous positive airway pressure) ve cerrahi tedavi yer almaktadır. OSAS’lı hastalarda zayıflama ile apne ve hipopne indeksinde azalma ve uyku kalitesinde düzelme görülür. Buna ek olarak sırtüstü pozisyonda uyumanın engellenmesiyle pozisyona bağımlı hafif OSAS’lılarda uykudaki solunum bozukluklarının düzeldiği görülmüştür. Bugüne dek OSAS’ın tedavisinde kabul görmüş bir farmakolojik ajan yoktur. Pozitif hava yolu basıncı son zamanların uyku apnesi için seçkin tedavi yöntemidir.

Bu yöntemle orta ve şiddetli uyku apne hastalarında gün içi uykululuğun hem objektif hem de subjektif ölçütlerinde düzelme sağlandığı gözlenmiştir. Uyku apne sendromuyla pek çok kardiyovasküler hastalık arasındaki yakın ilişki çok sayıda çalışmayla ortaya konmuştur. Hipertansif uyku apne hastalarında CPAP kullanımı hem nokturnal (gece) hem de gün içi kan basıncını düşürür.

https://www.dayemedikal.com/pap-pozitif-hava-yolu-basinci-tedavisi-nedir/

Obstruktif uyku apne sendromu toplumda sık görülmesine rağmen çok irdelenmemiş bir hastalıktır. Hipertansiyon ve kardiyak aritmi gibi ciddi kardiyovasküler hastalıkların zemininde bu hastalığın var olduğu düşünüldüğünde, erken tanı-tedavi hem hastaların yaşam kalitesini artırmak hem de morbidite ve mortaliteyi azaltmak için önem taşımaktadır.

Efsanur Yılmaz

Kaynakça:

1) EVLİCE, A. T. (2012). Obstrüktif uyku apne sendromu. Arşiv Kaynak Tarama Dergisi, 21(2), 134–150.

2) Köktürk, O. (2000). Obstrüktif uyku apne sendromu sonuçları. Tüberküloz ve Toraks Derg, 48, 273–289.

3) Saraç, S., Afşar, G. Ç., Oruç, Ö., Kırbaş, G., & Görgüner, A. M. (2015). Obstruktif uyku apne sendromlu hastalarda ek hastalıklar ile obezite ilişkisi. Van Tıp Dergisi, 22(4), 246–251.

--

--