ROMATOİD ARTRİT

Beyza Gülhan
Sağlık Öğrenci Forumu
5 min readOct 23, 2022

Bu yazımda sizlere yaygın adıyla romatizma olarak bildiğimiz anneannelerimizin, babaannelerimizin dizlerinin ağrımasıyla “Yağmur yağacak herhalde benim yine romatizmalarım azdı.” cümlesine aşina olmamıza neden olan hastalıktan bahsedeceğim.

Öncelikle romatizma nedir sorusuna bir cevap verelim istiyorum. Romatoid artrit (RA), bağışıklık sisteminin kendi sağlıklı hücreleriyle savaştığı bir bağışıklık tepkisinin savaşması sonucu oluşur. Romatoid artritte iltihap hücrelere (beyaz kan hücreleri yani akyuvarlar), kandan eklem dokularına doğru hareket eder ve eklemlere saldırırlar. Eklem sıvısı artar ve eklemde şişlik meydana gelir. Eklem dokusundaki iltihap hücreleri eklemi etkileyip hasara neden olur. RA’in oluşum sebepleri tam olarak anlaşılmamıştır. Klinik çalışmalar sonucu mikrobiyal enfeksiyonların Staphylococcus aureus, Streptococcus pyogenes, Epstein–Barr virus da Romatoid Artrit patogenezine sebep olduğu görülmüş.

http://www.biyofonksiyoneltip.com/2019/11/26/romatoid-artrit/

Belirtileri:

Belirtiler kişiden kişiye değişmektedir. Maalesef ki RA’lı kişide eklem iltihabı genellikle kalıcıdır. Bazı insanlarda hastalık alevlenme nöbetleri ile seyredip ılımlı ve daha yavaş seyirli olabilir. Fakat genellikle hastalık tedavi edilmezse sürekli aktiftir. Eğer başarılı bir şekilde tedavi edilmezse hastalık gün geçtikçe ilerler ve kalıcı sakatlık yaratabilir.

En çok görülen belirtiler arasında eklemlerde sıcaklık, şişlik, hassasiyet, ağrı ve hareket kısıtlılığı bulunmaktadır. Nedeni ise daha önce de söylediğimiz gibi eklem zarlarının (sinovyum) iltihabından kaynaklanır. Bağışıklık sisteminin eklem zarına giren iltihap hücreleri iltihabı devam ettirir ve doku hasarına sebep olur. Eğer bu iltihap devam ederse veya tedavi edilmezse kıkırdak, kemik, tendon ve eklem bağlarında kalıcı hasara sebep olur. Bu çoğunlukla eklemde sakatlığa neden olur.

Romatoid artrit alevlenmelerinde iştahsızlık, halsizlik, yorgunluk, kilo kaybı ve ateş görülebilir. Ayrıca kansızlık (anemi) görülmesi de olağandır. Romatoid artritli hastaların yaklaşık 1/5'inde deri altında romatoid nodül denilen küçük, ağrısız şişlikler, yumrular oluşmaktadır. Bunlar sıklıkla dirseklerde, dizlerde yani daha çok basınca maruz kalan düz kemik bölgelerinde oluşur. Bunlar çoğunlukla dirsek etrafında oluşurlar fakat vücudun herhangi başka yerinde ve hatta iç organlarda bulunabilirler.

Bazen Romatoid artritli hastalarda akciğer ve kalpte iltihap gelişebilir. Gözyaşı ve tükürük bezlerinin iltihabına bağlı göz kuruluğu ve ağız kuruluğu da ortaya çıkabilir.

Nadiren görülse de deri, sinirler ve diğer organlarda iltihaba yol açan damar duvarı iltihabı (romatoid vaskülit) gelişmesi de ihtimaller dahilindedir.

Romatoid Artrit Tedavisinde Kullanılan İlaçlar:

NSAİİ’lar ve aspirin iltihabı ve ağrıyı tedavi etmek için kullanılırlar. NSAİİ’ların kullanımı hastalık aktivitesini baskılama amaçlıdır. NSAİ ilaçlar ve aspirin mide kanaması gibi yan etkilere neden olabilir. Bu yüzden doktorunuz bu yan etkileri önleyecek ek ilaçlar reçete edecektir. Aspirin bazı doktorlarca RA tedavisi için kullanılmaktadır. Etkili olabilmek için normal dozundan çok daha yüksek dozlarda kullanılmalıdır. Aspirin diğer ilaçlara göre daha fazla mide problemlerine ve mide kanamalarına yol açmaktadır ve yüksek dozlarda kullanılması gerekmektedir bu nedenle RA tedavisinde aspirin tercih edilmemektedir.

NSAİİ’lar kortizonun ağrı kesici ve iltihap giderici etkisine yardımcı olmaları ve kortizon dozunun en aza indirilip hatta kesilmesine yardımcı olmaları nedeniyle de kortizon tedavisine yardımcı tedavi olarak kullanılmaktadır.

Analjezikler :

Aspirin veya NSAİİ’lara ek olarak ağrıyı hafifletmek için basit ağrı kesiciler de yardımcı olabilir. Bu ilaçlar parasetamol ve metamizol içerir.

Uyuşturucu özellikteki ağrı kesiciler yan etkileri, bağımlılık yapmaları ve iltihaba giderici olmadıkları için romatizmal hastalıkların tedavisinde önerilmezler. Bazı özel durumlarda hekim kontrolünde kullanılabilirler.

Glukokortikoidler (Kortizon):

Glukokortikoidler RA’ e bağlı şikayetleri azaltıp rahatlatmada oldukça etkilidirler. Hızlı ve güçlü bir ağrı kesici, iltihap giderici etkiye sahiptirler. Fakat uzun süre ve yüksek dozda kullanımlarda ciddi yan etkilere sahiptirler. Bazen ciddi organ tutulumu veya damar duvarı iltihabı (romatoid vaskülit) durumlarında yüksek doz kortizon kullanılabilir. Eklem iltihabını kontrol etmek için NSAİİ’larla birlikte düşük doz kortizon kullanılabilir. Bazı hastalarda hastalığa bağlı yakınmaların baskılanabilmesi için sürekli kortizon kullanmak zorunda kalınabilinir. Bu durumlarda kortizonun yan etkileri açısından sürekli kontrol altında tutulup gerekirse bunları önleyici tedaviler vermek gereklidir.

Kortizon ilaçlarının ampul formları bir veya daha fazla eklem içine enjeksiyon şeklinde uygulanabilir. Bu tür tedaviler hızlı bir şekilde iyileşme sağlayabilir. Sürekli ağrılı ve şiş olan veya sıklıkla alevlenme gösteren eklemleri rahatlatabilir. Etki belirli bölgede (lokal) olduğu için, eklem içine yapılan enjeksiyon iltihabı geçici olarak kontrol eder ve günlük kortizon haplarının sebep olduğu istenmeyen yan etkileri önler. Eğer enjeksiyonlar yılda birkaç kezden fazla yapılırsa eklemlerde zararlı yan etkilere yol açabilir. Eklem enjeksiyonları 3 aydan daha kısa sürede tekrarlanmamalıdır.

Hastalığı Modifiye Edici İlaçlar (Hastalık ilerlemesini ve alevlenmesini önleyen ilaçlar)

ALTIN TEDAVİSİ:

Altın, enjekte edilebilen altın tuzları şeklinde, RA tedavisinde 60 yıldan daha fazla süredir kullanılmaktadır. Altın enjeksiyonları kalça veya kol kaslarına yapılır. Hap formları (Ridoura) son 15 yıldır kullanılmaktadır. Son yıllarda, yeni gelişen tedaviler nedeniyle altın tedavisi pek çok romatolog tarafından tercih edilmemektedir.

METHOTREKSAT:

1980'lerin ortasından itibaren methotreksat sık kullanılan ve etkili bir ilaçtır. Metrotrexate haftada bir kez kullanılır. Tablet veya iğne çeşitleri vardır. Methotrexate asla her gün kullanılmamalıdır. Her gün kullanılırsa çok ciddi yan etkilere sebep olabilir. Methotrexate oldukça yüksek dozlarda çeşitli kanser hastalıklarında da kullanılan bir ilaçtır fakat RA’te daha düşük dozlarda ve haftada bir kez kullanılmaktadır.

Hidrosiklorokin ve klorokin (Sıtma ilaçları):

Malarya tedavisi için üretilen antimalaryal ilaçlar yıllardır RA tedavisi için kullanılmaktadır. Bu tedavi türünün bir örneği hidrosiklorokindir.Hidrsiklorokin eklemlerde ağrı, şişme, katılık ve ağrılarını rahatlamaya yarayan etkili bir ilaçtır. Günde bir veya iki defa ağızdan tablet olarak tok karına alınır. Ciddi yan etkileri sık değildir. Hidroksiklorokin alan hastalar yılda 1 kez, klorokin alan hastalar 6 ayda 1 kez görme alanı testi ile göz muayenesi olmalıdırlar. Göz üzerine yan etkiler nadirdir ve erken teşhis edilebilirse geri dönüşümlüdür, kalıcı hasar bırakmaz.

Sülfasalazine :

Sülfasalazine (Salazopyrin) bir antibiyotik ve bir iltihap giderici ilaçtan oluşan bir ilaçtır.

Leflunamid:

Romatoid artrit tedavisinde hastalığı modifiye edici olarak kullanılan yeni bir ilaçtır. Leflunamid’i kullanırken kan sayımı ve karaciğer fonksiyon testlerini içeren ilaç etkilerini takip etmek için belirli kan testlerine ihtiyaç duyulur. Yan etkiler deri döküntüleri, mide barsak yakınmaları, karaciğere ait enzim bozuklukları ve geri dönüşümlü saç dökülmesidir. Aktif enfeksiyonu olanlar bu ilacı kullanmamalıdır.

Biyolojik ilaçlar:

Romatoid artrit tedavisinde biyolojik ilaçlar adı verilen yeni bir ilaç grubu 1998'lerin sonunda bulunmuştur.

Etanerecpt, infliximab, adalimumab başka ilaçların yaptığı gibi tüm bağışıklık (savunma) sistemini etkilemeden RA’in oluşmasında rol oynayan özel kimyasal maddeleri hedef alır. Bu biyolojik ilaçlar iltihap ve doku hasarında önemli bir rol oynayan TNF denen kimyasal maddeyi bloke ederler.

Etanercept deri altına hasta veya hasta yakını tarafından haftada 2 kez enjekte edilir. Evde uygulanımı, uygulama esnasında hastaneye yatmak zorunda olunmaması önemli bir avantajıdır. Bazılarına göre tedavinin etkisi birkaç hafta içinde ortaya çıkar. Büyük bir çoğunlukta ise etkisi 3 ay içinde oluşmaktadır.

İnfliximab ilk iki dozu 15 günde bir, üçüncü dozu bir ay sonra ve daha sonraki dozları iki ayda bir damardan serum şeklinde yapılır. Bu ilaçla birlikte MTX tedavisi de verilir..

Adalimumab 15 günde bir kez cilt altına enjekte edilir. Evde uygulanım kolaylığı ve rahatlığı vardır. Hasta veya hasta yakını tarafından rahatça uygulanabilir. Enjeksiyon bölgesinde birkaç gün içinde kaybolan hafif bir kızarıklık ve kaşıntı olabilir.

--

--