Türkiye ve Bulut Bilişim Gerçeği

Hakan Ungan
SabancıDx
5 min readJun 7, 2019

--

Tüm dünyada bulut teknolojilerinin kullanımı hızla artarken Türkiye’de benzer bir trend maalesef göremiyoruz, Türkiye’de bulut teknolojilerinin kullanımı da artış trendinde ancak bu artış yurtdışına göre oldukça cılız kalmaktadır. Bunun nedenlerini incelersek temelde iki konu ağırlık kazanmaktadır: döviz kurlarındaki artış ve yanlış zihniyet.

Döviz kurlarının sürekli değişkenlik gösterdiği ve artış trendinde olduğu gerçeğini düşündüğümüzde birçok avantajına rağmen bulut servislerinin kullanımı Türkiye’deki bir çok firmaya cazip gelmemektedir. Her ne kadar Bulut üzerinden hizmet aldığınızda herhangi bir başlangıç yatırımı gerektirmeyen kullandıkça öde hizmet modeli(Opex) ile aylık veya yıllık bazda ödeyeceğiniz fiyatı dolar bazında sabitlemenize ve özellikle non-prod sistemleri kullanmadığınızda kapatıp istediğinizde açabilecek şekilde otomasyon özellikleri kullanabilmenize rağmen döviz kurlarındaki dalgalamalar nedeniyle TL bazında ödeyeceğiniz rakamlar genelde artış trendindedirler. Gerçi döviz kurundaki artışlar BT dünyasında her şeyin maliyetinin artmasına neden oluyor ama veri merkezleri için dönemsel donanım ve yazlım satın alımlarında tedarikcilerden alınan yüksek indirim rakamları ile döviz kurlarındaki artışlar bir sonraki alıma kadar bir süre de olsa tolere edilmiş oluyor. Ama burada unutulmaması gereken konu henüz kullanmadığınız ileride kullanacağınız atıl kapasiteye baştan yatırım yapmış oluyorsunuz.

Bir diğer önemli konu buluttan aldığınız altyapı hizmetlerinin(IaaS) kullanım bedelleri ile onPremdeki maliyetlerin karşılaştırılmasında yapılan adeletsizlik. Siz onPremde veri merkezi altyapısını kurmak ve yaşatmak için bina, soğutma sistemleri, sunucular, depolama üniteleri, güvenlik donanım ve yazılımları, lisanslar gibi bir ton yatırım yapmışsınız para harcamışsınız sonrasında da altyapı hizmetlerini müşterilerinize satıyorsunuz. Sattığınız rakamların içine başlangıç yatırımlarını dahil etmeksizin sadece belirli maliyet kalemlerini esas alarak satış rakamlarınızı belirlemişseniz buluttaki IaaS servisleri ile karşılaştırıp bulut pahalı diye düşünebilirsiniz. Adil olmak için onPremdeki altyapı toplam sahip olma bedeli(TCO) rakamlarını esas alarak buluttaki maliyetleri karşılaştırmak gereklidir. Başlangıç yatırımlarını gözardı ettiğinizde bulut rakamları yüksek görüyor olabilir. Bu arada bulut bilişimin yönetim kolaylığı da gözardı ediliyor , buluttaki her türlü servise bir kod parçası ile API’lar üzeriden erişebiliyorsunuz. Infrastructure as Code (IaC) olarak da adlandırılan bu özellikle sunucularınızı ve üzerinde çalışan yazılımları, güvenlik ayarlarını küçük kod parçaları ile otomatize edebilirsiniz. Böylece onPremdeki bu sunucuları yönetmek için gerekli insan kaynağına göre çok daha az sayıda insan kaynağı ile sistemlerinizi yönetmeniz mümkün aynı zamanda yüke göre otomatik ölçeklenebilen yüksek erişimli uygulamalar geliştirmeniz mümkün. Bu nedenle tüm maliyet unsurlarını gözönüne alarak gerçekçi bir maliyet karşılaştırması yapmak doğru olacaktır.

Türkiye’de bulut bilişiminin yeterince gelişmesini engelleyen konulardan biri de SPK, BDDK, KVKK gibi kanunların getirdiği kısıtlar ve net tanımlı olmayan kanun maddeleri. Katıldığım bir toplantıda SPK temsicilerinin bırakın finansal sistemleri, mail sistemlerinin bile yurtdışında tutulup tutulamayacağı konusunda net bir şey söylemeye çekindiklerine ya da kendi aralarında fikir birliğinde olmadıklarına şahit oldum. Bu şartlarda firmalar da denetimlerde aman başımız ağrımasın diye azami ölçüde korumacı davranarak uygulamalarını yurtiçindeki sunucularda tutma eylimindedirler. Bu arada ülkemizde çoğu şeyin düzgün bir tanımı ve uygulama standartları olmadığı gibi bulut konusunda da farklı farklı uygulamalar söz konusudur. Bazı kamu kuruluşları bulut teknolojilerini hiç kullanmaz iken bazı kamu kuruluşlarının kritik uygulamalarını bulut üzerinde çalıştırdığını söylemeden geçemeyeceğim. Kanun koyucular ve devleti yönetenler bulut bilişim konusunda yeterli bilgiye sahip olmadığından veya bilgilendirilmediklerinden sanki her şey fiziksel sunucularda imiş gibi değerlendirmektedir. Gerekirse sunucuya ve harddiske el koyup denetleyebiliriz ya da bilgilerimiz çalınır zihniyeti ile verilerin yurtdışına çıkarılmasına sıcak bakmamaktadırlar. Oysa günümüzde sanal sunucu kullanımları %80'lerin üstündedir ortalıkta fiziksel taşıyabileceğiniz bir ortam çoğu zaman bulunmamaktadır. Bu kapsamda bence en kolay denetlenebilecek sistemler bulut üzerinde çalışanlardır, buluttaki uygulamalar çok kolay bir şekilde gerekli yetki tanımlamaları ile isteyen herkesin erişimine açılıp denetlenebilirler ve yapılan değişiklikler sürekli kayıt altındadır ve denetlemeye açıktır. Türkiyede hiçbir veri merkezi hizmeti veren firmanın sağlayamadığı çok sayıda uyumluluk ve güvenlik standartlarını destekleyen bulut servis sağlayıcılarına bu kapsamda haksızlık edildiğini düşünmekteyim.

Bulut bilişimde yanlış bir algıyı da düzeltmek gerek. Türkiye’de çoğu firmanın gözünde bulut teknolojileri denildiğinde IaaS olarak adlandırılan altyapı servisleri canlanmaktadır. Oysa bulut teknolojilerinden gerçek faydayı Container as a Service (CaaS), Platform as a Service (PaaS), Function as a Service(FaaS) olarak adlandırdığımız servisleri kullanmaya başladığında hem maliyet hem de kullanım kolaylığı, esneklik ve ölçeklenebilirlik anlamında göreceksiniz. Sadece IaaS altyapı servislerini kullanmak için buluta geçmeyin çok büyük bir fayda sağlayamazsınız, amacınız mevcut uygulamalarınızı modernize edip cloud ready hale getirmek ya da yeni geliştireceklerinizi cloud native olarak geliştirmek olsun.

Buluta geçişin en büyük avantajlarından biri de yenlikçi teknolojilere hızlıca adapte olabilme imkanı sunmasıdır, Veri analitiği, makine öğrenme gibi teknolojileri DevOps gibi kültürleri şirketinize adapte etmek için en pratik ve kolay yöntem bulut teknolojilerini kullanmanızdır. Yeri gelmişken bilgi 21. yüzyılın petrolüdür deniliyor eğer onu işleyip anlamlı sonuçlar elde edebilirsek. Aksi durumda verinin hamallığını yapmaktan başka bir şey yapmamış oluruz.

Türkiye’de küresel veya ulusal ölçekte kullanılan kurumsal uygulama geliştiren firmaların sayısının artması ile bulut teknolojilerinin kullanımının ivmeleneceğini düşünüyorum, iş yazılımda bitiyor ancak bu düzeyde kod geliştiren firma sayısı Türkiye’de sanırım bir elin parmaklarını geçmiyor. Üniversitelerde temel dersler veriliyor ancak bu ölçekte bir uygulama geliştirmek için bu yeterli değil, fikirlerin koda dönüşüp kullanıma geçmesine kadar iyi bir analiz, tasarım, geliştirme, proje yönetimi ve ekip çalışması gerekiyor, kendi alanlarında yetişmiş insan kaynağı da tabi ki işin olmazsa olmazı.

Türkiye’de bulut teknolojilerininin kullanımını kısıtlamak bilmeyerek de olsa Türkiye’nin gelişimine engel olmak demektir. Bulut teknolojilerinin kullanımının artması Türkiye’nin küresel pazarda internet üzerinden iş yapabilecek firmalarının da artması ve daha çok milli gelir anlamına gelir. Türkiye’nin ilerlemesi teknoloji alanındaki gelişmeler ile de orantılıdır. Bu kapsamda gelişen teknolojileri takip etmek ve hızlı adapte etmek için de en uygun ortamlar bulut teknolojileridir.

Paramız dışarı gitmesin bu yatırımı yurt içindeki veri merkezlerini kullanarak niye yapmıyoruz diye sorabilirsiniz cevabım bu esneklik ve kolaylıkta bu kadar servis çeşitliliğine sahip bir altyapıya sahip olmanız yıllar sürer ayrıca böyle bir teknolojiyi geliştirebilecek yetişmiş insan kaynağını bulmanız oldukça zor, varsayalım insan kaynağını buldunuz bu altyapıyı geliştireceğiniz sürede mevcut bulut sağlayıcıların ulaşacağı teknolojiyi hayal bile edemiyorum. Bir örnek vermek gerekirse AWS ilk servisini 2004'de kullanıma açtı yani bu olgunluğa ulaşması 15 yılı buldu, bitti mi hayır, halen de yeni servisler geliştirmeye devam ediyorlar. Bir diğer konu Türkiye’de bu büyüklükte yatırım yapacak mentaliteye sahip bir firma henüz göremedim. Büyük veri merkezine sahip birçok yerli firma bırakın birden fazla servis vermeyi sadece sunucu hosting hizmeti vermektedir. Şu an için böyle bir yatırım yapmak boşa para harcamak anlamına gelir ama ileride yetişmiş insan kaynağı artışı ve ciddi yatırımlarla bu iş başarılabilir.

Mevcut koşullardaki tüm kısıtlara rağmen fırsat bulup katılabildiğim bulut etkinliklerinde bulut teknolojilerine olan ilginin ve katılımcı sayısının gitgide arttığını gözlemlemekteyim, yeterli mi değil, bu ilginin bulut üzerinde koşan uygulamalara ve iş fırsatlarına dönüşmesi dileğimle…

--

--

Hakan Ungan
SabancıDx

Bulut, Yazılım geliştirme ve BT Operasyon yönetimi konusunda deneyimli kıdemli uzman ve yönetici. Cloud, DevOps, ITIL, ITOM, Microservices ilgi alanlarım.