başlarken…

ecem hanay
sade
Published in
2 min readMay 7, 2018

Rollo May Yaratma Cesareti kitabında “Cesaret nedir?” sorusuna cevap ararken şöyle der: “Eğer kendi özgün fikirlerinizi ifade etmezseniz, kendi varlığınızı dinlemezseniz, kendinize ihanet etmiş olacaksınız. Bütüne katkıda bulunmadığınız için ihanetiniz toplumumuza da karşı olacak.” Kendime daha fazla ihanet edemezdim. Yüksek sesle “Benim böyle bir fikrim var, bunu yapmak istiyorum” demek cesaret istiyordu. Sesim başka insanlara ulaştığında, çıkmak üzere olduğum yol ise içinde fazlasıyla emek, gözyaşı ve umut…

Şu an okuduğunuz bu satırlar, haftalarca süren bir serüvenin nihai hali. Hayatımın bir parçası haline gelen yazma eylemi böyle güzel bir hediye verdi bana. Eksikleri, hataları vardır ve olacaktır elbet ama her yeni gün daha iyisi için çalışma gayesiyle çıktım yola. Bu yüzden emin olun içime sinmeseydi şu an bu cümleleri okuyor olmazdınız.

“İlk sayıda neden Proust peki?” sorusunun cevabı oldukça açık. Proust’un kelimeleri arasında kendimi ararken kayboluyorum. Hiç yaşanmamış bir zamandan yarattığı şahane kurgu size de ulaşsın istiyorum.

Kolay değildi. Pes etmeyi düşündüğüm nice anda bana vazgeçmemem gerektiğini hatırlatan dostlara, okuduğum binlerce satıra, teşekkür ederim.

Bana inanıp ilk günden beri destek olan, yazılarıyla can veren Damla, Pelin ve Şafak, tasarımla ilgili her sorumu sabırla cevaplayan Sinem, siz olmasaydınız, olmazdı. İyi ki varsınız! Proust’un Kayıp Zamanın İzinde serisini Türkçe’ye çeviren Roza Hakmen’e, Proust’la ilgili kitap çevirileri için Işık Ergüden ve Banu Tellioğlu’na özel bir teşekkür.

Anne, baba, aldığım her nefes sizin sayenizde.

En büyük teşekkürüm size!

Şimdi sade’ye hoş geldiniz diyorum.

Sonrası, iyilik güzellik…

--

--