Bu sezonun etkileyici oyunları

Balat Monologlar Müzesi

ecem hanay
sade
3 min readMay 5, 2018

--

Balat’ta, terk edilmiş Yuvakimyon Rum Kız Lisesi binasının Ahmet Sami Özbudak fikri ve Galata Perform yapımıyla oyun müzesine dönüştürüldüğü projede; 11 farklı odada aynı anda başlayan 11 farklı oyun, 11 farklı hikaye bir anda onlarca farklı düğüm oluveriyor boğazınızda.

Her hikayenin ortak bir noktası var: Balat. Zaten ismini de buradan alıyor. Yuvakimyon Rum Kız Lisesi’nin etkileyici atmosferi ve kokusu zaten içeri girdiğiniz anda hikayelere tanıklık etmenize yardımcı oluyor. Her oyun 4 kez oynanıyor. Ne özel bir ışık tasarımı var, ne koca koca dekorlar. Yalın hikayeler ve güçlü oyunculuklarıyla gözlerinizin içine baka baka anlatıyorlar Balat’ın o etkileyici hikayelerini.

Kürklü Venüs

Pervin Bağdat ve Ersin Umut Güler’in oynuyor. Ersin Umut Güler aynı zamanda oyunun yönetmeni.

Pervin Bağdat, oyunun içindeki yapay oyunculuğunu oynarkenki doğallığı etkiliyor ilk önce beni.

Metnin zekice tasarlanmış ince esprilerini doğal ve güçlü oyunculukları ile ortaya koyuyorlar. Oyun bazı anlarda sizi tedirgin ederken, sonunda rol değişimi ile cinsiyetçilik kavramını sorgulatan mesajı kesinlikle çok gerçekti. Bir tarafta avam bir kadından Vanda’ya dönüşen Pervin Bağdat, diğer tarafta otoriter bir yönetmen iken kendini köle olarak bulan ersin Umut Güler; oyunculuklarını abartıdan uzak ve samimiyetle ortaya koyuyorlar bu sezonun en etkileyici oyunlarından oldu benim için.

İntiharın Genel Provası

Daha ilk dakikalarda dördüncü duvarın yıkıldığı bir oyun.

Erdem Akakçe, Fatih Koyunoğlu, Kadir Çermik ve Selen Öztürk’ün oynadığı TiyatroAdam yapımı kara komedi bir sistem eleştirisi.

İzlerken hem düşünecek, hem gülecek hem de bugünden çok şey bulacak ve sistemi sorgulayacaksınız.

Gidin izleyin ve “Kurt neden ot yemez” öğrenin.

Seni Seviyorum Türkiye

Ceren Ercan’ın güçlü kalemi ile ince ince işlediği mizah Yelda Baskın’ın etkili rejisiyle ortaya çıkardığı, bu sezonun benim için en favori oyunu.

Dekor yok denecek kadar az. Gündelik, politik ve toplumsal sorunlara bakacağınız birkaç farklı pencere sunuyor oyun size.

Hayata tutunmaya çalışmak ne derece zor olabilir? Metnin sahne üzerindeki ihtiyacını çok iyi karşılayan oyunculuklar görüyorsunuz.

Ya sev ya terk et deyip, ağlanacak haline gülenlerden olursunuz. Sokakta konuşulanı güncel olarak sahnede yakalıyorsunuz ve oyuna teslim oluyorsunuz. Yaşanılanlar ve anlatılanlar o kadar bizden ki izlediğiniz karakterlerin her biri mutlaka hayatımızın bir köşesinde yer edinmiş. Seyirci olarak gittiğiniz o koltuklarda sadece seyirci kalamıyorsunuz. Oyuncular sizi örümcek ağı gibi hislerle sarıyorlar.

Çok basit gibi duran “Taksim çok bozuldu” cümlesinden bahsederken gözleriniz doluyor. Bu oyun senin, benim, bizim..

Kapana sıkışmış beş kişiden fazlası oyunda oyuncu aslında. Avrupa bölümünde güçlü gerçekler yüzünüze tokat gibi çarpıyor. İnsanların sıkışmışlığı, çaresizliği nerede yan yana durup nerede duramadığı ile yüzleşiyorsunuz.

Ceren Ercan en zoru başarmış: bu günü bugün anlatabilmeyi.

Benim için bu sezonun en etkileyici oyunu. Mutlaka görün…

Gökçe Göksu

--

--