Mimari 101: Bauhaus Ekolü

C. Yasar
Sanat, Felsefe ve Bilim
3 min readMar 26, 2022
Bauhaus, Dessau-Almanya

20. yüzyılda mimari, tasarım, sanat alanlarında yeni akımlar yaratan Bauhaus okulunun kuruluşundaki önceliği; mimarlık okulu ve güzel sanatlar akademisi yaratmak ve yeni bir mimari stil başlatmaktı.

Bauhaus nedir?

Bauhaus sözcüğü Almancada yapım-evi gibi bir anlama geliyor, kurucusu da Alman mimar Walter Gropius. Okul, kuruluşuyla beraber seçkin mimar ve sanatçıları bir araya getirmiş, sadece eğitim kurumu yaratmayıp üretim yapılan ve çeşitli tartışmaların da yapıldığı bir yer olmuştur.

Endüstriyel tasarım ve şehir planlama konularında yenilikler getirip Bauhaus Ekolü adıyla bir akım yaratarak sanatı tüm yönleriyle etkilemeyi de başarmıştır.

Okulun temelinde sanatsal ve uygulamalı öğretim yatıyordu. Öğrenciler seçtikleri çalışma atölyelerine katılıp çalışmalarını tamamladıktan sonra zorunlu hazırlık kurslarını da tamamlıyor ve böylece temel sanat bilgisi ve uygulamalar harmanlanmış oluyordu.

Akımın endüstri ürünleri ve bu ürünlerin tasarımına yönelmesinin temelinde ise makina sempatisi yatıyordu. Bauhausçular makinaya pozitif yaklaşıyorlardı. Dünyadaki pek çok mimarlık okulunca benimsenmiş olan tasarım dersi fikri de ilk burada oluşmuştu.

Bauhaus ve mimarlık

Bauhaus’a göre binalar, tüm sanatların birleştiği en yüksek noktalardı. Çalışma atölyeleri mimarlık ofislerinde gerçekleşiyor, aynı zamanda yeni yaşama biçimleri de geliştiriliyordu. Atölyeler ise baskı teknikleri, seramik, tekstil, ahşap, duvar, boyama, metal ve mobilya üzerine gerçekleştiriliyordu.

Bauhaus mimarisinin ayırt edici özellikleri arasında dekorda az görülen soyut şekiller, basit renkler, işlevsel çizgiler, bütünsel tasarım ve cam (duvar olarak), beton (bina yapımında), çelik (iç dekorasyon parçaları, mobilyalarda) gibi temel endüstriyel malzemeler yer almaktadır.

Mimari yapılarda sadeliği önemseyen kurucu mimar Walter Gropius, yapıların ihtiyaçlarını karşılarken çevre ile de uyumlu olması gerektiğine inanıyordu. Bu sayede cam gibi malzemelerle saydam görünüm kazanan yapılar iç ve dış mekanda birleşimi sağlıyordu.

Bauhaus mimarisi, dönemine kadar süslü ve bezeli olan dekorasyonu minimal çizgilerle buluşturup modernize hale getirdi ve özellikle ofislerde ön plana çıkan endüstriyel tasarımı hayatlarımıza dahil etti. Bugün cam dış cepheye sahip yapılar bize Bauhaus döneminden kalan örneklerden biridir.

Bauhaus’ta sanat

“Sanat artık belli bir kesimin lüksü olmaktan çıkıp geniş kitlelere hitap etmeli ve halk tarafından tecrübe edilmelidir. Amaç tüm sanat dallarını yeni mimarinin kanatları altında birleştirmektir.” (Bauhaus Manifestosu 1919 Mimar Walter Gropius)

Bauhaus, öğretmenlerinin sanatçı olduğu bir okuldu. Modern resimle ilgili fikirler üretilir; Wassily Kandinsky, P. Klee ve diğer sanatçılar, resimlerin geleneksel anlamlarından ayrılarak, soyutlama ve sanatsal tasarımın teorilerini ve de yasalarını analiz etmeye yönelirlerdi.

Bauhaus sanat akımı sanatın tümüyle insanların yararına kullanılmasını hedefliyordu. Bu düşünceye göre bir şey amacına göre tasarlanırsa güzelliği de bu sayede kendiliğinden gelmiş olacaktı.

1919'da mimar Walter Gropius tarafından kurulan Bauhaus Sanat Akımı Okulu, Nazi rejiminin baskısına daha fazla karşı gelemediği için 1933 yılında kapatıldı. Ardından öğretmenlerin bir kısmı Amerika’ya giderek Bauhaus ekolünü burada devam ettirmeyi başarmışlardır.

--

--