Sürdürülebilirlik ve Mimari

C. Yasar
Sanat, Felsefe ve Bilim
3 min readApr 8, 2022
Unsplash

Sürdürülebilirlik… Son yıllarda popülaritesi gittikçe artmaya başlayan bu kelime aslında nedir ve bizler için ne ifade ediyor?

Sürdürülebilirlik farklı sektörlerde son bir kaç yıldır, özellikle iklim değişikliği ve çevre bilincinin globalde artmasıyla yaygın biçimde duymaya başladığımız bir konu oldu. Kavramın ortaya çıkış tarihi ise oldukça eski; Birleşmiş Milletler tarafından 1987 yılında yayınlanan Ortak Geleceğimiz adlı rapora kadar uzanıyor.

Raporda yer alan tanımıyla Sürdürülebilir Gelişme: “Gelecek nesillerin kendi ihtiyaçlarını karşılama yeteneklerinden ödün vermeden günümüzün ihtiyaçlarını karşılayan gelişme”

Sürdürülebilirliğin sağlanabilmesi Ekonomi, Toplum ve Çevre faktörlerinin dengeli yönetilmesine bağlı bir durum.

Ekonomik sürdürülebilirlik, üretim faktörlerinin devamlılığı açısından önemlidir. Sosyal (toplumsal) sürdürülebilirlik, eğitim, yaşam kalitesi, güvenli bir yaşam gibi toplumsal koşulların devamlılığına odaklanır. Çevresel sürdürülebilirlik ise doğal kaynaklarımızın sonsuz olmadığını, bir gün tükenebileceğini hatırlamamız gereken ekolojik bir kapsamı ifade ediyor.

Sürdürülebilir moda (ikinci el kıyafet satın almak, geri dönüştürülmüş materyaller ile üretilen parçalar veya vegan deri ürünler satın almak), sürdürülebilir gastronomi (daha az hayvansal gıda tüketmeyi denemek ve saksı yetiştiriciliği vs.) ve hatta sürdürülebilir mimari ile bugün bireyler ve işletmeler daha bilinçli adımlar atmaya özen gösteriyor. Çünkü tüm bunlar insanlığın yaşamını devam ettirebilmesi ve gelecek kuşaklara da kullanılabilir kaynaklar bırakmamız açısından oldukça önemli.

Sürdürülebilir Mimari

Binaların doğa ve insanla ilişkilerini odak noktasına alan sürdürülebilir mimarlığın temel özelliklerinden biri, yenilenebilir enerji kaynaklarına öncelik vermesidir. Yapıların çevre dostu olması ve kullanılan enerjinin verimliliği sayesinde “yeşil mimari” ya da “ekolojik mimari” olarak adlandırılan mekanlar ortaya çıkmaya başlamıştır.

Güneş panelleri, küçük rüzgar türbinleri ve güneş enerjili su ısıtma sistemleri, yenilenebilir enerji üretimi kaynaklarının başlıcalarındandır.

https://docs.google.com/forms/d/e/1FAIpQLSfr-ewn24xtQM1n-7zY4DNOGr3oSNSlkQPXBYchjwDcUaF44A/viewform

Sürdürülebilir mimaride geri dönüştürülmüş ya da ikinci el dediğimiz malzemeler ile yapılar inşa edilir. Eski veya yıkılan binalardan temin edilen sağlam ürünlerin yeni yapılarda kullanılması hem dönüşümü sağlar hem de yeni malzeme üretilmesinde harcanan enerjinin dolaylı yoldan azalmasına katkı sunar.

Bina yerleşimi sürdürülebilir mimarinin en kritik başlıklarından biridir. Özellikle pandemi ile birlikte kalabalıktan ve şehir merkezinden uzakta, doğa ile iç içe adı altında sunulan yeni yapı projeleri aslında bir yandan nüfusu farklı bir yöne, farklı bir sahaya çekmeye başlıyor.

Görsel: https://hbrturkiye.com/blog/surdurulebilir-mimarinin-temeli-inovasyon

Şehir merkezinden uzakta denilen yere ulaşım için normalden fazla enerji harcanıyor, daha fazla araba emisyonlarına sebep oluyor. Yeni yollar yapılıyor derken nüfus hareketi bu çevrede yayılmaya başlıyor. Bunun yerine doğru şehircilik politikası ile yürüme mesafesinde, toplu taşıma ya da bisikletle ulaşılabilir mesafede ev ve işyerleri planlanması çok daha yerinde bir durum olabilir.

İklim değişiklikleri, çevre sorunları ve doğal kaynakların kısıtlılığı gibi büyük faktörler hayatlarımızı pek çok yönden etkiliyor ve etkilemeye de devam edecek.

Sürdürülebilir mimarlığın getirdiği, gelecek yıllara ve nesillere yaşanabilir bir çevre bırakma anlayışı daha efektif şekilde benimsenmelidir.

--

--