3 Günde Bosna-Hersek: Saraybosna, Mostar, Travnik

Halil İbrahim İzgi
Saraybosna Günlükleri
8 min readApr 8, 2015

Bosna-Hersek’e ilk olarak gitmek isteyen arkadaşlar zaman zaman yolculuk tavsiyeleri istiyorlar. Şimdilik 3 defa gitmiş birisi olarak yaşadığım tecrübeleri aktarmaktan mutluluk duyuyorum. Ömrümün sonuna kadar seveceğim bir ülkeyi sevdiğim kişilere anlatma sanırım dünyadaki en güzel şeylerden birisi. Seyahat tavsiyelerini blog yazısı olarak aktararak gidecek arkadaşlara fikir vermeyi amaçlıyorum. Ancak her yolculuğun kendi kaderi vardır. Bu nedenle seyahat tavsiyeleri aklınızda bulunsa güzel olur ama uymamak daha iyi olabilir.

Bosna-Hersek vize istemez. Bu nedenle sadece geçerli bir pasaport ile giriş yapabilirsiniz.

Yapmanız gereken ilk şey gideceğiniz tarihi belirlemek ve bir uçak bileti almaktır. THY ve Pegasus Saraybosna’ya uçar. THY pahalı Pegasus ucuzdur. Ancak THY’nin kampanya dönemleri Pegasus kadar ucuz olabilir. O zamanlar dışında eğer fiyata duyarlı bir yolculuk planınız varsa Pegasus Havayollarını tercih etmenizi öneririm. 250 lira gibi bir fiyata gidiş dönüş bileti alabilirsiniz.

Birden fazla kişi olarak ve bir tura bağlı gitmiyorsanız araç kiralamanızı öneririm. 3 gün için 100 Euro (200 KM — Konvertible Mark — Bosna Hersek para birimi) gibi bir rakama araç kiralayabilirsiniz. Ben Hyundai.ba’dan iki defa kiralama yaptım. En uygunu orası. Ufak tefek kazalarda sadece bir form doldurup bilgi veriyorsunuz. Foto filan istemiyorlar. (Evet tecrübem oldu) Ama mevsim farklılıkları nedeniyle bazen fiyatları şişiyor. Diğer bir yer de Hertz’di. Hertz full kaskoyu ek ücretle yapıyor. Tam kasko olmasına dikkat edin. Benzin fiyatı Türkiye’den hayli ucuz olduğu için gaza basabilirsiniz. Ülkedeki mesafelerin kısa olması sizi yanıltmasın yollar nadiren 60 km’nin üzerine çıkmanıza izin veriyor.

Konaklama için internet üzerinden araştırma yapabilirsiniz. Gidişlerimde Hotel Hayat, Motel Seher ve AirBnB’den kiraladığımız bir aile dairesi olmak üzere üç ayrı yerde kaldık. Fiyatları da kişi/gece olarak 25 Euro — 20 Euro ve 10 Euro idi. Her gidişte daha uygun fiyatlı yer bulmak mümkün. Bu tabi tercihlerle de alakalı. Dikkat edeceğiniz şey otoparkı olan ve Başçarşı’ya yürüme mesafesindeki bir yer olmasıdır. Mostar ve Travnik ziyaretlerinizi günübirlik yaparak güzel Saraybosna’ya dönmeniz yerinde olur. Hırvatistan’ı da kapsayacak bir geziniz varsa Mostar’da kalınabilir.

Yanınıza Euro alıp bozdurabilirsiniz. Başçarşı’daki döviz büroları veya sıklıkla rastlayacağınız Ziraat Bankası şubelerinde bu ihtiyacınızı karşılayabilirsiniz. Kredi kartı hemen hemen her yerde geçiyor.

Türkiye’den giderken eğer farklı damak tatlarına kapalı birisi iseniz Halk Ekmek’ten bol bol Altın Çörek alıp çantanıza atabilirsiniz. Ancak canım Boşnak börekleri ve çevapi varken kendinize yazık etmiş olursunuz.

Uçağa bindiniz ve Saraybosna’ya indiniz. İstanbul’a nazaran çok tenha hatta bomboş bir havalimanı ile karşılaşıyorsunuz. Gümrük kontrolünün ardından kiraladığınız aracı almak için bankoya gidin. Hyundai’den kiralıyorsanız muhtemelen Adnan’la görüşürsünüz. Kredi kartınızdan güvence için bir miktar bloke ediyorlar. Çekim değil, endişeye mahal yok. Hyundai’den kiralıyorsanız Emir size arabayı teslim edecek. Arabayı çalıştırıp “Allah’a emanet” deyip şehir merkezine gidersiniz. Cep telefonunuzun haritasından gideceğiniz yeri kolayca bulabilirsiniz. Kaybolmanız imkansız gibi bir şey. Centar yazılarını takip edin. Milyaçka’nın yanında tramvaylarla gideceksiniz. Yol bazen aniden daralabilir. Tek yön olan yerlerde sola dönecekler için yol vermeniz filan gerekebilir.

Kalacağınız yere ulaştıktan sonra ilk olarak Alija’nın mezarını ziyaret etmenizi öneririm. Desturuyla şehre girmek önem verdiğim bir şey. Hem de hasret gidermiş oluyoruz bu ziyaretle. Kovaçi Şehitliğinin üst tarafında Alija Müzesi ve onun yanında beyaz rengiyle Saraybosna Mevlevihanesi var. Ben son gittiğimde yoktu. Eski yeri Konya Selçuklu Belediyesi ihya etmiş. Açılışını Dışişleri Bakanı Davutoğlu ve yeniden açıldıktan sonraki ilk Mesnevi dersini de Ömer Tuğrul İnançer vermişti. Giderseniz yorumları beklerim.

Başçarşı’da Gazi Hüsrev Bey Camisi’ne ve diğer camilere gidersiniz. Karnınız acıktıysa aslında acıkmadıysa da eski Galatasaraylı Tarık Hoçiç’in köfteci dükkanında lezzetli bir çevapi menüsünü gövdeye indirebilirsiniz. Yerin adı Galatasaray. Gazi Hüsrev Bey Camii’nin yakınında.

Yemekten sonra kahve için Moriçe Han’ı tavsiye ederim. Güzel sunumuyla ve yanında lokumuyla kahva size iyi gelecektir. Hanın üst katında Alija’nın Mladi Müslümani’yi kurduğu ofis yer alıyor.

Kahve için diğer bir adres de Kuca Sevdaha ( Kuca ev demek sevda da sevda işte.) Sevda Kuca’da güzel sevdalinkalar dinleyebilirsiniz. Bazı akşamlar canlı performans da oluyormuş. Ancak denk gelmedim. İçerisi bir sevdalinka müzesi adeta. Ancak Bosna-Hersek’te kapalı yerlerde sigara içme yasağı olmadığını ifade edelim.

Çıkınca belki tarihi Sebil’in önünde güvercinlerin yanında bir fotoğraf çekritmek istersiniz. Yandaki caminin avlusuna girmeyi de ihmal etmeyin. Güzel güller var. Camilerin önündeki ölüm ilanlar bizde olmayan bir ayrıntı.

Milyaçka’ya doğru ilerlediğinizde Latin Köprüsü olarak ifade edilen köprüyü göreceksiniz. Bildiğim kadarıyla Osmanlı eseri ama öyle deniyor. Neyse… O köprüden geçmeden önce bir binada Muzej yazan bir bina göreceksiniz. Şehir Müzesi’nin bir kısmı burada… Köprü Avusturya Macaristan veliahtının suikaste uğradığı yer ve müzede de suikast silahı dahil olmak üzere şehrin Avusturya Macaristan dönemine ilişkin belgeler filan var. Türk turistler pek uğramaz ama siz gidin derim.

Köprünün karşısında yeşillikler içinde iki katlı üstü ahşap bir kafe göreceksiniz. Avusturya Macaristan zamanında müzik ve dans yeriymiş. Orada da kahve içmek güzel… Mevkinin adı At Mejdan… Kablosuz internet şifresini unuttum. Garsona sorarsınız.

Hünkâr Camii var. Nehrin karşı yakasında gittiyseniz kendine çeker zaten. Sabah namazı için Başçarşı’nın içinden bu camiye gitmek benim için güzel bir anıydı.

Köprüden geçtikten sonra sol kısımda İnat Kuça diye bir yer var. Bildiğiniz inat işte. Tam karşısındaki eski belediye binası yapılırken adamın evini zorla istimlak etmek istemişler o da inadım inat deyip evi aynı şekilde nehrin karşı tarafına taşıtmış. Güzel Boşnak yemeklerinin olduğu bir lokanta şimdi… Yemeklerin hepsini tecrübe etmek için karışık bir tabak denemiştim.

Milyaçka Nehrinin üzerindeki köprülerden biri dikkatinizi çekecektir. Biraz ileride olan Festina Lente… Yavaşça acele et demek. İlk ziyaretimizde olmayan sonradan yapılan bir köprü. Fiyonk biçiminde. Eski bir kilise olan Güzel Sanatlar Fakültesi’ni diğer tarafa bağlıyor. İşte o köprüden çıktıktan sonra kaşıdaki sokağa devam ederseniz Robna kuća taksi durağından önce Buybook kitapçısını göreceksiniz. Sevdiğim bir kitapçı. Sanırım şehrin en iyi kitapçılarından biri…

Çıktıktan sonra köşeye gittiğinizde BBI Center var. En büyük alışveriş merkezi. Al Jazeera Balkans’ın da merkezi. İçerisi bildiğiniz alışveriş merkezi işte. İhtiyacınız yoksa girmeye değmez. Ancak önündeki Cordoba Cafe güzel. Yazın dondurma durağımızdı. Önündeki Sarajevo 84 Kış Olimpiyatlarını temsil eden bir kaldırım var. Instagram için ilginizi çekebilir.

BBI’ın önünden ileri doğru devam ederseniz Başçarşı’da uzaklaşmış olursunuz. Buralar yürüyerek gideceğiniz yerlerin sınırlarındadır. Biraz daha yürüyerek Ali Paşa Camii’ne ulaşırsınız. Cami avlusundaki şadırvanda ayakta abdest almak güzel. Bahçede medfun eski başbakanlardan Hakkı Turayliç’e bir Fatiha okuyun lütfen… Kendisi BM korumasındayken şehit edildi Sırplar tarafından…

Başçarşı istikametine doğru dönüşe geçtiyseniz Mareşal Tito Caddesi’yle Molla Mustafa Başeski ve Ferhadiye caddelerinin kesştiği noktada yanan bir ateş göreceksiniz. Nazi işgalinden kurtuluşu simgeleyen bir yer. Mustafa Başeski Saraybosna tarihçilerinden biri. Günlükleri yakın zaman önce Türkçe olarak yayınlandı. İlginç şekilde yazı dili Osmanlıca imiş. Ferhadiye, İstanbul’un İstiklal Caddesi gibi…

Araçla gidilecek yerlere geçelim. Ilıca’daki Vrelo Bosne, Bosna’ya adını veren Bosna Nehri’nin doğduğu yer. Kendinize güveniyorsanız navigasyon olmadan gidin. Giriş ücretsizdi paralı yapmışlar. Ama çok para değil.

Saraybosna savunmasında eşsiz bir yere sahip olan Tünel Müzesi’ne gittiğinizde verilen mücadelenin büyüklüğünü anlıyorsunuz. Duygular yoğunlaşıyor.

Ilıca’da ayrıca iki Türk üniversitesi var. Uluslar arası Saraybosna Üniversitesi ve Burç Üniversitesi.

Komşu dağlardan İgman Saraybosna’nın savunulduğu efsane yerlerden. İmkanınız olursa sabah erkenden İgman Dağı’ndaki cami-tekkeye uğramanızı öneririm.

Mostar’a gideceksinizdir ertesi gün. Erken kalkıp yolda yemek üzere yanınıza börek alabilirsiniz. Ben Sebil’in karşısındaki Pekera Edin’i tercih ediyorum. Her yer börekçi zaten alın ve yiyin. Mostar tabelaları sizi taşıyacaktır. Konjic ve Jablanica’dan geçtikten sonra Mostar’a gireceksiniz.

Konjic’te bir Osmanlı köprüsü var, TİKA tarafından onarılmış. Jablanica’da ise aklımda kalan Mostar tarafındaki çıkışında mükemmel manzaraya sahip kuzu çevirme yerleri. Erken vakit yola çıkıp geç vakitte de döndüğümüz için burada yemek nasip olmadı hiç. Belki bir gün…

Mostar şehrine girmeden önce 25 km uzaktaki Osmanlı köyü Pocitelj’e gitmenizi öneririm. Yorulmadan diğer yerleri gezip Mostar’ı hem dinlenme hem de gezme olarak gezmek mantıklı olacaktır. Mostar’ı sona saklayın.

Pocitelj’de güzel meyve sepetiyle satış yapan Münire abladan atıştırmalık yemiş alın.

Kaleye kadar araçla çıkmanız mümkün. Yol dar dikkatli olun. Pocitelj Yugoslavya zamanında film platosu ve sanatçı kolonisi merkezi olarak kullanılmış. Hırvatlar baya hırpalamışlar. Cami filan hep sonradan yeniden inşa edilmiş. Verilen zararı panolardaki fotoğraflardan görebilirsiniz.

Aşağıdaki kahvede çay bulunur yazıyor. Türk turistlere alışık yerlerden…

Çıkışta Mostar’a gitmeden önce Blagaj’a Alperenler Tekkesi’ne uğrayabilirsiniz. Herkes anlattığından uzun uzadıya anlatmayayım. Yolda giderken iki tarafı tellerle çevrili bir bağ yolundan geçecesiniz. Şaşıp yanılıp üst tarafa çıkmayın. Yönlendirme eksik olduğundan yanılabilirsiniz. Yol üstündeki şehitliklerden birinde mezarların içinden akan bir çeşme var Fatiha için durduğunuzda o çeşmeyi görmenizi isterim. Blagaj’da tekkeyi ziyaret ettikten sonra Mostar’a geçebilirsiniz. Yemeği isterseniz Blagaj’da dilerseniz Mostar’da yiyebilirsiniz.

Mostar’da en iyi fotoğraf çekim mekanı Karagöz Bey Camii’nin avlusudur. Oradam köprüyü iyi kadrajlarsınız. Mostar Başkonsolosu Tolga Bermek Bey de sıkı bir fotoğrafçı ve en iyi kareleri yakalamak için bu caminin minaresini kullanıyormış. Koski Mehmet Paşa Camii de güzel Bir de Muslibegoviç Evi var milli müze olarak. Ziyaret edilebilir. Nehirden gösteri atlayışı yapanlar havalar soğuksa olmuyor. Mostar’da yolun karşı tarafı Hırvatların yoğun olduğu bölge olsa da güzel camiler var. Köprü savaşta Hırvat topçusunun ateşiyle yıkıldı ve Türkiye tarafından onarıldı. Türkiye’nin onarım çalışmalarına katkısı büyük.

Dönüş yoluna geçtiyseniz gelişten daha kısa sürecektir. Yol aynı yol ama aşina olduğunuz için biraz daha kolay gelecektir. Hırvat köylerinden geçerken savaşı hatırlayabilirsiniz. Karışık duygular işte. Allah bir daha savaş göstermesin. Zor işler. Mostar, Bosna-Hersek’in Hersek bölgesinde ve Akdeniz iklimine yakın. Kışın Saraybosna’ya göre daha ılıman.

Yolda müzik dinlemek isterseniz radyo kanallarını karıştırın. Radyo Birr var. İlahi ve dini sohbetler yayınlıyor. Boşnakça ilahiler dinlemek hoşuma gittiği için orayı ayarlıyordum. Ezan vakitlerinde ezan okuyor. Bazen Türkçe ilahiler de çıkıyor. Ama Saraybosna yakınlarında çekiyor.

Akşama doğru Saraybosna’ya döndüğünüz zaman evinize dönmüş gibi oluyorsunuz. Ben hep öyle hissediyorum. Yorgunsanız bile yine kendinizi Saraybosna sokaklarına vurun, sokak aralarından yukarı doğru çıkıp bir terastan şehri izleyin. Orada mahalle camilerinin ahşap minareleri bana çok estetik geliyor. Camilerin kapısında denk gelirseniz zikir tarihleri ve yerleri belirtiliyor. Bir bakın.

Üç günlük bir programa sahip olduğunuzu düşünüyorum. Saraybosna, Mostar derken ertesi günü Travnik’e ayırın. Yine erken saatlerde çıkabilirsiniz. Zenica otobanında Travnik’in çok yakınına kadar gidebilirsiniz. Otoban ücretli ama verdiğiniz paraya değiyor. Ben bir keresinde otobandan bir diğerinde Kiseljak tarafından gitmiştim. Eğer manzarayı ve köyleri seviyorsanız yolu uzatıp güzel maden sularına adını veren Kiseljak üzerinden gidebilirsiniz.

Novi Travnik ve Travnik diye iki ayrı tabela var. Siz Travnikçisiniz… Travnik güzel yer, mimarisi de farklı. İvo Andriç oralı… Kaleye çıkacaksınız tabii. Ancak kaleyi gören şehrin karşı tarafına da geçmeyi ihmal etmeyim. Alaca Camii var yolun o tarafında, bir benzeri Tetova’da (Kalkandelen-Makedonya) var. Dışı güzel süslemeli. Kaleyi gezdikten sonra kalenin oradan gelen suların aktığı Plava Voda’da bir kahve içebilirsiniz. Fatih’in oranın suyunu içtiğini filan söylüyorlar. İçmiş olabilir, gürül gürül akıyor. Annem-babam-ablam-eniştemle gittiğimiz bir seferinde annem Travik’i çok beğendi. Orada bir ev kiralamayı teklif etti. Ben de biraz makul olması gerektiğini Saraybosna dururken burada ne işinin olduğunu söyledim.

Yanında Elçi İbrahim Paşa Medresesi var. Bizdeki imam-hatip ayarında güzel bir bina. Burada içeri girerken Türk olduğunuzu söylerseniz kolaylık sağlıyorlar. Türkiye’den kardeş okulları da var. Öğrencilerin mezuniyet töreni resimleri, sınıf fotoğraflarının olduğu tablolara filan bakın. Özenli bir okul göreceksiniz. Sonra yol dönüşe geçer ve siz dönersiniz.

Üç şehir ve üç gün geçirdikten sonra Bosna-Hersek’e bir daha ne zaman geleceğinizi düşünmeye başlarsınız.

Bu yazıyı bir arkadaşımın Bosna-Hersek’e gideceğini söyleyip tavsiyeler istemesi üzerine yazdım. Bosna-Hersek elbette bu üç şehirle sınırlı değil. Bundan sonraki seyahatlerimizde Kuzey Bosna bölgesine de gitmeyi düşünüyorum. Hızla yazıldığı için bazı duygular ve tarihi bilgiler yeterince ifade edilmemiş olabilir. Aşağıdaki linkleri takip ederek diğer Bosna-Hersek yazılarıma da ulaşabilirsiniz. Sizden ricam Bosna-Hersek tecrübelerinizi yorum kısmına ilave ederek katkı sağlamanız. Şimdiden teşekkür ederim. Merakla gidin tebessümle dönün…

Originally published at halilibrahimizgi.blogspot.com.tr on May 8, 2013.

--

--