BİYOBANKA
BİYOBANKA NEDİR??
The Organization for Economic Cooperation and Development’ın (OECD) tanımına göre biyobanka, bir popülasyona veya belirli bir hastalığa özel olarak, düzenli bir sistem çerçevesinde toplanmış biyolojik örnekleri ve bunlarla ilişkili veri ve bilgileri kapsayan birimdir.
Biyobankalar doku, organ, serum, plazma, idrar, tükürük, deoksiribonükleikasit (DNA), ribonükleikasit (RNA), protein, hücre serileri (çoğunlukla araştırma amacıyla kullanılan ve laboratuvar koşullarında sınırsız çoğaltılabilen hücreler) gibi biyolojik örneklerin, özellikle araştırma amacı ile uzun süreli olarak saklandığı birimler olarak da tarif edilebilir.
BİYOBANKA TÜRLERİ?
Hastaneler, üniversiteler, ilaç şirketleri ve sivil toplum örgütleri tarafından kurulan ve işletilen biyobankaların birçok çeşidi bulunuyor. Kimi bir buzdolabı kadar, kimileri ise bir depo büyüklüğünde olabiliyor. Kanser gibi belirli bir hastalığa yönelik biyobankalar kurulabileceği gibi, popülasyon temelli, belirli bir bölgede yaşayan insanlara dair örnek ve verilerin toplandığı biyobankalar da kurulabiliyor.
Biyobankaların hastalık merkezli, popülasyon bazlı, genetik veya DNA/RNA merkezli, doku bankaları, ticari ve sanal biyobankalar gibi birçok türü bulunmaktadır.
Bunlara örnek en yaygın olanlarından vermek gerekirse biri DNA BANKALARI diğeri ise HÜCRE VE DOKU BANKALARIdır.
DNA BANKALARI; sadece insanlara yönelik değil, bitki ve hayvanlar için de kullanılmaktadır. Örneğin; nesli tükenmekte olan bitki veya hayvanların devamlılığı için ya da bitkilerde dayanıklılığı ve ürün verimini arttırmaya yönelik çalışmalara da hizmet vermektedir.
HÜCRE VE DOKU BANKALARI; sınırsız bölünebilme ve kendini yenileme, organ ve dokulara dönüşebilme yeteneğine sahip kök hücreler parkinson, alzheimer, şeker hastalığı, lösemi ve travma sonrası felç gibi pek çok hastalığın tedavisi için ümit vaat ediyor. Bu nedenle günümüzde kök hücrelerin araştırma ve tedavi amaçlı olarak saklandığı sayısı giderek artıyor. Bu duruma günümüzden örnek vermek gerekirse annelerimizin ileride oluşabilecek durumlar için göbek bağımızı veya süt dişlerimizi saklamak istemesi olabilir.
BİYOBANKALAR NEYE HİZMET EDER ?
Biyobankalar genelde iki amaç için kurulur. Bunlardan ilki araştırma amacı taşımayan, kan, kemik iliği gibi biyolojik örneklerin daha sonra tedavi amacı ile kullanılmak üzere saklanmasıdır. Biyobankaların kuruluşundaki bir diğer temel amaç, yeniden örnek toplanmasına gerek kalmaksızın aynı örnek üzerinde çok sayıda genetik incelemenin yapılabilmesini, zaman içerisinde edinilen yeni bilgiler doğrultusunda bu incelemelerin gerektiğinde tekrarlanabilmesini ya da o günkü koşullarda yapılması mümkün olmayan yeni incelemelerin gelecekte yapılabilmesini sağlamak üzere biyolojik örneklerin saklanmasıdır.
BİYOBANKALARIN KULLANIM ALANLARI
Kişiselleştirilmiş ilaçlar: Bireyin genetik yapısına özel ilaçlar geliştirilebiliyor.
Kök hücre araştırmaları: Kök hücreler birçok genetik hastalığın tedavisinde büyük bir potansiyel vadediyor.
Sağlık araştırmaları: Hastalığın insanları süreç içerisinde ne şekilde etkilediğinin anlaşılması tutarlı bir tedavi geliştirilmesi bakımından önem taşıyor.
Çevresel etkenler: Astım ve diyabet gibi birçok hastalık çevresel faktörlerden etkileniyor. Hava kirliliği, alkol kullanımı gibi etkenlerin farklı bireyler üzerindeki etkisinin anlaşılması büyük önem taşıyor.
Demografik veri tabanları: Birçok ülke nüfusu giderek yaşlanıyor. Yaş ortalamasının yükselmesiyle sağlıklı yaşlanma her bakımdan önem kazanıyor.
BİYOBANKAYA NEDEN İHTİYAÇ DUYARIZ?
Son iki yıldır hayatımızı değiştiren COVID-19 salgınının dünyayı çaresiz bırakmasının temel bir nedeni vardı: Salgın bilim insanlarının klasik araştırma yöntemlerinin ayak uyduramayacağı bir hızda yayılmış, uzmanlar bir ilaç ya da aşı geliştirmek bir yana, henüz virüsün yapısını anlamaya fırsat bulamadan tüm dünyayı etkisi altına almıştı. Bu durum; kanser, diyabet, obezite gibi hastalıkların giderek yaygınlaştığı, sık sık salgın tehdidiyle karşı karşıya kaldığımız bir dünyada bu hastalıklara yönelik teşhis ve tedavi yöntemleri ile ilaç ve aşıların hızla geliştirilmesi gerektiğini ortaya koydu.
Bunu başarmak kapsamlı araştırmalar, bu araştırmalar da çok sayıda biyolojik örnek gerektiriyor. İşte bu noktada biyobankalar devreye giriyor. Biyobankalar, kaliteli biyolojik örneklere daha rahat ulaşılabilmesi, araştırmaların hızlanması, birçok hastalığın daha iyi anlaşılması ve hastalıklara daha çabuk çözüm bulunması potansiyelini taşıyor.
Aslında hepimizin bildiği ama isminin BİYOBANKA olduğunu bilmediğimiz bu konu birden ilgi alanıma girdiğinden ötürü sizlerle de paylaşmak istedim. Umarım bu yazımı okurken keyif alırsınız. Şimdiden teşekkürler…
KAYNAKÇA:
https://thinktech.stm.com.tr/tr/saglik-hizmetleri-ve-arastirmalarinda-yeni-devrim-biyobankalar
dergiKodu=4&cilt=45&sayi=758&sayfa=48&yaziid=32687#:~:text=Biyobankalar%20genelde%20ikihttps://services.tubitak.gov.tr/edergi/yazi.pdf;jsessionid=5C8Spwf+rWEtfenikeehGaO+? %20ama%C3%A7%20i%C3%A7in,ile%20kul%2D%20lan%C4%B1lmak%20%C3%BCzere%20saklanmas%C4%B1d%C4%B1r.