DAMGALA(N)MA

Zümre Baştaş
SAYGEL
Published in
6 min readMar 30, 2021

Doğru şekilde yargılamayı öğrenen her yaştan insan neyin iyi neyin kötü, neyin ayıplanması gereken neyin övgüye layık olduğunu bildiğine inanır ancak günümüzde çok iyi biliyoruz ki bu öğrenilmiş bir önyargıdır. (Nietzche,1997).

stigma

Bireylerin görgüleri ve düşünce yapıları çocuklukta oluşmaya başlar. Her aile çocuklarına kendi “doğrularını” ve “yanlışlarını” öğretirler. Bireyin çocukken ailesinden ve çevresinden aldığı değer yargıları, yetişkinlik döneminde farkında bile olmadan hayatına yön verir.

Her toplumun kendi normalleri vardır. Bireyler bu normal özelliklerini taşımadıklarında farklı olarak addedilir. Farklı olarak görülmek beraberinde damgalanmayı ve dolayısıyla dışlanmayı ifade eder.

Goffman’a göre damga; kölelerin ve hainlerin derilerini, onlardan kaçınılması gereken ahlaksız insanlar ya da lekeli olarak tanımlayabilmek için kesen veya yakan Yunanlılara kadar uzanır. Damgalama aslında sadece fiziksel bir işaretlenmeyi değil, sosyal anlamda onaylanmamayı ifade eder.

Sosyal dışlanma, topluma kabul edilme ve toplumla bütünleşmeyi ifade eden sosyal içerilmenin karşıtı olarak ele alınmakta ve sosyal bağların birey ve toplum arasında kültürel ve ahlaki açıdan kopması olarak tanımlanmaktadır. Çünkü toplumsal düzen ve toplumsal bütünleşme kuramcıları, toplumun birbirine bağlı ve uyumlu bir bütünü oluşturan parçalardan oluştuğunu ve bunun ise ahlaki düzeni, uyumu sağladığını savunmaktadır. Sosyal dışlanma kavramı ise bütünleşmenin tam tersi olarak bireyin veya grubun bu ahlaki kurallardan (düzenden) kopması anlamına gelmekte ve dinamik bir sürece işaret etmektedir.(De Haan, 2000: 27)

Etiketlendirme: Etiketlendirme bir birey ya da grubun saygınlığını tehlikeye düşüren ve onlara utanç duygusu yaşatan bir durum; bir şeyin normal ya da standart kabul edilmediğini belirten bir im ya da leke olarak tanımlanmaktadır (Bağ ve Ekinci 2006).

Damgalama: Damgalama bazı hasta gruplarına karşı toplumun tavır alması, onları toplumdan dışlamasına kadar giden davranışlar bütünüdür (Bahar 2007).

Sosyal İzolasyon: Bireyin kendi dünyasında yer alan giderek çözümlenmesi güçleşen yalnızlık ve çevreden uzaklaşma problemidir (Oran ve Şenuzun 2008).

stigma

“Farklı” bireylerden korkmak, onları reddetmek, onlardan kaçınmak ya da onlara karşı olumsuz bir tavır içinde bulunmak damgalamak olarak ifade edilir. Damgalanan kişiler, zamanla toplumun bir parçası olmadığı düşüncesiyle kendilerini yalnız hissedebilir. Kaygı, umutsuzluk ve karamsarlık yaşayabilir. Bu durum ruhsal bozukluklara zemin hazırlayabilir. Kişi bunu hak ettiği düşüncesine kapılabilir, yoğun öfke yaşayabilir, kendisine veya çevresine saldırgan olabilir. Ayrıca hastalıkları nedeniyle damgalanmış kişiler de hastalıklarını gizleyebilir, tedaviyi reddedebilir. Böyle bir durumda aynı zamanda çevresinin de damgalanmasına neden olabilir.

Tıbbi olarak damgalanma tarihin hemen her döneminde görülür. Toplumları sarsan hastalıklar olan cüzzam, veba, sifiliz, tüberküloz gibi hastalıklar, kanser hastalığı, ruhsal hastalıklar, AIDS damgalanmaya neden olan hastalıklar olarak karşımıza çıkar. Son olarak tabii ki günümüz sorunu; Covid-19.

COVİD-19 PANDEMİSİNDE DAMGALANMA

Pandemide virüsün yayılmasını önlemek için sosyal mesafe gibi bazı kısıtlamalarla insan ilişkileri değişmiştir. Virüsün yayılmasıyla zaten yoğun olan sağlık sistemlerine ek bir yük daha binmiştir. Sağlık hizmetine ulaşmadaki eşitsizlikler sonucunda damgalama, ayrımcılık gibi sorunlar yeniden gündeme gelmiştir.

stigma

✔️ Pakistan’da yapılan bir araştırmada katılımcılar, aile üyelerinde COVID-19 tespit edildiğinde komşularının düşmanca davranışlar sergilediğini ve bazı komşuların da kendilerinden mahalleyi terk etmelerini istediklerini anlatmışlar.

✔️ Eşi COVID-19 geçiren bir kişi, eşinin testinin negatif çıktığı halde diğer aile üyelerinin kendisiyle görüşmeye isteksiz olduğunu belirtmiştir. Bu şekil damgalama doktorların ailelerinde de yaygındır.

✔️ Karısı korona virüse yakalanan 55 yaşındaki doktor, negatif test sonucuna ve işte koruyucu önlemler almasına rağmen eşinin kendisine enfeksiyon taşıyıcısı gibi muamelede bulunduğunu anlatmıştır.

✔️ Bazı katılımcılar, bulundukları bölgede damgalanma ve ayrımcılığın çok fazla olduğunu ve ev değiştirmeyi düşündüklerini anlatmışlardır.

✔️ Yine yurt dışından geri dönen kişiler damgalanma riskiyle karşı karşıya kalmıştır.

✔️ Karantinaya alınan bireylerin, damgalanma ve sosyal olarak reddedilme olasılıkları daha yüksektir. Karantinadaki bireylerde mali kayıplar, umutsuzluk ve ayriyeten sosyal damgalama çok yaygın olarak görülmektedir.

✔️ Korona virüs salgınında ek olarak asemptomatik olarak virüs taşıyıcısı olunabileceği bildirilmiştir. Bu durumda da insanlar sürekli birbirlerinin taşıyıcı olmasından şüphelenmekte ve bu da yine bir damgalama etkeni olarak görünmektedir.

✔️ COVID-19 atlatan kişiler, evde kalmamakla veya dışarı çıkarken uygun önlemleri almamakla suçlanabilir.

✔️ İnsanlar korona virüs hastası olmadıklarında bile damgalanabilir. Örneğin, alerjisi olan ve hapşıran biri, hasta iken evini terk ettiği düşünülüp damgalanabilir.

✔️ DSÖ direktörü Tedros, COVID-19 pandemisi ile ilgili

Biz sadece bir pandemiyle savaşmıyoruz, aynı zamanda bir infodemiyle de savaşıyoruz.”

şeklinde bir açıklama yapmıştır. İnfomedi, İngilizce “information” ve “pandemic” sözcüklerinden türetilmiş bir kelimedir. Yanlış bilginin aşırı derecede olması anlamını taşır. Bu hatalı bilgi insanları paniğe sürükler ve aynı zamanda infomedi damgalamayı kolaylaştırıcı bir faktördür.

✔️ Bu süreçte bir başka damgalama da Çin’e karşı yapılmıştır. Bir araştırmada Twitter’da “çin ve koronavirüs” şeklinde arama yapılmış, COVID-19 ve Çin hakkında 3.457.402 tweet atıldığı görünmüştür. Tweetlerin 25.467’sinde Çin’e karşı nefret söylemi olduğu saptanmıştır.

✔️ Zenofobi ise pandemide pek çok ülkede yaygınlaşmıştır. Zenofobi, yabancı korkusu ya da nefreti anlamına gelir. Korona virüsle beraber özellikle Çin asıllı Asyalılara nefret tutumu İngiltere, Almanya, Belçika, Hollanda, Hırvatistan gibi ülkelerde yaygınlaşmıştır. Bu grup genellikle sözlü saldırı ya da kendi düşüncelerini yayma şeklinde eylem yaparlar.

✔️ Yeni Zelanda, Kanada gibi ülkelerde bazı ebeveynler çocuklarının Çinli çocuklarla aynı okullarda, sınıflarda eğitim almalarını, bulunmalarını istememişlerdir.

✔️ Çin’e karşı damgalama sadece Avrupa ve Amerika’da değil Asya’da da yaygındır. Güney Kore’de çoğu işletme “Çinli Giremez” şeklinde tabelalar asmış ve ülke genelinde 500.000'den fazla kişi ülkeye Çinli ziyaretçi yasağı getirilmesi için dilekçe imzalamıştır.

✔️ Aslında damgalama Çin’in içinde bile yaygındır. Virüsün tespit edildiği Wuhan eyaletine karşı diğer eyaletlerde yaşayanlar Wuhanlılara düşmanca davranmışlardır.

stigma

DAMGALANMA CİDDİ BİR SORUNDUR

“COVID-19 ile mücadele sürecinde riskli gruplara yönelik sosyal damgalamayı engelleyici müdahalelerin planlanması büyük önem taşımaktadır.”

Hastalıkla ilgili halkın bilinci eğitimlerle sağlandığında damgalanma azaltılabilir. COVID-19 ile ilgili bilgiler, damgalanan topluluklara özel dikkat gösterilerek, nüfusun daha geniş kesimlerinde çeşitli yerel dillerde, kısaca ve kültürel olarak uygun bir şekilde aktarılmalıdır. Medya haberciliği, kamuoyunu etkilemek kullanılabilir. Medya umudu, birlik ve beraberliği geniş kitlelere yaymak için en etkili araçtır. Salgın dönemlerinde damgalanmanın iyi tanınması ve damgalanma ile mücadele için eğitim ve politikalar oluşturulması gerekmektedir.

Korona virüs gibi bulaşıcı hastalıklarla mücadelede hep ön safhalarda yer almışladır. Sağlık çalışanlarına “KAHRAMAN” övgüleri gelse de, tüm dünya onları her akşam balkonlara çıkıp onları alkışlasalar da; bir o kadar da “taşıyıcı” olarak görülmüşler ve ayrımcılığa maruz kalmışlardır. Damgalanma sağlık çalışanlarına hem gereksiz yükler ekler hem de onları daha fazla yıpratır.

Sağlık çalışanları pandemiden önce de pandemide de büyük emekle çalışıyorlar ve pandemiden sonrasında da yine aynı emekleri sarf edeceklerdir. Salgının ilk günlerinde her akşam balkonlardan alkışladığımız gibi sosyal hayatımızda da damgalamak yerine onlara ve işlerine olan saygımızı göstermeliyiz. Sağlık çalışanlarının en büyük risk altında olduğunu, yorulmadan çalıştıklarını UNUTMAyalım.

#saygel #saygel30

KAYNAKÇA

--

--