Hatice Kübra POLAT
SAYGEL
Published in
5 min readDec 9, 2021

--

HEKİM-HASTA İLİŞKİSİNİN NİTELİĞİ VE HUKUKİ BOYUT

Hekim ile hasta arasındaki ilişki çoğu zaman sözleşmeye dayalı olarak meydana gelmekle birlikte, haksız fiil ilişkisi, culpa in contrehendo ilişkisi veya vekaletsiz iş görme ilişkisi şeklinde sözleşme dışı hallerde de meydana gelmektedir.

Sözleşme İlişkisi

Hastanın özel hasta­neye ya da muayenehaneye başvurması ve tedavisinin burada yapılması ile ortaya çıkar. Hekim ile hasta arasında temelde güven ilişkisine dayanan bu sözleşme ile hekim teşhis ve tedavi etme, hasta veya temsilcisi ise bir bedel ödeme yükümlülüğü altına girmektedir. Bu sözleşmenin tarafları, hekim ile hastadır.

1.Vekalet Sözleşmesi Görüşü: Vekilin müvekkili için bir işi görmesi yükümlülüğü altına girdiği müvekkilin ise vekile kararlaştırılmış ücreti veya teamül gereği ödemesi gereken ücreti ödemeyi yüklendiği iş görme sözleşmesidir (TBK md. 502). Türk doktrin ve uygulamasında hakim görüş, hasta ile hekim arasındaki sözleşmenin vekalet sözleşmesi niteliğinde olduğudur. Hekim bu sözleşme ile hastanın hastalığını teşhis ve tedavi etme yükümlüğü altına girmektedir. Ancak hekim, teşhis ve tedavisini hastanın menfaatine uygun olarak zamana bağlı olmaksızın ve kesin bir sonuç taahhüdü altına girmeden gerçekleştirmektedir. Hasta ile hekim arasındaki sözleşme şekle tabi olmayıp, hekimin hastayı tedavi etmek için gerekli işlemlere başlaması veya hastanın hekimin muayenehanesine gitmesi ile vekalet sözleşmesi niteliğindeki hekimlik sözleşmesi fiilen kurulmuş olacaktır.

2.Hizmet Sözleşmesi Görüşü: Hizmet sözleşmesi, işçinin işverene bağımlı olarak belirli veya belirli olmayan süreyle iş görmeyi ve işverenin de ona zamana veya yapılan işe göre ücret ödemeyi üstlendiği sözleşmedir.” şeklinde tanımlanmıştır.

Alman hukukunda hekimlik sözleşmesine konu edimlerin her zaman hekim tarafından bir ücret karşılığından yapıldığından hekim ile hasta arasındaki sözleşmenin niteliğinin hizmet sözleşmesi olduğu kabul edilmektedir. Ancak hasta ile hekim arasında bağımlılık unsuru olmadığından hizmet sözleşmesinden bahsedilemeyecektir. Ancak hekimin özel bir hastaneye bağlı olarak faaliyet göstermesi durumunda ise aradaki ilişki için hizmet ilişkisinin varlığından söz etmek mümkündür. Yargıtay işyeri hekimliğinde işveren ile hekim arasındaki sözleşmenin hizmet sözleşmesi olduğuna karar vermiştir (1).

3. Eser Sözleşmesi Görüşü: Eser sözleşmesi, bir tarafın bir sonuç meydana getirmeyi taahhüt ettiği, diğer tarafın bunun karşılığında bir ücret ödemeyi üstlendiği sözleşmedir (TBK md. 470). Eser sözleşmesi, taşınır veya taşınmaz bir mal meydana getirmeyi kapsayacağı gibi maddi varlığı olmayan sonuçları kapsayabilecektir. Buna rağmen estetik amaçlı tıbbi müdahalelere ilişkin sözleşmeler, eser sözleşmesi olarak kabul edilmektedir. Yargıtay da estetik amaçlı yapılan sözleşmelerin eser sözleşmesi olduğunu kabul etmektedir.

4.Sui Generis Sözleşme Görüşü: Sui Generis sözleşme, kanunda tanımlanmayan unsurları bakımından yeni bir oluşumu yansıtan ve unsurları arasında özgün bir bağlılık olan sözleşme olarak tanımlanabilir. Sui generis sözleşme, isimsiz sözleşmelerin bir türüdür. Sui generis sözleşmeler ihtiyaca binaen ortaya çıktığından bu sözleşmelerin nasıl tamamlanacağı, hangi hükümlere tabi olacağı veya yorumlanacağı ciddi bir problem oluşturmaktadır. Hasta ile hekim arasındaki sözleşmenin, güven unsurunun ön plana çıktığı, sözleşme taraflarının doğal olarak eşit olmadığı, sözleşme sonuçlarını hastanın bedeninde gösterdiği hususları birlikte göz önüne alındığında sui generis bir sözleşme olduğu sonucuna varılabilir. Ancak böylesine önemli sonuçları olan sözleşmelerin sadece borçlar hukuku genel hükümlerinden, iyi niyet ve teamül kurallarında yararlanılarak yorumlanması, tamamlanması mümkün olmadığı gibi çıkacak uyuşmazlıkların sağlıklı bir şekilde çözümü mümkün değildir. Bu sebeple hasta ile hekim arasındaki sözleşme ilişkisini sui generis sözleşme olarak kabul etmek mümkün değildir.

https://www.google.com/url?sa=i&url=https%3A%2F%2Fkesgin.av.tr%2Ffaaliyet-alanlarimiz%2Fc%2F302&psig=AOvVaw0xKZ2mZ5dGLR_KOu5jprIe&ust=1639162051582000&source=images&cd=vfe&ved=0CAsQjRxqFwoTCPDctvWw1_QCFQAAAAAdAAAAABAD
Kaynak: https://images.app.goo.gl/XNh3FZPmDKRY9cTq7

Haksız Fiil İlişkisi

Hasta ile hekim veya hastane arasında bir sözleşme bulunmadığı ve vekaletsiz iş görme hükümlerinin uygulanamayacağı durumlarda hasta ile hekim arasında haksız fiil ilişkisi bulunmaktadır. Hekimin sözleşme gereğince yapmış olduğu tıbbi müdahale neticesinde bir zarar meydana gelmişse bu aynı zamanda haksız fiildir. Hekim ile hasta arasında haksız fiil ilişkisinin kurulabilmesi için hekimin aktif veya pasif bir fiili, bu fiilin hukuka aykırı olması, söz konusu fiil ile maddi veya manevi bir zararın ortaya çıkmış olması, hekimin kusurlu davranışı, hukuka aykırı fiil ile zarar arasında uygun illiyet bağının bulunması gerekmektedir.

Vekaletsiz İş Görme İlişkisi

Açık bir vekalet ilişkisi olmamasına rağmen iş gören kimsenin iş sahibinin menfaatine ve varsayılan iradesine göre iş görmesi durumunda vekaletsiz iş görme söz konusu olacaktır (TBK md. 526). Doktrinde vekaletsiz iş görme, iş sahibinin menfaatine görülmesi durumunda gerçek vekaletsiz iş görme, vekaletsiz iş görenin iş sahibi lehine değil sırf kendi menfaatine iş görmesi durumunda gerçek olmayan vekaletsiz iş görme şeklinde ikiye ayrılmaktadır. Gerçek vekaletsiz iş görmede, iş sahibinin yararına onun gerçek veya varsayılan amacına göre hareket edilmesi söz konusudur. Gerçek olmayan vekaletsiz iş görmede iş gören kişi başkasına ait işi bilerek veya bilmesi gerektiği halde kendisine bir menfaat çıkarmak uğruna yapmasıdır.

Hasta Hakları Yönetmeliğinin md. 24/5, “Tıbbi müdahale sırasında isteğini açıklayabilecek durumda bulunmayan bir hastanın, tıbbi müdahale ile ilgili olarak önceden açıklamış olduğu istekleri göz önüne alınır.” şeklindedir. Bu hükümde hastanın rızasını açıklayamayacağı durumda hekim ile hasta arasında vekaletsiz iş görme ilişkisinin kurulabileceği düzenleme altına alınmıştır.
Hastanın sağlığına kavuşması için yapılan tıbbi müdahalenin hastanın iradesine dayanmaması durumunda hasta ile hekim arasında vekaletsiz iş görme ilişkisi kurulduğu söylenecektir. Özellikle hastanın açık yada zımni iznini alma olanağının bulunmadığı bir ameliyat sırasında cerrahi müda­halenin genişletilmesi zorunluluğunun ortaya çıktığı yada acil tıbbi müdahaleyi ge­rektiren ani ve beklenmedik olayların (örneğin, trafik kazası yada yangın gibi zaruret halleri/zorunluluk durumları) yaşandığı sırada doktorun hukuki sorumluluğu vekaletsiz iş görme ilişkisine dayanmaktadır (2).

Culpa In Contrahendo İlişkisi

Culpa In Contrahendo, sözleşme görüşmelerindeki kusur anlamına gelmektedir. Başka bir ifade ile kurulacak sözleşmenin tarafları veya yardımcılarının karşı tarafa vermiş olduğu zarardan sorumluluk olarak tanımlanmaktadır. Culpa In Contrahendo sorumluluğunun temelini dürüstlük kuralı oluşturmaktadır. Culpa In Contrahendo sorumluluğunun sınırlarının tespit edilmesi ise oldukça önemlidir. Culpa in contrahendo sorumluğunun doğması için birtakım şartların oluşması gerekmektedir. Sözleşmenin tarafları arasında düzenlenen davranış yükümlülüklerine veya dürüst davranış yükümüne aykırı hareket, zarar, zarar ile davranış arasında illiyet bağı ve kusur unsurlarının bir arada bulunması durumunda culpa in contrahendo sorumluluğu doğacaktır. Tedavi sözleşmesinin kurulması aşamasında hekim ile hasta arasında dürüstlük kuralı temelli bir güven ilişkisi vardır. Sözleşme kurma niyeti olmaksızın sözleşme görüşmesinde bulunmak, sözleşme görüşmelerini haklı bir sebep olmaksızın yarıda bırakmak, karşı tarafa özensiz veya gerçeğe aykırı bilgi vermek culpa in contrahendo sorumluluğuna somut birkaç örnek olarak verilebilir. Bu gibi durumlarda hastanın bir zararının doğması, zarar ile zararı oluşturan eylem arasında uygun illiyet bağının bulunması, hekimin kusurlu olması, hekim açısından tazminat borcu doğuracaktır.

Sonuç olarak; hekim ile hasta arasındaki hukuki ilişkinin mahiyetinin belirlenmesi, tarafların hak ve borçlarının tespiti, hekimin sorumluluğunun kaynağı, olası bir uyuşmazlıkta ispat külfetinin belirlenmesi bakımından önemlidir.

KAYNAKÇA

  1. ABİK Yıldız, “Doktorun Sorumluluğunda Şans Kaybı : İyileşme Şansının Kaybı”, Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi, Cilt: 54, Sayı: 3, Eylül 2005
  2. Şatır N: Hekimlerin Hukuki ve Cezai Sorumluluğu. 1. Baskı, Ankara, Yetkin Yayıncılık, 2015.
  3. https://www.olcuhukuk.com.tr/hasta-ile-hekim-arasindaki-hukuki-iliskinin-mahiyeti

--

--